#tüm ama-bisi-dicem entry'leri

gezmenin nasıl bir egosu olur dersiniz ama bence bu bizim ülkemizde olan şeydir. tıpkı kitap okumanın egosu gibi yada çayıı şekersiz içmenin verdiği ego gibi .

gezip görürsünüz insanlar gezerken kendilerininden çok manzarı heykeli katedralin fotoğrafını çeker yada en başta müze gezmek isterler.

biz de ise durum gezgin egosu olan insanlarda yani en güzel nerede fotoğraf çıkar diye gezip instagrama yönelik yani insanlara göstermelik gezerler. İnstagram için yada face albümü için tamamsa o ülke ,şehir gezilmiştir traveller olmuştur.

(hakkıyla gidip gezen insanların egoya dair bir şeyi yoktur. tabi ki istisna vardır ama bu ayrım gezginler için bu şekildedir)
vizenin size verilmesinde normalde hiç bir sorun yok gibi durumdaysanız
yani ;
çalışıyorsunuz daha önce pasaportunuzda bir çok giriş çıkış var yada yok yada abd daha önce vizeniz varsa (10 yıllık varsa almanız daha yülsek gerçi ) , sigortanız düzenli yatıyor ve hesabınızda 30-35bin gösterdiniz hiç bir sıkıntı yok
yada öğrencisiniz aileniz sponsor oluyor size. sponsorunuzun da evraklarında eksik yok vs.
eğer tüm bunlar tamamsa işiniz o günkü şansınıza kalmıştır.
memur sizin öncelikle görünüşünüze bakıyor.(sürekli sırıtın içten bir merhaba ile başlayın konuşmaya) daha sonra biraz olursa başvuru formunuza bakar sonra banka hareket en önemlisi . ama baktı o gün beğenmedi lönk yapıştırır ' vizeniz red edildi sebebi bu kağıtta yacıyor. '

bu arada malesef şu var. memleketiniz doğu illerinden ise direk kırmızı bölgedesiniz. erkekler için saç sakal uzunda, 6-7 kardeş ve örneğin hakkari doğumluysa red alma olasılığı en baştan yüksek.

Edindiğim tecrübe ise şudur. ;
2013-2015 yılında wat ile gittim ilk mülakat 2 dk sürdü klasik wta öğrencilerine sorduklarını sordu. 2015 yılındaki 15 sn sürdü yine aynı yere mi dedi evet dedim iyi yolculuklar dedi.

Son olarak temmuz ayında yaptığım başvuru 10 yıllık turistlik bir vizeydi.
Sıra beklerken bir adam vardı inşallah ona denk gelmez dedim zira adam çok hızlı sıra numarasına basıyordu yani görüşmesi 45 sn falan sürüyodu. önümdeki 5 kişinin vizesini red etti. dedim ki ya başvuru kötüdür belki korkma. bir baktım tepesinde benim numaram yazıyor hadi bakalım dedim

2000 yılından beri ailece gezdiğimiz için 3 bordo (2 tanesi abd vizesi vardı- 1 tanesi son 10 yıllık olan) 2 yeşil pasaportum vardı.2 yeşilde neredeyse her sayfa dolu avrupa seyahatiyle. 1 tanede mavi eski pasaport. (ailecek izmirliyiz 2 kardeşim, iran,ırak giriş çıkışım da yok)

adam bunlar kimin pasaportu dedi düşünün saçmalığı. şirketten yazı var mı dedi evet dedim verdim. başka hiç bir evrağa bakmadan tüm pasaportlarımı verdi ve vizen red edildi dedi.
yaklaşık 2 dk dır sırıtan biriyken bi anda memura 2 kere giriş çıkış yaptım neden red ettiniz diye suratsızca sordum. kağıtta yazıyor diye herkese verilen kağıdı verdi evrak vs değil. türkiyede kalacağını kanıtlayamadı içerikli yani.

Yani şans arkadaşlar tamamen. Çıktıktan sonra türk memurlar bu aralar gençlere çok red vermeye başladılar dedi. heh dedim şansıma edeyim.

dip not olarak work and travel öğrencilerinin mülakatı çok zor geçiyor bilginiz olsun. not ortalaması en önemlisidir.

bol şanslar
gidenlerin, görenlerin, isteklerine göre kamp alanlarını sıralasalar bu başlık google aramada en başta çıkacak kadar kaliteli olsa mesela :)
hakkında yazılan herşey yok artık dediğimiz ütopik bi adam.
ama en çok şaşırdıklarım cezasını çekmek için kendi hapishanesini yapma şartı koyuyor ve kabul ettirir.
her hafta tahmini 420 milyon dolar kazanmış ve bu paraları lastiklemek için aylık lastik masrafı 2.500 dolar ! lastik parası ya :D

a bide hayatı biraz ilginiz çekiyorsa kesin narcos izlemelisiniz
türkiye'de genelleme yaparken listeden genelde çıkan istisna şehirdir.

putlaştırmadan ayrı sever atatürk'ü. zarar vermeden saygı duyar doğaya toprağa. ayrıştırmadan yaşamayı bilir.

üniversiteye farklı şehre gittim ve nerelisin dediklerinde 'izmirliyim' cevabına insanların o güzel tepkisinde fark ettim kıymetini. öyle mütevazidir kendi içinde yani

sabah otobüs şöförlerine yada belediye temizlik görevlilerine günaydın dediğinizde o mahçup bakış yoktur,alışıktırlar. günaydın evladım der mesela.

'izmir kızı' sıfatının farkında olmayandır gerçek izmir kızı. o sosyal medya profillerine izmir kızı yazanlar yada manisa'da doğup arası zaten yarım saat izmirliyim diyenler değildir. o iğrenç algıyı gerçek izmir kızı tanıdığınızda yok edenlerdir.

son zamanlar sosyal kültürün getirdiği etkilerle gardını alıp biraz tepkilidir insanlarımız. lakin çok eleştirilen din açısından bakarsanız ramazanda kordon çimlere bi gidiniz. sofra bezini kurup iftar yapanı da bulursunuz. manzaraya karşı bira içeni de görürsünüz. ama iftar yapan teyzenin canınız çeker diye patatesli börek uzattığını görünce şaşırmayın. yani saygı duymak ne demek görebilirsiniz.
az önce gündem başlıklarında aleyna tilki'yi görünce bu kızın başlığı daha kayda değer görüp eksikliğini hissettim. Aleyna tilki ile sanırım aynı yaştalar yada 1-2 yaş var ancak aradaki farkı şarkı,ses ve kalite olarak görebilirsiniz. bu kızın kıymeti bilinmeli.

ayrıca aleyna tilki gibiye karşı olunan genç yaşta şöhret değildir. karşı olunun genç yaşta sahneye çıkmak için yaptıklarının yaşına uygun olup olmadığıdır.
arkadaşımın hadi sana süprizim var diyip farklı güzelliğini keşfettiğim yer. Biraz otçu mekanı sıfatını fazlasıyla taşıyan ancak kendini bilmeyenlerin o güzelim doğayı mahvetmeye başladıkları yer. Daha önce gittim ancak biraz rahat seviyorsanız ve kamptan vazgeçemiyorsanız patikadan inince ilk tesis enfes olabilir. Tam köşede çadır için bölmeleri var ve muazzam bir manzarası mevcut tavsiye ederim
evliliğe bir de şöyle bakın ;

iki insan var ve birbirini baya baya seviyo. arada toplum baskısından kurtulup bi izin almaları gerekiyor. sonra tamam diyorlar size izin verdik. bunu fotoğraflıyorlar herkes beğenisin diye instagrama özel poz veriliyor. sonra diyorlar ki
-o zaman bunu kutlayalım . napalım?
-bi ev alalım size içini baştan aşağı döşeyelim. herşey yeni olcak ama eski yada modası geçmiş hiç bir şey yok
-olur hay hay mükemmel
-iç çamaşırınızdan makyaj malzemsine terliğinden şampuana kadar herşey değişecek. ne istiyosan beğen al.
-oo buda süper tamamdır.
-şimdi kutlama yapalım herkes görmek ister bu kutlamayı büyük bir yer bulalım. e bide herkes gelmişken müzik olsun acıkırlar oynayıp bide yemek koyalım. eğlenicez şimdi alkolsüz olmaz.
-aa süper canım iyi düşündük
-kıyafet bulmak lazım size bide . kızımız ne beğenirse alsın en güzel en göz önünde o olsun. oğlumuz da italyan modasına uysun hatta onada güzel şeyler diktirelim. a bide aile bireylerini unutmayalım
-şimdi gelenler size hediye olarak tek tip getirirler altın yada para . çekinmeyin alın hatta bir ara verelim kutlamaya herkes taksın siz bekleyin teşekkür edin
-e siz şimdi çok yoruldunuz bi tatili hak ettiniz . nereye gitmek isterseniz. oda bizden yahu saçmalamayın. antalya, maldivler afrika bile olur da honeymoon odası olmazsa fotoğrafta ne koycaksın daha güzel yer bak.

şu yukardaki hikayeye evlilik demeden 100 kişiden 90ı bayılır. kabul eder .
peki ya sonra ?
hergün saygı duyabilceğin bir adam /kadın olduğuna emin misiniz ? beşinci tartışmada bir avukatın kapısını çalmayacağınıza emin misin ? iyi günde kötü günde hastalıkta sağlıkta diye sorduklarında evet dediğin kadın kilo alırsa aldatmak gibi küçülmemelisin. yada cebine güvendiğin adam, dünya hali oldu da bütçe azaldı istediğin ayakkabılar alınmadı istediğin bavul hazırlanmadı. bunun gibi sorunlarda surat asmamayı düşünmelisin.

hikaye günümüzde bu hale geldi. çünkü sosyal medyada söz nişan evlilik o kadar basitleşti o kadar fotoğraf ve gösteriş uğruna oldu ki değerlerimizi kaybettik. yoksa evlilik mükemmel birşey. düşünsene canın kadar sevdiğin insan ile hep berabersin. sevincin , korkun , heyecanın sorunların ortak olucak.

hiç araştırdınız mı son 5 yılda ki evlilik ve boşanma oranlarına ? hatta bakmışken bir de yaş aralığına da bakın.

demem o ki toplum baskısı artık aile bireylerinin dışında ki hayatımızda.instagramda fotoğrafta görüp evlenmeyi düşünmek ile komşunun kızı evlendi baskısı aynı şeydir.

biz değil miyiz çocukları için evli kalan ailelerin yakından tanıyan. ne ara 'nolcak canım en kötü boşanırım' gibi kötüyü düşündük. boşanmak kötüdür demiyorum yanlış anlaşılmasın. ilk patırtıda ayrılmak zannedip boşanmalaradır tepkim.

düğünde ne yaparsak güzel görünürü bırakın bi kenara, sizi hediyeler ile mutlu edeni de unutun.
sevin, çok sevin. sadece sizin olduğu için, sizin gibi olduğu için sevin. boyuna kilosuna parasına bakarak büyüye kapılmayın. eğer 20 yıl sonra da saçınızı tarayıp en sevdiğiniz kıyafeti giyip , kravatını takıp bir tiyatroya el ele gitmeyi hayal edebiliyorsanız yada en kötü zaman da bile yanında onun yardımından eminsen bakmayın ardınıza evlenin. evlilik aşkın son basamağıdır. doğru adımlar atın, düşmeyin .
eski sevgilimin olduğu memleketten mütevellit yasaklı bölgedir bana. lakin anıtkabiri ankara sınırında saymayıp her sene paşayı ziyaret için gittiğim şehirdir.
bide inanılmaz bürokrasi hayatlar. istanbulda her yerden ünlü çıkma ihtimaliyle
yada izmirde her yerden medeniyet çıkma ihtimaliyle aynıdır ankarada bir takım elbiseli yetkili birine benzeyen biri çıkma ihtimali. neyse sevmediğim şeylerde saçmalamışımdır hep