#tüm evde-oturan-erken-olur entry'leri

sokakları tarih değil de kebap kokan ilk geldiğinizde Türkiye'den bir şehrinden ziyade Ortadoğu coğrafyası hissiyatını yaşatan enterasan memleket.
Amacınız sadece ve sadece Bulgaristan'ı gezmek değil ise Yunanistan'dan 2 ülke gezmeli planınızı içeren schengen başvurusu yapın. Zaten onlar da çok zorlamıyor. Hem multi girişli schengen vizesi alıp bir çok ülkeyi gezebilirsiniz hem de ihtiyaç olursa kapıkule yerine ipsalayı kullanıp daha az kuyruk beklersiniz.
gideceğiniz ülkenin dilini çok iyi bilmiyorsanız google translate'i cebinize indirin. İnternetiniz olmasa dahi sokakta yazan yazıyı yada restauranttaki menüyü yazın, o da olmadı foto'sunu çekin o size çevirsin. Tabi hatalar olmuyo değil. Bulgaristan'daki bir büsküvi içeriğinde domuz ürünü kullanılmış mı diye araştırırken orospu bulduğu oldu. Tabi afiyetle yedim.
yazın aşırı nemden bunaltan Ölüdeniz'e gidip ferahlıyım derseniz fiyatlarıyla tamamen coşturan tatil ilçesi. O değil de Ölüdeniz'e tepeden bakarken "Burası ne güzel yer hemen varıyim, geziyim" gelince de "Çok da bir halt yokmuş aslında" dersiniz.
İlk geldiğinizde Türkiye değil Ortadoğu'da başka bir yere geldiğiniz hissi veren sokakları kebap kokulu şehir.
Sadece emekli ve öğrencilerin yaşadığını düşündüren, hala çok büyüyüp kendini kaybetmediği için sonra ben de buraya yerleşiyim hissi uyandıran güzel şehir.
İlkokulda Hayat Bilgisi kitaplarında troleybüs olarak geçen taşıtın halen çalıştığı, insanların 80'lerde olduğu gibi giyinip saç-baş yaptırdığı, paçalarından fakirlik akan Bulgaristan'ın başkenti. Yine de farklı kültürleri görme anlamında gezmeye değer. Üstelik başka kaç başkentte termal suyun sebil olarak çeşmeden aktığını gördünüz?
Bursa'ya adı olmasa da dadını veren yazı ayrı kışı ayrı güzel, ama bir bardak çayın 8,00 TL'ye sucuk-ekmeği 30,00TL'ye itelendiği dağ.