#tüm gezentuccar entry'leri
gezgin sözlüğün amacının ne olduğunu bilmeyen bir yazar kişinin iddiasıdır. bu yazar gibi diğer insanlar "yani birşeyler yazmak, tartışmak isteyen türk gençliği" için internet üzerinden ulaşılabilen anlık takip sağlayabilen, anlık bilgi akışı sağlayabilen, insanları bir araya getirebilen, organize olabilen, devlete hükümete karşı tehdit oluşturabilecek tıpkı internetin olmadığı zamanlarda insanları sendika, dernek, gibi kurumlar kurarlardı. o zamanlar sözlükler forumlar yoktu. ama insanlar yinede tartışmak seslerini duyurmak için çeşitli platformlar kurarlardı ama iyice büyüdükten sonra grevler- yürüyüşler yaparlardı devletten isteklerini alsınlar diye....... falan filan bunlar karanlık mevzular dış mihrakların işi gibi bir yapı olabilir mesela yani amacı... olmadı mı
yüzyıllardır var olan insanlardır. bir çok bedende ve farklı yüzde olan insanlardır. yönetilmek için aciz olan insanların başına geçerler. bu tip yavşak insanları ülkelerin yönetim kadrolarında görmeniz mümkündür kimdir bu adamlar diye sorguladığım. benden eksiği fazlası insan olarak olmayan bu orospu çocuklarının bu hale gelmesinde emeği geçen böcek vari insanlardan kölelerden tiksinen insanlardır.
tavuğu yumurtadan, yumurtanında tavuktan çıkmasına etki eden horoza sor bu soruyu, tavuğun götünün horozun sikinin felsefesesini yapacağına alttaki yazar benim soruma ne cevap verecek onu düşün.
alttaki yaza kardeşim senden öğrenmek istediğim ;
Nerde o bu ülkenin yürekli büyük insanları, nur yüzlü dediğimiz aslan gibi dediğimiz insanları, kasabalarını aşmış insanları, her tarafa eli uzanan insanları. Allah’ın, Müslümanlığın vicdanı olmuş insanları, bağımsızlık adına ölen insanları nerdeler?
Bir böcek sürüsü hepimizin gırtlağına yapışmış, böcekler, sırtlan insanlar gelmiş hepimizi gırtlaklıyorlar. Ve buna herkes peşkeş çekiyor, herkes bu fırıldağa oynuyor hepsi, sağı da solu da. Nerde bu insanlar bu ülke bu kadar aciz mi kaldı?
Yok mu artık Van’nından, Batman’ından, Kars’ından yiğit güzel insanları bu ülkeyi seven?
Bir sağlık ocağını koruyacak, bir küçük dershaneyi koruyacak, bu ülkenin çocuklarını, bu ülkenin fırsat eşitliğini sigortalarını, açlığını bunları gündeme taşıyacak bir yiğit evladı yok mu?
sorunun sözlü hali için (bkz: nihat genç) ilgili video
alttaki yaza kardeşim senden öğrenmek istediğim ;
Nerde o bu ülkenin yürekli büyük insanları, nur yüzlü dediğimiz aslan gibi dediğimiz insanları, kasabalarını aşmış insanları, her tarafa eli uzanan insanları. Allah’ın, Müslümanlığın vicdanı olmuş insanları, bağımsızlık adına ölen insanları nerdeler?
Bir böcek sürüsü hepimizin gırtlağına yapışmış, böcekler, sırtlan insanlar gelmiş hepimizi gırtlaklıyorlar. Ve buna herkes peşkeş çekiyor, herkes bu fırıldağa oynuyor hepsi, sağı da solu da. Nerde bu insanlar bu ülke bu kadar aciz mi kaldı?
Yok mu artık Van’nından, Batman’ından, Kars’ından yiğit güzel insanları bu ülkeyi seven?
Bir sağlık ocağını koruyacak, bir küçük dershaneyi koruyacak, bu ülkenin çocuklarını, bu ülkenin fırsat eşitliğini sigortalarını, açlığını bunları gündeme taşıyacak bir yiğit evladı yok mu?
sorunun sözlü hali için (bkz: nihat genç) ilgili video
tek adam olmaya çalıştığı için. her kapının ardında her taşın altından çıktığı için. ülkedeki her türlü olumsuzluğun onayını veren kişi olduğu için.(bkz: ülkede olumlu hiç bir olayın gerçekleşmemesi). bu kararları bu adamın yerinde kim olursa verecektir. yani yıllar sonra doğal yollardan ölecek ve yerine başka biri geçecek ve onunda elinde aynı güç olacak ve güç uygulamaya devam edecek. herhangi bir insanın eline kontrol edemeyeceği kadar güç verirseniz o güçle o gücü ona verenleri kontrol etmeye çalışacaktır. o yüzden Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimi Olarak (bkz: güçler ayrılığı ilkesi): Demokrasilerde, kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması amacı ile yasam, yürütme, yargı güçleri ayrı organlarca kullanılır. Demokrasilerde yasama gücünü parlamento, yürütme gücünü hükümet, yargı gücünü bağımsız mahkemeler kullanır.
genelde devrimcilerdir. devrim yapmaya çalışırken cezaevine düşüp şiir yazıp şair olan insanlardır.
kasıklarım duyarsızlaştı hissetmiyorum dedirten başlık.
Marx'in ekonomi, siyaset ve tarih felsefesine ilişkin görüşlerini temele alan izleyicileri onun adına bağlayacakları Marksizmi kurmuşlardır. Marksizm genel olarak -izmler, varlık alanının bir bölümüne ilişkin yapılmış olan açıklamaların genişletilerek onun bütününü kapsayacak biçimdeki iddialar bütünüdür. Marx'in izleyicilerinden F.Engels, RXuxembourg, V.I.Lenin, L.Trotsky, E.Mandel benzer bir yöntemle insan, toplumu ve bunların tarihini açıklayan bir model olarak Marksizmi geliştirmişlerdir. (bkz: dhkp-c)
açılımı Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi. olan etnik milliyetçilik yapan eylemlerini silahlı olarak gerçekleştiren bir gruptur. kürt halkı tarafından desteklendiklerini ve marksist bir söylemle özgürlük arayışlarının olduklarını savunurlar. kendini devrimci sanan cahil insanlar beyni yıkanmış böcek sürülerinden başka bir şey değildir. (bkz: devrim)
30 Mart 1972'de (bkz: deniz gezmiş), (bkz: yusuf aslan) ve (bkz: hüseyin inan)'ın idamını engellemek üzere Ünye Radar Üssü'nde görevli olan üç teknisyeni rehin alarak Tokat'ın Niksar ilçesinin Kızıldere köyünde bir eve sığınan on devrimci, yürütülen askeri operasyon sonucu öldürüldü.
türkiye'deki devrimci hareketlerin kolektif belleğinde bir mihenk taşı olarak kabul edilen bu olay etrafında şekillenen "bellek rejimi"ni daha iyi anlamak için sistemden rahatsız olan gençlerin bu devrimci eylemleri araştırması gerekmektedir.
"Kızıldere"nin kolektif belleğinin kuşaklar arası aktarımını sağlayan ve Türkiye'deki devrimci hareketlerin on yıllardır yeniden ürettiği başlıca hatırlama pratiklerini ve bu pratiklerde öne çıkan temel anlatıları tartışır. Buradan hareketle "Kızıldere" ye atfedilen çeşitli anlamların ve değişen zamansallıkların farklı bellek katmanları oluşturduğunu ve geçmişin devam eden bir deneyim haline geldiğini iddia eder. "Kızıldere" nezdinde geçmiş deneyimlerin, hatırlama yoluyla şimdiki anın ihtiyaçlarına göre sürekli yeniden şekillendiğini ve anmaya konu olan tarihsel olay ile onun etrafında gelişen kolektif belleğin, geçmişe ait olduğu halde bugüne ve geleceğe hizmet ettiğini öne sürebiliriz.
türkiye'deki devrimci hareketlerin kolektif belleğinde bir mihenk taşı olarak kabul edilen bu olay etrafında şekillenen "bellek rejimi"ni daha iyi anlamak için sistemden rahatsız olan gençlerin bu devrimci eylemleri araştırması gerekmektedir.
"Kızıldere"nin kolektif belleğinin kuşaklar arası aktarımını sağlayan ve Türkiye'deki devrimci hareketlerin on yıllardır yeniden ürettiği başlıca hatırlama pratiklerini ve bu pratiklerde öne çıkan temel anlatıları tartışır. Buradan hareketle "Kızıldere" ye atfedilen çeşitli anlamların ve değişen zamansallıkların farklı bellek katmanları oluşturduğunu ve geçmişin devam eden bir deneyim haline geldiğini iddia eder. "Kızıldere" nezdinde geçmiş deneyimlerin, hatırlama yoluyla şimdiki anın ihtiyaçlarına göre sürekli yeniden şekillendiğini ve anmaya konu olan tarihsel olay ile onun etrafında gelişen kolektif belleğin, geçmişe ait olduğu halde bugüne ve geleceğe hizmet ettiğini öne sürebiliriz.