#tüm illas entry'leri

dünya dışı bütün yaşam formlarının genel adıdır.

uzaylı denilince akla sadece yeşil renkli, uçan dairleri olan canlıların gelmesi yanlış bir düşüncedir.

eğer evrende dünya dışındaki gök cisimlerinde hayat varsa elimizde iki seçenek bulunuyor. birincisi bizden daha zeki yaşam formları ikincisi bizden zeka olarak daha düşük yaşam formları.

birinci seçeneği ele alalım.
şempanzelerle insanlar arasındaki genetik dna farkı %1 gibi bişey. insanlardaki yüzde 1 lik fark hubble teleskobu ,cep telefonu, bilgisayar gibi teknolojik aletleri yaparken, şempanzeler el işaretleriyle yemek veya su istediğini dile getirebiliyor. şimdi x yıldızın etrafındaki y gezegeninde bizden %1 daha fazla zeki bir yaşam formu olduğunu düşünün ve o %1'lik farkla neler yapabileceklerini hayal edin, o yaşam formlarının insanlara, insanların farelere karşı olan düşüncelerine benzer şeyler düşünürler, yani hiç iletişime geçmeyi denemezler bile. tıpkı biz insanların farelerle iletişime geçip konuşmayı denemediğimiz gibi.

ikinci seçeneği ele alalım
bu seçenek için güneş sisteminden dışarı çıkmaya gerek yok. örneğin jupiterde karınca ile aynı zekaya sahip bir canlı oldugunu düşünelim, bu canlıyı şuanki teknolojiyle görmemiz çok zor, görsek bile en fazla üzerinde bir kaç deney yapıp umursamayız.
çıplak gözle görülebilen, gezginlerin en çok görmek istedikleri doğa olaylarından biridir.

kuzey yarım kürede görülene aurora borealis , güney yarım kürede görülenine aurora australis denilir.

dünyanın çekirdeğinde bulunan metal, demirler elektrik akımına neden oluyor bu akım manyetik bir alan oluşturuyor. güney kutbundan çıkıp dünyanın etrafından dolaşıp kuzey kutbundan çekirdeğe doğru tekrar giriyor bu manyetik alan, bir nevi bir kalkan gibi. güneşten gelen yüklü parçacıklar ve bu manyetik alanın etkileşiminden dolayı bu ışıklar meydana geliyor.

aurora diğer tüm gezegenlerde ve dünyanın her yerinde görülebilir fakat manyetik alan ve karanlıktan dolayı kutuplarda çok daha iyi gözlemlenir.
the red pill felsefesine göre kadınların terk ettiği sevgiliye stalk yapmasının nedeni; varsa beraber olduğu kişiyle kıyaslama isteğinden dolayı oluşuyor. Yani kadın terk ettiği için iyi bir hamle mi yaptı yoksa seviye mi düştü bunu bilmek ister.
Endişe olarak da bilinen psikiyatride bir grup hastalığın genel adıdır.

İlaç ile tedavi edilebilen psikiyatrik bir hastalıktır.

Anksiyete durumunda oluşan hayattan zevk alamama durumu endorfin eksikliğinden kaynaklanabileceğini düşünmekteyim.

Rezil olmaktan korkma, istenilmediğini düşünme gibi durumlar özgüven eksikliğinden kaynaklansa da anksiyete belirtileri arasındadır.
mutluluk hormonu olarak bilinen, fakat bilinenin aksine hormon değil endorfin gibi bu da nörotransmitterdir.
insanın mutlu olması buna bağlıdır. eksikliği durumunda depresif, yorgun ve sıkılgan bir ruh haline girer insan.

çikolata yediğimiz zaman vücuttaki serotonin seviyesi yükseldiğinden dolayı insana mutluluk verir.

mdma alındığında serotonin seviyesi en yüksek düzeye çıkar, etkisi geçtiğinde depresif ruh hali başlar.

çikolata,muz vs gibi gıdalar dışında kimyasal yollardan serotonin seviyesi yükseltmek vücudun dengesini bozduğundan çok tehlikelidir.
tiroid bezinin yeterli çalışamaması nedeniyle oluşan bir hastalıktır.
levotiroksin sodyum içeren ilaçlarla kontrol altına alınır, tedavisi şuan için yoktur.
belirtileri çoğu hastalıkta olan belirtiler olduğu için teşhis konulması genelde zor oluyor.

en bilinen belirtileri, saç dökülmesi, kilo verememe, cilt kuruluğu, tırnak kırılması, halsizlik

zeka geriliği ile ilgili söylentiler tamamen yalandır.
tiroid hormonunun yapay halidir.
hipotiroidi hastalarının ömür boyu kullanmak zorunda kaldıkları ilaçların etken maddesidir.

(bkz: levotiron)
(bkz: tefor)
(bkz: euthyrox)
(bkz: bitiron)
evrim ile ilgili düşünce ve araştırmalarda canlılığın ilk nasıl oluştuğu sorusunu kendimize sorduğumuzda genel olarak bu noktada buluruz kendimizi. abiyogenez en basit anlatımıyla cansız varlıkların canlıya dönüşmesine denir.

aristo abiyogenez kuramını ilk ortaya atan kişidir. pastörizasyon ve kuduz aşısının mucidi louis pasteur abiyogenezin mümkün olamayacağını, canlılığın yanlızca canlılıktan gelebileceğini savunmuş bununla ilgili çalışmalar yürütmüştür.

francesco redi abiyogenezin gerçek olamayacağıyla ilgili araştırma yapan bir diğer isimdir. bu arkadaş kapağı açık ve kapalı iki kavanoza et koyup bekledikten sonra sadece açık olan kavanozda bakteri oluştuğunu, bunun nedeni havadaki diğer bakterilerin gelip buraya girdiğini söylemektedir. kendisinin yaptığı deneye karşı çıkan kişiler ise abiyogenezin oluşması için havaya ihtiyaç olduğunu, yani kavanozun açık olması gerektiğinin savunmuşlardır.
erkeklerde düşük miktarda bulunan, kadını kadın yapan hormondur. çoğu hastalığa karşı direnç gösterildiği bilinmektedir.
dişilerde meme büyümesi, yumurtalık oluşumu vs gibi kadınsal özelliklerin ortaya çıkmasını bu hormon sağlamaktadır.

erkeklik hormonu olan testosterona göre çok daha fazla güçlü ve baskın olduğu bilinmektedir. bi kaç sene önce izleyip adını hatırlamadığım bi belgeselde bulaşıcı özelliği olduğuyla ilgili bi bilgi vardı, sürekli kadınlarla beraber aynı ortamda olan erkeklerde seviyesinin yükseldiğiyle alakalı bi bilgi vardı tam hatırlayamadığım için sallamak istemiyorum.

östrojen hormonunun bana en garip gelen özelliği büyümeyi durdurma özelliği olması, yüksek miktarda vücuda östrojen verildiğinde kilo alma ve boy almayı durdurduğu bilimsel bir gerçek. yanlış hatırlamıyorsam amerikalı bir ailenini kızında olan bir hastalıktan dolayı kızlarının büyümesini engellemek için böyle bir yönteme başvurmuşlardı.

1929 yılında adolf friedrich johann butenandt ve edward adelbert doisy östrojen hormonunu ilk olarak izole eden bilim insanları olmuşlardır. adolf friedrich johann butenandt seks hormonları üzerine olan çalışmalarından dolayı 1939 yılında kimya dalında nobel
ödülüne layık görülmüştür.
1901 tarihinden beri barış,kimya,fizik,tıp,edebiyat,ekonomi dallarında dinamitin mucidi alfred nobel adına verilen ödüllerdir.
ilk nobel ödülünü x ışınları keşfi (bkz: röntgen) sayesinde wilhelm conrad röntgen almıştır. ekonomi dalındaki ilk nobel ödülü 1969 yılında verilmiştir.
bu ödüller her sene alfred nobelin ölüm tarihi olan 10 aralık tarihinde verilmektedir.

türkiyeden aziz sancar hasar gören dna'ların onarımıyla ilgili çalışmaları sayesinde kimya alanında, orhan pamuk ise edebiyat alanında nobel ödülü kazanmıştır.

(bkz: nobelyum)