#tüm iwanttobreakfree entry'leri

Sakatat yemeklerinin baş tacıdır. Alkol sonrası olsa da yesek denilen, yanında şalgam, turşu suyu ve ayran gibi milli içeceklerimizi de tüketebildiğimiz efsanevi lezzettir. Mirkelam'ın da dediği gibi "kokoreç sensiz olmaz!".
Evliliğin bittiğinin anonsudur. Boşanma fobisine sahip olan kişilerin evlenmeme nedenidir. Günümüzün hastalığıdır.
Oldukça saçma bulduğum bir eylemdir. İster siyah donla girin ister kırmızı... herkesin donuna kimse karışamaz.
Yeni yılı evde kutluyorum itemidir. Herkesin de bildiği üzere bu ekşın için çam ağacı kullanılır. Neden çam ağacı kullanıldığı konusunda bir fikrim yok. Ancak kiminin 1 ay öncesinden kiminin 1 hafta kiminin 1 gün öncesinden hazırlaması kişinin yalnızlığı konusunda ipucu verebilir.
En büyük Türk eğitim sistemi sorunu: "nereye sıçacaklar?!".
Türk eğitim sistemi, dönem iktidarlarının oyuncağı olmuştur. Bu yalnızca son yıllarda değil, bir eğitim sistemi var olmaya başladığından beri böyledir. Eğitimin güzel bir silah olduğununun bilincinde olan politikacılar, "birtakım yenilikler yapacağız. muasır medeniyetler seviyesine ulaşacağız." bahanesiyle yaptıkları ince dokunuşlarla, eğitimden uzak, öğrenmekten nefret eden nesiller yetiştirerek, bilinçsiz bir toplumu yönetmenin zevkine varmışlardır. Yani sorunların zirvesine, çok sayın eğitim bakanlarımızın kendi alanında başarılı (olabilir) ancak eğitim konusunda uzmanlaşmamış liderlerden seçilmesi maddesini koyuyorum.
Madde 2: Eğitim sisteminin sürekli değişmesi... Öğrencilerimiz afallıyor, velilerin gözü yaşlı, öğretmenlerimiz "bu ne yaaa!" diyor... sürekli değişen müfredatlar ve sınav sistemleri sistematik bir ilerleyiş ve yükselişi engelliyor. Kişilerin/öğrencilerin uzun veya kısa vadede plan yapmasını engelliyor. Sonu ise kaos... "aman ya çalışmaya gerek yok. Artık evimin en yakınındaki liseye yerleşebilirim." ya da "seneye sistem değişecek bu konuya çalışmasam da olur." Gibi cümleler kurabilen bir öğrencinin öğrenme konusundaki motivasyonunu bir düşünün! Gerçekten içler acısı...
Bir öğretmen olarak her zaman da değişim, daha doğrusu ileri yönde bir değişim yani gelişimden yana oldum. Eğitim sistemimizde sürekli bir değişim yaşıyoruz. Ancak bunun gelişim olması için çok daha fazla çalışmalıyız. Müfredatların, çocuklarımızın gelişim dönemlerine göre düzenlenmediğini gözlemliyorum özellikle son dönemlerde. Evet burada öncelikli iş öğretmene düşüyor. Bana "öğretmen bilgiyi, çocuğun gelişim dönemine göre çocuğa işler zaten". Haklısınız. Ancak somut işlemler dönemindeki (problemin çözülmesi ya da kazanımın anlaşılması için somut nesnelere ihtiyaç duyulduğu dönem) bir çocuğa soyut işlemler döneminde anlaşılacak bir kazanımı kazandırmak için uğraşırsanız, istediğiniz kadar debelenin, istediğiniz yöntemi ya da tekniği kullanın sonuç hüsran olacaktır. Başarısız olan öğrenci ise öğrenmeden soğuyacaktır.
Diğer bir sorun ise bir paradoksu içeriyor: Zaten başarısız bir eğitim sistemine sahip olan bir toplumun, başarısız öğretmenler yetiştirmesi... evet sistem değişirse, öğretmen kalitemiz artar. Doğrudur. Bazen de sistemden bağımsız bir şekilde kişinin informal olarak kazandığı birikimler ve yaşantılar da kaliteyi artırır. Kişinin kendi kendini yetiştirmesi ve bu konudaki ilerleme kabiliyeti ise birçok faktörden etkilenir. Mizaç özellikleri (genetik) ve çevre başlığı altında aile, ekonomik durum ve sosyal çevre bu etmenlerin başını çeker. Bu etmenlerin de kalitesi artarsa, nitelikli öğretmenlerimiz artar.
Özetle; Türkiye'de bir eğitim sisteminin olması için ön koşul türkiye'de eğitimin olmasıdır. daha sonrasında ise eğitim sisteminin sorunlarından bahsedilebilir.
tarifi imkansız bir duygudur. hazırlanmaya günler öncesinden başlarsınız, modunuz sürekli yüksek olur ve kimse bu mutluluğu bozamaz, bir önceki gece mutluluktan uyuyamazsınız...
"it's toasted" sloganı ile 1871'den itibaren piyasada dolaşan, yuvarlak bir logosu olan, kavrulmuş tütünle yapılan, amerikan sigarasıdır.
son günlerde "keep talking" adlı şarkılarına kafayı taktığım, progresif rock grubudur.
bırakanların tekrar başladığına şahit olduğum ve bizzat deneyimlediğim için gereksiz bir girişimdir. bir arkadaşım 1 hafta sonra, ben 2 ay sonra, babam ise 3 yıl sonra yeniden başladık. hatta sigarayı bırakmış, üzerinden yıllar geçmiş olan ve henüz başlamayanlar ise şunu hep söyler: "her yemek sonrası içmemek için kendime hakim olmaya çalışıyorum."