#tüm dey entry'leri

doğal güzelliği bol olan, şirin ege sahil kasabası. türk tatilci mekanıdır. inanılmaz tatil bölgeleri içerir. akçay, ören, kazdağları. görmeden gelmeyin derim.
böyle sarışın, beybi feys, şekilli ama oyunculuk olarak türk ortalamasının altında bir adam. olayı pınar bişiyle evlenmesi oldu. baya küçüktü ondan hatta. kadını da pek beğenirdim, kıskandıydım vaktinde.
+1 yalakalık puanı olarak gördüğüm, fakat çok eğlenceli bulduğum olay. totti seçimi ise çok ince, tebrik ederim.
bozuk paraları biriktirmek için kullanılan araç. çocukluğumda çok kullanırdım, sürekli bişeyler biriktirirdim, annem çöker, hiç istemediğim kitaplardan veya tshirtlerden alır, daha sonra da hastası olurdum. yaş kemale erdikten sonra, tekrar bir nutella şişesini kumbaraya çevirdim, ve sözlük gerçekten doldukça, baktıkça insan mutlu oluyormuş. sırada akvaryum almak var benim için, yüzen balıkların verdiği huzuru özledim.
street fighterdaki göbekli sumo güreşçisi abimiz. elini bele bele hızlı çırpmasıyla güzel hasar veriyor. tavsiye edilir.
parts per million anlamına gelen, bir milyon içerisindeki miktarı ölçmeye yarayan bir ölçüm birimidir. genellikle kimya çözeltilerinde kullanılır.
bir kesmin ''kampa geldik kop kop, en iyisi şu adamın çadırının yanına gece 3te ses bombamı koyup bağıra çağıra müzik dinleyeyim'', diğer kesmin de ''kamp alanının tam ortasında, sesin en çok olacağı yere çadırımı kurayım, akşam 10da yatarım nasılsa'' şeklinde bokunu çıkardığı durumdur. insanlara saygısızlıktır. insanlara saygısı olmayanın, doğaya da saygısı olmayacağını düşünüyorum.

tamam kamp doğa ile iç içe olmaktır, ama insanların eğlenmesine karışmak da ayrı saygısızlıktır. toplu kamplarda özellikle, kafasını dinlemek isteyen, daire olarak düşünürsek kamp alanını birazcık dışarı atabilir çadırını. daha çok eğlenmek isteyen de merkeze. ha sabaha karşı ses bombasını çadırımın yanına koyanla, akşamüstü neden burda bağırarak voleybol oynuyorsun diyen aynı tepkiyi görür benden.

bu arada gece bütün kamp alanını talan eden, gürültü yapan sevgili ergen kardeşim. dikkat çekmek istiyorsun anlıyorum, görülmek varlığının kabul edilmesini istiyorsun, biraz da sevişmek istiyorsun onu da anlıyorum. e zaten sevişmek isteyenler 3. postalarını atmış, insanlar uyuyor, birden mucizevi bir şekilde insanların uyanıp ne kadar sosyal bir çocuk diye boynuna atlamasını mı bekliyorsun, o saatte neden insanları uyandırıyorsun ey arkadaşım. yat uyu, ertesi gün tekrar şansını dene. ne diyeyim sana.
kadıköy barlar sokağında bulunan, içi genellikle loş aydınlatılmış, eski taş binaya monte edilmiş bir bardır. 4-5 katı vardır, kışın ara katlarda şömine yanar. pek severim burayı, tam coffee baileys içmelik mekandır. sevgilinizi, sevgili adayınızı gözünüz kapalı götürebilirsiniz. çok sap gitmeyin, kapıdaki güvenlik almıyor efenim.
ulusal bayramlar arasında ince düşünülerek çocuklara verilmiş, çocukken beni bu yüzden çok mutlu eden, egemenliğin tek kişiden alınarak halka verildiği bayramdır.
çocukluğumun efsane oyunu. mario adlı kırmızı giyen, pala bıyıklı bir boru tamircisiyle, prensesi kurtarıcam die 8 bölüm abidik gubidik yerlerden zıplıyorsun, deişik canavarların kafasına vuruyorsun. bide luigi var, kuzeni. aynının yeşili. umarım aynı prensesi kurtarmaya çalışmıyorlardır.

edit: kuzeni değil ikiziymiş. ben de neden bu kadar benzio gavatlar diyorum.