#tüm kabaherif başlıkları
ailemin yanındayken alköllü geçen çoğu gecenin sonunda eve dönerken mırıldandığım batı yakası şarkısı. ezhel'in daha meşhur olmadığı zamanlardan kalma bir hiti.
Anıl Piyancı & DJ Artz - Bugün Biraz İçtim Ft. Ezhel & Grogi
[Hook: Ais]
Bugün biraz içtim afedersin anne
Söyle n'apsaydım sarmışken dört tarafımı
Etimi kemirmek isteyen iki otobüs yavşak
Oo her derde inat iyi kafam kıyak kafam kaynak
[Bridge: Anıl Piyancı]
Bazen böyle olur
Koca dünyanın içinde sıkışıp kaldı
Söyle moruk
Ne kadar sen sensin neden bu sersemlik?
[Verse 1: Anıl Piyancı]
Sanarsın kötülükler açık büfe self servis
Tabağıma doldurmuşum teker teker her derdi
Sırtıma yükü alır alnımdan terlerdim
Piyancı son zamanlarda neden bu tembellik?
İnan ki uzun zaman oldu bi' cevap arıyordum
Fark ettim ki sorunlardan her an kaçar oldum
Ve sonuçları düşünmeden hedef alıyordum
12’yi vurmuş olsam bile düşle anılıyordum
O yüzden (bugün biraz içtim) affedersin anne
Ama sakın korkma kaybetmedim kendimi
Belkide bugün yeterince sarfetmedim kendimi
Bahsetmedim her şeyi çünkü hazmetmedim gerçeği
Yine de bozmadım ben hadiseyi
Müzikle geçirmek isterim her saliseyi
İçinden geliyorsa sohbet edip sabaha kadar gel içelim
Dünya bir hapis değil
[Hook: Ais]
[Verse 2: Ais Ezhel]
Aç karnım doyar beni besler her bi' hayal
Moruk İzmir’de boyoz yerim Ankara’da ayaz
Böyle geçer hayat inişler ve çıkışlar sakatlar da
Yüksek tut olma sakın nakavt fakat
Yürüyen merdivenin tersinden
Koşan çocuklardansan sakın hiçbir şeyden korkma
Yorulmak eğlendirir eğlenmek yormaz
Özgürlük eylemlerindir engeller çoksa
Yaparsın çok temizlik bu dünya boş bi' pislik
Yine de delirmemelisin bu yüzden kalcan optimistik
Kalkmak için bulundurdum bol içimlik
Kalkmak için tüm üstünden büyük şehrin zombiliğini
Sokakler leş piç havayı çek piç
Gölgen bile tehlikeyse olmalısın Red Kit
Bir kahramandır terli her emekçi
Alın teri zor gelene kolay pezevenklik
[Hook: Ais]
[Verse 3: Grogi]
Cebimdeki para gibi bozuk bugün de kafam
Günlerden Pazar şu gündeme bak
Dört taraf yalan dünde kalan gelecekte zarar
Sanırım karanlığı yenecektir zaman
Kafana bereni tak hedefe bak
Yolunda yürü devam sokakta kederi tat
Hayatı yaşa konuşmayan dolup taşar
Çeneni kapa çünkü konu değil kaşar
Çakmağın varsa uzat yakayım yarım kalan sigaramı
Zaten dört tarafım duman
Sıkıldım kurallardan yazı ya da tura
Suratı asık herkes olmuş katil ya da bunak
Hayat adil değil bilirsin hadiseyi sen
Çocuk yaşta yalnızlığı sonra harbiden
Ağır geliyor insana bunlar ama çare yok
Nefes alıp vermek için insan amaç arıyor
[Hook: Ais]
[Scratch]
Yavşak
Anıl Piyancı & DJ Artz - Bugün Biraz İçtim Ft. Ezhel & Grogi
[Hook: Ais]
Bugün biraz içtim afedersin anne
Söyle n'apsaydım sarmışken dört tarafımı
Etimi kemirmek isteyen iki otobüs yavşak
Oo her derde inat iyi kafam kıyak kafam kaynak
[Bridge: Anıl Piyancı]
Bazen böyle olur
Koca dünyanın içinde sıkışıp kaldı
Söyle moruk
Ne kadar sen sensin neden bu sersemlik?
[Verse 1: Anıl Piyancı]
Sanarsın kötülükler açık büfe self servis
Tabağıma doldurmuşum teker teker her derdi
Sırtıma yükü alır alnımdan terlerdim
Piyancı son zamanlarda neden bu tembellik?
İnan ki uzun zaman oldu bi' cevap arıyordum
Fark ettim ki sorunlardan her an kaçar oldum
Ve sonuçları düşünmeden hedef alıyordum
12’yi vurmuş olsam bile düşle anılıyordum
O yüzden (bugün biraz içtim) affedersin anne
Ama sakın korkma kaybetmedim kendimi
Belkide bugün yeterince sarfetmedim kendimi
Bahsetmedim her şeyi çünkü hazmetmedim gerçeği
Yine de bozmadım ben hadiseyi
Müzikle geçirmek isterim her saliseyi
İçinden geliyorsa sohbet edip sabaha kadar gel içelim
Dünya bir hapis değil
[Hook: Ais]
[Verse 2: Ais Ezhel]
Aç karnım doyar beni besler her bi' hayal
Moruk İzmir’de boyoz yerim Ankara’da ayaz
Böyle geçer hayat inişler ve çıkışlar sakatlar da
Yüksek tut olma sakın nakavt fakat
Yürüyen merdivenin tersinden
Koşan çocuklardansan sakın hiçbir şeyden korkma
Yorulmak eğlendirir eğlenmek yormaz
Özgürlük eylemlerindir engeller çoksa
Yaparsın çok temizlik bu dünya boş bi' pislik
Yine de delirmemelisin bu yüzden kalcan optimistik
Kalkmak için bulundurdum bol içimlik
Kalkmak için tüm üstünden büyük şehrin zombiliğini
Sokakler leş piç havayı çek piç
Gölgen bile tehlikeyse olmalısın Red Kit
Bir kahramandır terli her emekçi
Alın teri zor gelene kolay pezevenklik
[Hook: Ais]
[Verse 3: Grogi]
Cebimdeki para gibi bozuk bugün de kafam
Günlerden Pazar şu gündeme bak
Dört taraf yalan dünde kalan gelecekte zarar
Sanırım karanlığı yenecektir zaman
Kafana bereni tak hedefe bak
Yolunda yürü devam sokakta kederi tat
Hayatı yaşa konuşmayan dolup taşar
Çeneni kapa çünkü konu değil kaşar
Çakmağın varsa uzat yakayım yarım kalan sigaramı
Zaten dört tarafım duman
Sıkıldım kurallardan yazı ya da tura
Suratı asık herkes olmuş katil ya da bunak
Hayat adil değil bilirsin hadiseyi sen
Çocuk yaşta yalnızlığı sonra harbiden
Ağır geliyor insana bunlar ama çare yok
Nefes alıp vermek için insan amaç arıyor
[Hook: Ais]
[Scratch]
Yavşak
bulaştığında genellikle üzüntü duyulan ya da reklamlarca kirlenmenin güzel olduğunu anlatmaya yarayan ıslak toprak bütünü olmasının yanında zamana çok güzel parçalar bırakmış saykedelik gruptur.
hemen akla gelen birkaç eseri şöyle efendim:
çamur | hara
halim öyle
çamur | sergüzeşt
çamur | yara
hemen akla gelen birkaç eseri şöyle efendim:
çamur | hara
halim öyle
çamur | sergüzeşt
çamur | yara
Derslerden sonra yorgun hissediyor musunuz?
Daha doğrusu, en son ne zaman derslerden sonra yorgun hissetmediniz?
Eğer tanıdığım çoğu öğretmen gibiyseniz, ben ve eşim dahil, günün sonunda yorgun hissetmek bir yaşam şekliniz haline gelir. Buna o kadar alıştık ki, nasıl daha farklı olacağını hayal etmek bile zor.
Öğretmen olmayan arkadaşlarımız nasıl bu kadar bitkin olduğumuza inanmakta zorlanıyorlar. Sonuçta taş taşımıyoruz ya da son teslim tarihi baskılarıyla çalışmıyoruz ya da en fazla ürünü satan olmak için iş arkadaşlarımızla rekabet etmiyoruz ya da ensemizde insafsız bir patronun nefesini hissettiğimiz aşırı rekabetçi bir ofiste çalışmıyoruz. Çocuklarla çalışıyoruz! Günde yedi saat çalışıyoruz! Kendi programlarımız üzerinde çok fazla kontrolümüz var. Yaz tatilimiz var! Bazı öğretmenlerin kafasında bu düşünceler var ve dertlerinin ne olduğunu merak edip duruyorlar. Nasıl bu kadar yorgun olabiliriz? Nasıl?
Üç sebebi var.
Karar Yorgunluğu ve İrade
Psikolog Roy Baumeister, insanların sınırlı bir irade gücü olduğunu bulduktan sonra “benlik kaynaklarının tükenmesi” adını verdiği bir kavram ortaya koydu. Baumeister irade gücünü, güçlenebilen ama aynı zamanda kullanılarak yıpratılan bir kasa benzetiyor. Benlik kaynaklarının tükenmesinin genel bir etkisi bulunuyor. Yani hayatınızın bir alanında öz-kontrol kullanmak, yaşamınızın diğer alanlarındaki öz-düzenleme (kendini regüle etme) becerinizi ciddi anlamda sarsıyor. Baumeister, öz-kontrol için çaba sarf etmenin kan şekeri düzeylerinde belirgin bir düşüşe sebep olduğunu buldu. Düşük kan şekeri ise fiziksel yorgunluğa sebep oluyordu. Bu da, taşıdığınız en ağır şey ders kitabı olsa bile kendinizi bu kadar bitkin hissetmenize sebep oluyordu.
Bir öğretmen olarak ne sık öz-kontrolünüzü kullandığınızı düşünün. Bütün gün kendi benliğimizi sansürlüyoruz aslında. Alaycı bir yorumu içimizde tutuyoruz, tek istediğimiz ona ders vermek olsa da tembel bir öğrencinin yanından uzaklaşıyoruz, müdürün en yeni fikirleriyle ilgili dürüst düşüncelerimizi kendimize saklıyoruz, bir ebeveynden gelen saygısız bir mail’e profesyonel bir şekilde cevap veriyoruz, bazen hiç istemesek de bir öğrenciyle çalışıyoruz, Facebook’u kontrol etmeyi yeğlediğimiz bir saatte ertesi günü planlıyoruz ve bazen neredeyse küfür edecek duruma gelsek bile kendimizi tutuyoruz. Öğretmenler öz-kontrollerini sürekli kullanan insanlardır.
Ama en büyük vurgunu yediğimiz şey başka: Karar vermek de irade gücünü kullanır. Araştırmacılar buna “karar yorgunluğu” diyor. Gün boyunca ne kadar çok karar alırsanız, o kadar fazla özgür irade kullanıyorsunuz. Araştırmalar, suçluların şartlı tahliye kurullarına günün erken saatlerinde gittiklerinde, günün sonuna yakın gittiklerinden çok daha iyi olduklarını söylüyor. Benzer bir şekilde, ilk sırada değerlendirilen bir öğrenci ödevinin en son değerlendirilenden daha adil bir not aldığını ortaya koyuyor araştırmalar. Koca bir günü kararlar vererek geçirdikten sonra iyi kararlar alacak enerjimiz kalmıyor.
Öğretmenlerin her okul gününde yaklaşık 1,500 karar verdiği tahmin ediliyor. Bütün bu kararlarla, çocuklara öğretmenlik yapmanın gerekliliği olan bütün öz-kontrolü birleştirirseniz, irade gücümüzün saat beşe kadar tükenmesi hiç de şaşırtıcı değil. Gerçekten bitkin oluyoruz.
Yoğun duygular
Öğretmenlerin yorgun olmalarının ikinci sebebi de yoğun duygular. Öfke, hayal kırıklığı, heyecan ve sevinç gibi yoğunluğu yüksek duygular fizyolojik olarak külfetlidir. Olumlu duygular, tıpkı olumsuz duygulara benzer fizyolojik tepkileri uyandırır: Nabzımız hızlanır, ter bezlerimiz harekete geçer ve kolayca tedirgin oluruz. İster olumlu olsun ister olumsuz, vücudumuzun stres tepkisini harekete geçirdiği için yoğun duygular bizi çok yorar.
Öğretmenlere, derslerinde coşkulu olmaları öğretilir. Pek çok öğretmen bunun en etkili yol olduğuna inanırlar. Enerjik olmalılardır. Bu doğru olabilir, ancak öfke, hayal kırıklığı ve hatta tedirginlik anlarıyla birleşen heyecan ve coşkunuz da sizi yoracaktır.
Endişe
Beklendiği üzere kaygılanmak da yorgunlukla ilişkilendiriliyor. Endişelendiğimizde negatif olayları hayal eder ve bekleriz. Stres seviyemiz artar ve vücudumuz savaş ya da kaç tepkisini harekete geçirir. Kalplerimiz daha hızlı atar, terleriz ve bağışıklık sistemimiz bir tepkiye hazırlanır. Bunun sonucu olarak bitkin düşeriz.
Öğretmenler çok çeşitli sebeplerle kaygılanırlar:
öğrenciler öğrenmiyor
davranış sorunları
bir ders fiyaskoya dönüşüyor
yarın bir yardımcı öğretmen geliyor
bir veli öfkeli
müdür gözlem yapmak için geliyor
fotokopi makinası bozuk ve ben şimdi ne yapacağım?
öğretmen arkadaşım bana çok kızgın
Sınıfta bir film gösterdim ve bir karakter “lanet olsun” dedi ve şimdi çocuklar eve gidip anne babalarına bunu söyleyebilir ve müdürü ararlar ve ben filmi izletmek için doldurmam gereken o aptal formu bile doldurmadım… (Eminim daha devam ettirebilirsiniz.)
Peki o zaman neden mi sürekli yorgunuz: Tonlarca karar veriyoruz, yoğun duygular arasında gidip geliyoruz ve çok fazla endişe ediyoruz.
Ama bu konuda yapabileceğiniz bir şeyler var. Bir sonraki yazım, her bir nedene yönelik stratejiler olacak. Ve böylece umarım günün sonunda hepimiz evimize daha fazla enerjiyle döneriz.
parça eğitimpedia 'dan alınmış bir çeviri metin.
orijinal kaynak
Daha doğrusu, en son ne zaman derslerden sonra yorgun hissetmediniz?
Eğer tanıdığım çoğu öğretmen gibiyseniz, ben ve eşim dahil, günün sonunda yorgun hissetmek bir yaşam şekliniz haline gelir. Buna o kadar alıştık ki, nasıl daha farklı olacağını hayal etmek bile zor.
Öğretmen olmayan arkadaşlarımız nasıl bu kadar bitkin olduğumuza inanmakta zorlanıyorlar. Sonuçta taş taşımıyoruz ya da son teslim tarihi baskılarıyla çalışmıyoruz ya da en fazla ürünü satan olmak için iş arkadaşlarımızla rekabet etmiyoruz ya da ensemizde insafsız bir patronun nefesini hissettiğimiz aşırı rekabetçi bir ofiste çalışmıyoruz. Çocuklarla çalışıyoruz! Günde yedi saat çalışıyoruz! Kendi programlarımız üzerinde çok fazla kontrolümüz var. Yaz tatilimiz var! Bazı öğretmenlerin kafasında bu düşünceler var ve dertlerinin ne olduğunu merak edip duruyorlar. Nasıl bu kadar yorgun olabiliriz? Nasıl?
Üç sebebi var.
Karar Yorgunluğu ve İrade
Psikolog Roy Baumeister, insanların sınırlı bir irade gücü olduğunu bulduktan sonra “benlik kaynaklarının tükenmesi” adını verdiği bir kavram ortaya koydu. Baumeister irade gücünü, güçlenebilen ama aynı zamanda kullanılarak yıpratılan bir kasa benzetiyor. Benlik kaynaklarının tükenmesinin genel bir etkisi bulunuyor. Yani hayatınızın bir alanında öz-kontrol kullanmak, yaşamınızın diğer alanlarındaki öz-düzenleme (kendini regüle etme) becerinizi ciddi anlamda sarsıyor. Baumeister, öz-kontrol için çaba sarf etmenin kan şekeri düzeylerinde belirgin bir düşüşe sebep olduğunu buldu. Düşük kan şekeri ise fiziksel yorgunluğa sebep oluyordu. Bu da, taşıdığınız en ağır şey ders kitabı olsa bile kendinizi bu kadar bitkin hissetmenize sebep oluyordu.
Bir öğretmen olarak ne sık öz-kontrolünüzü kullandığınızı düşünün. Bütün gün kendi benliğimizi sansürlüyoruz aslında. Alaycı bir yorumu içimizde tutuyoruz, tek istediğimiz ona ders vermek olsa da tembel bir öğrencinin yanından uzaklaşıyoruz, müdürün en yeni fikirleriyle ilgili dürüst düşüncelerimizi kendimize saklıyoruz, bir ebeveynden gelen saygısız bir mail’e profesyonel bir şekilde cevap veriyoruz, bazen hiç istemesek de bir öğrenciyle çalışıyoruz, Facebook’u kontrol etmeyi yeğlediğimiz bir saatte ertesi günü planlıyoruz ve bazen neredeyse küfür edecek duruma gelsek bile kendimizi tutuyoruz. Öğretmenler öz-kontrollerini sürekli kullanan insanlardır.
Ama en büyük vurgunu yediğimiz şey başka: Karar vermek de irade gücünü kullanır. Araştırmacılar buna “karar yorgunluğu” diyor. Gün boyunca ne kadar çok karar alırsanız, o kadar fazla özgür irade kullanıyorsunuz. Araştırmalar, suçluların şartlı tahliye kurullarına günün erken saatlerinde gittiklerinde, günün sonuna yakın gittiklerinden çok daha iyi olduklarını söylüyor. Benzer bir şekilde, ilk sırada değerlendirilen bir öğrenci ödevinin en son değerlendirilenden daha adil bir not aldığını ortaya koyuyor araştırmalar. Koca bir günü kararlar vererek geçirdikten sonra iyi kararlar alacak enerjimiz kalmıyor.
Öğretmenlerin her okul gününde yaklaşık 1,500 karar verdiği tahmin ediliyor. Bütün bu kararlarla, çocuklara öğretmenlik yapmanın gerekliliği olan bütün öz-kontrolü birleştirirseniz, irade gücümüzün saat beşe kadar tükenmesi hiç de şaşırtıcı değil. Gerçekten bitkin oluyoruz.
Yoğun duygular
Öğretmenlerin yorgun olmalarının ikinci sebebi de yoğun duygular. Öfke, hayal kırıklığı, heyecan ve sevinç gibi yoğunluğu yüksek duygular fizyolojik olarak külfetlidir. Olumlu duygular, tıpkı olumsuz duygulara benzer fizyolojik tepkileri uyandırır: Nabzımız hızlanır, ter bezlerimiz harekete geçer ve kolayca tedirgin oluruz. İster olumlu olsun ister olumsuz, vücudumuzun stres tepkisini harekete geçirdiği için yoğun duygular bizi çok yorar.
Öğretmenlere, derslerinde coşkulu olmaları öğretilir. Pek çok öğretmen bunun en etkili yol olduğuna inanırlar. Enerjik olmalılardır. Bu doğru olabilir, ancak öfke, hayal kırıklığı ve hatta tedirginlik anlarıyla birleşen heyecan ve coşkunuz da sizi yoracaktır.
Endişe
Beklendiği üzere kaygılanmak da yorgunlukla ilişkilendiriliyor. Endişelendiğimizde negatif olayları hayal eder ve bekleriz. Stres seviyemiz artar ve vücudumuz savaş ya da kaç tepkisini harekete geçirir. Kalplerimiz daha hızlı atar, terleriz ve bağışıklık sistemimiz bir tepkiye hazırlanır. Bunun sonucu olarak bitkin düşeriz.
Öğretmenler çok çeşitli sebeplerle kaygılanırlar:
öğrenciler öğrenmiyor
davranış sorunları
bir ders fiyaskoya dönüşüyor
yarın bir yardımcı öğretmen geliyor
bir veli öfkeli
müdür gözlem yapmak için geliyor
fotokopi makinası bozuk ve ben şimdi ne yapacağım?
öğretmen arkadaşım bana çok kızgın
Sınıfta bir film gösterdim ve bir karakter “lanet olsun” dedi ve şimdi çocuklar eve gidip anne babalarına bunu söyleyebilir ve müdürü ararlar ve ben filmi izletmek için doldurmam gereken o aptal formu bile doldurmadım… (Eminim daha devam ettirebilirsiniz.)
Peki o zaman neden mi sürekli yorgunuz: Tonlarca karar veriyoruz, yoğun duygular arasında gidip geliyoruz ve çok fazla endişe ediyoruz.
Ama bu konuda yapabileceğiniz bir şeyler var. Bir sonraki yazım, her bir nedene yönelik stratejiler olacak. Ve böylece umarım günün sonunda hepimiz evimize daha fazla enerjiyle döneriz.
parça eğitimpedia 'dan alınmış bir çeviri metin.
orijinal kaynak
seyahate giriş niteliğinde yeni bir oluşum. anlaşılan o ki yazarlar, turistik bölgelerle ilgili samimi görüşlerini aktarıyor. yurt içi ve yurt dışı durak noktalarını, buralarda yapılması gerekenleri: gezi, eğlence, yemek, festival vs. ayrıntılı şekilde aktarmışlar. eh hayırlı olsun. çizgiyi yukarı taşımaları umuduyla.
101bilge.com
101bilge.com
macklemore & ryan lewis altyapılarına benzeyen mükemmel bir altyapıya sahip ayben parçası. şöyle de yumuşak tonda söylenen muhalif sözleri mevcut:
ayben | bindirim
[Verse 1]
Ablam bak bunlar yeni (yeni)
Bur'da dökülüyo' alın teri (teri)
Uymazsa da alırız geri (geri)
Belli zaten tezgâhın yeri (yeri)
Bu mahallede herkes deli (deli)
Çok mu bayıyo' bu ritim seni (seni)?
Düşünüyo'san tam yeri (yeri)
Ya da susuyo'san da gel beri (beri)
Yine yalan; yine mi korsan (ha)?
Kullağını geliriz evde yoksan
Gün hep eksik, akıllar noksan
Adı rekâbet ya da ne boksa
Çıkan haberler yalan asılsa
Kimsenin haberi yok bi' sorsan
Günde milyon it alıyo' nasılsa (o)
Biraz süpheli geliyo' bak alınma (ha)
Piyasada patronlarınız hep itler (oh)
Pek tutmuyo' yaptığımız beat'ler
Ciğerine, ciğerine vuruyo'du kick'ler
Onlar açar sansür bizi beep'ler
Çalıntı imajınız hep şirin
Telif ihlâllerinizi bildirelim
Bu biraz ağır oldu, evet çok seri
Başı ağırayana veririm Aspirin
[Hook](x4)
Gel abi, gel (gel)!
Gel abi, gel (gel)!
Gel abla, gel (gel)!
Gel abla, gel (hop)!
İndirim, indirim, indirim, indirim
Bindirim, bindirim, bindirim, bindirim
[Verse 2]
Gel vatandaş, gel vatandaş
Müziğini âlâsına bi' yaklaş
Anlattıklarımızı kaldıramaz kimi
Kaldıramayansa anlayamaz (ha)
Kelimeler içeriyo' metafor
Anlayan olursa bizi tefe kor
Söyleyeceklerim için beri gel, geri dur
Daha da iyisi geliyor, siz boğa, biz matador
Yaptığım müzil değil kimine göre
Hızıma yetişiyo' kimisi d'i' mi gazına göre
Pek çoğu işiniz apaçi yazına göre
Benim yaptığım müzik ise hızıma göre
Panik ataklarınızı bi' dindirin
Fake profilden akıyo' bildirim
Ya Hip-Hop kültürünü bi' sindirin
Ya da bizi müsait bi' yerde indirin
[Hook](x4)
Gel abi, gel (gel)!
Gel abi, gel (gel)!
Gel abla, gel (gel)!
Gel abla, gel (hop)!
İndirim, indirim, indirim, indirim
Bindirim, bindirim, bindirim, bindirim
ayben | bindirim
[Verse 1]
Ablam bak bunlar yeni (yeni)
Bur'da dökülüyo' alın teri (teri)
Uymazsa da alırız geri (geri)
Belli zaten tezgâhın yeri (yeri)
Bu mahallede herkes deli (deli)
Çok mu bayıyo' bu ritim seni (seni)?
Düşünüyo'san tam yeri (yeri)
Ya da susuyo'san da gel beri (beri)
Yine yalan; yine mi korsan (ha)?
Kullağını geliriz evde yoksan
Gün hep eksik, akıllar noksan
Adı rekâbet ya da ne boksa
Çıkan haberler yalan asılsa
Kimsenin haberi yok bi' sorsan
Günde milyon it alıyo' nasılsa (o)
Biraz süpheli geliyo' bak alınma (ha)
Piyasada patronlarınız hep itler (oh)
Pek tutmuyo' yaptığımız beat'ler
Ciğerine, ciğerine vuruyo'du kick'ler
Onlar açar sansür bizi beep'ler
Çalıntı imajınız hep şirin
Telif ihlâllerinizi bildirelim
Bu biraz ağır oldu, evet çok seri
Başı ağırayana veririm Aspirin
[Hook](x4)
Gel abi, gel (gel)!
Gel abi, gel (gel)!
Gel abla, gel (gel)!
Gel abla, gel (hop)!
İndirim, indirim, indirim, indirim
Bindirim, bindirim, bindirim, bindirim
[Verse 2]
Gel vatandaş, gel vatandaş
Müziğini âlâsına bi' yaklaş
Anlattıklarımızı kaldıramaz kimi
Kaldıramayansa anlayamaz (ha)
Kelimeler içeriyo' metafor
Anlayan olursa bizi tefe kor
Söyleyeceklerim için beri gel, geri dur
Daha da iyisi geliyor, siz boğa, biz matador
Yaptığım müzil değil kimine göre
Hızıma yetişiyo' kimisi d'i' mi gazına göre
Pek çoğu işiniz apaçi yazına göre
Benim yaptığım müzik ise hızıma göre
Panik ataklarınızı bi' dindirin
Fake profilden akıyo' bildirim
Ya Hip-Hop kültürünü bi' sindirin
Ya da bizi müsait bi' yerde indirin
[Hook](x4)
Gel abi, gel (gel)!
Gel abi, gel (gel)!
Gel abla, gel (gel)!
Gel abla, gel (hop)!
İndirim, indirim, indirim, indirim
Bindirim, bindirim, bindirim, bindirim
çay demlemekten daha basit aslında. malzemeleri de oldukça sade.
malzemeler:
1 lt. %96 dereceli evsel kullanım amaçlı tarımsal kökenli etil alkol (migros, metro, kipa ve bazı tekel büfelerinde mevcut)
1,4 lt. yumuşak içimli içme suyu (erikli, korusu, özkaynak vs.)
2,4 ml. votka aroması
5 ml gliserin
uygulama:
1. öncelikle alkolü ağzı geniş bir cam kaba (kavanoz, sürahi, galon vb.) alıp ağzını tülbentle bağlayıp 2 gün havalandırıyoruz. (ağzını tamamen açık bırakmak alkol oranımızın düşmesine sebep olacaktır. beklentimiz sadece alkolün ağır kokusunun uçması.)
2. havalanan alkolü tercihen bir galon a alıp. sırasıyla su, votka aroması ve gliserini ekledikten sonra ağzını kapatıp eklediklerimiz iyice karışana kadar (3-5 dk.) çalkalıyoruz.
3. hazırlanan votkanın tadının oturması için -mümkünse- karanlık bir yerde bekletiyoruz. ve her gün 10 dakikayı aşmayacak sürelerde kapağını açıp havalandırdıktan sonra çalkalayıp havalandırıyoruz.
böylece 10 günün sonunda rahat içimli 2,4 lt. sade bir votka sahibi oluyoruz.
malzemeler:
1 lt. %96 dereceli evsel kullanım amaçlı tarımsal kökenli etil alkol (migros, metro, kipa ve bazı tekel büfelerinde mevcut)
1,4 lt. yumuşak içimli içme suyu (erikli, korusu, özkaynak vs.)
2,4 ml. votka aroması
5 ml gliserin
uygulama:
1. öncelikle alkolü ağzı geniş bir cam kaba (kavanoz, sürahi, galon vb.) alıp ağzını tülbentle bağlayıp 2 gün havalandırıyoruz. (ağzını tamamen açık bırakmak alkol oranımızın düşmesine sebep olacaktır. beklentimiz sadece alkolün ağır kokusunun uçması.)
2. havalanan alkolü tercihen bir galon a alıp. sırasıyla su, votka aroması ve gliserini ekledikten sonra ağzını kapatıp eklediklerimiz iyice karışana kadar (3-5 dk.) çalkalıyoruz.
3. hazırlanan votkanın tadının oturması için -mümkünse- karanlık bir yerde bekletiyoruz. ve her gün 10 dakikayı aşmayacak sürelerde kapağını açıp havalandırdıktan sonra çalkalayıp havalandırıyoruz.
böylece 10 günün sonunda rahat içimli 2,4 lt. sade bir votka sahibi oluyoruz.
efendim aslında tang yapmaktan çok da farkı olmayan bir mevzu bu.
malzemeler:
1 lt. evsel kullanım amaçlı denatürize edilmemiş etil alkol
2,4 ml jack daniel's aroması
0,6 ml meşe aroması
viski boyası
5 ml gliserin
1.4 lt. yumuşak içimli su. (tercihen erikli)
alkolü 3 litrelik galon a boşaltıp ağzını tülbentle kapatıp kapağı takmadan 2 gün bekletiyoruz ki alkolün o ağır kokusu uçsun. (tülbent bağlamazsanız münafıklar alkolü kaçırabilir.)
sonrasında bekleyen alkole sırasıyla su, jack aroması, meşe aroması, gliserin ekleyip her eklemede ikişer dakika kadar çalkalıyoruz. sonrasında gözümüzün keyfi kadar viski boyası ekleyip (damla damla eklemekte fayda var zira etkili bir boya ancak tada etkisi yok) tekrar çalkalayıp beklemeye alıyoruz.
her gün 10 dakika ağzını açıp havalandırdıktan sonra çalkalayıp ağzını kapatıyoruz ve 10. günün sonunda içmeye başlıyoruz.
afiyet olsun.
malzemeler:
1 lt. evsel kullanım amaçlı denatürize edilmemiş etil alkol
2,4 ml jack daniel's aroması
0,6 ml meşe aroması
viski boyası
5 ml gliserin
1.4 lt. yumuşak içimli su. (tercihen erikli)
alkolü 3 litrelik galon a boşaltıp ağzını tülbentle kapatıp kapağı takmadan 2 gün bekletiyoruz ki alkolün o ağır kokusu uçsun. (tülbent bağlamazsanız münafıklar alkolü kaçırabilir.)
sonrasında bekleyen alkole sırasıyla su, jack aroması, meşe aroması, gliserin ekleyip her eklemede ikişer dakika kadar çalkalıyoruz. sonrasında gözümüzün keyfi kadar viski boyası ekleyip (damla damla eklemekte fayda var zira etkili bir boya ancak tada etkisi yok) tekrar çalkalayıp beklemeye alıyoruz.
her gün 10 dakika ağzını açıp havalandırdıktan sonra çalkalayıp ağzını kapatıyoruz ve 10. günün sonunda içmeye başlıyoruz.
afiyet olsun.
eypio'nun çukur için yaptığı dizi müziği. bir dizi müziği olmasının yanında tek başına da oldukça iyi bir parça olmuş. canlı çalınan enstrümanlar parçaya ayrı bir hava katmış.
eypio | gömün beni çukura
sözleri de şöyle:
Ben buradan ayrılmam, şaşmadan pusulam
Geceler farksızdır, kancık bir pusudan
Sevdikte katlandık, inan her bokuna
Hepimiz ölcezde gömün beni çukura
Verse:
Eğer seninki hayatsa
İnan bizimki ömür değil,
Yaktık gençliğin her yanını,
Yanan bu gençlik kömür değil
Her yanlış eder bir mermi,
Bu da sanmaki kimseye ödül değil
Düşman saplasa hançerini,
Dostum var bu da bize ölüm değil
Koşarız ölüme bu da sorun değil
Çukurdayız baba eğilmeyin
Rüzgar döndürüyor bu değirmeni
Kurudu gözlerimdeki nehirlerim
Kimseyi satmam zehirlerim kendimi
Mahalle bizim kesin
Çukura düştü diye sevinmeyin
Anne karnındaki gibi evimdeyim
Nakarat x2:
Ben buradan ayrılmam, şaşmadan pusulam
Geceler farksızdır, kancık bir pusudan
Sevdikte katlandık, inan her bokuna
Hepimiz ölcezde gömün beni çukura
eypio | gömün beni çukura
sözleri de şöyle:
Ben buradan ayrılmam, şaşmadan pusulam
Geceler farksızdır, kancık bir pusudan
Sevdikte katlandık, inan her bokuna
Hepimiz ölcezde gömün beni çukura
Verse:
Eğer seninki hayatsa
İnan bizimki ömür değil,
Yaktık gençliğin her yanını,
Yanan bu gençlik kömür değil
Her yanlış eder bir mermi,
Bu da sanmaki kimseye ödül değil
Düşman saplasa hançerini,
Dostum var bu da bize ölüm değil
Koşarız ölüme bu da sorun değil
Çukurdayız baba eğilmeyin
Rüzgar döndürüyor bu değirmeni
Kurudu gözlerimdeki nehirlerim
Kimseyi satmam zehirlerim kendimi
Mahalle bizim kesin
Çukura düştü diye sevinmeyin
Anne karnındaki gibi evimdeyim
Nakarat x2:
Ben buradan ayrılmam, şaşmadan pusulam
Geceler farksızdır, kancık bir pusudan
Sevdikte katlandık, inan her bokuna
Hepimiz ölcezde gömün beni çukura
geçmişte teknolojiye atarlanan adam karakterine can veren, şimdiyse başarılı vloglar çeken bir youtuber. sırbistan vlogunda ise bilmediği mevzu üzerinden interrail türkiye grubuna çakması gözden kaçmadı.
işte o çakma
işte o çakma