#tüm alptugdag entry'leri

Tanım: Fiziki çevrenin atıklarla bezenmesi yahut tahribi sonucu ortaya çıkan, canlı yaşamını kısa yahut uzun vadede illa ki bir şekilde tehdit eden, çoğunlukla doğrudan yahut dolaylı olarak insan kaynaklı durum.

Ha hislerimden bahsetmek gerekirse -ki gerekir muhtemelen- nefret ediyorum! aramızda da bunu yapanlar var üstelik, bu ise beni daha çok üzüyor; kendini kampçılığa yahut gezginliğe adamış (!) kimseler rahatlıkla çer-çöpünü etrafta bırakıp basıp gidebiliyor. Kimse kusura bakmasın ama doğaya hürmeti olmayan, sadece evden çıkmış, özgürüm kafasına girmiş olmak için doğaya ilişenler öyle etrafa ben kampçıyım, doğacıyım vs. havasını atma hakkına sahip değildir, kendinden utanmadığına şaşılması gerekir. Hadi şehir hayatında belediye görevlilerine hiç acımıyorsunuz, doğada öyle biri yok bilmiyor musunuz? Günlerdir denk gelip duruyorum ama bugün dünya çevre günü olduğu için bugün size bunları yazmak istedim. Aslında bu yazdıklarımı önce Camprail'e yazmıştım fakat onaylanmadı, olabilir, bir de burada deneyeyim.

Aramızdaki en kibar tabirle birtakım "çürük yumurtalar" yüzünden çeşitli mecralarda basın aracılığıyla, kamuoyunun bir kısmında yavaş yavaş İnterrail Türkiye grubunun etrafı tahrip eden kamplar yaptığı(bkz: abantrail), kötü bir oluşum olduğu algısı oluşturuluyor ki buna belki de en üzülen benim, henüz ilk kampına bile çıkamamış ama bu grubu zor zamanlarında keşfedip kendi kendine de olsa aile olarak bilmiş ben.
Bu böyle devam edemez değil mi dostlar? Yazık günah, biliyorum çoğunuz üzülüyorsunuz ama yazık ki bir şey yapamıyoruz. Bir şekilde o güzel adminlerimizin bazı sınırlar getirmesi, kurallar koyması vs. gerektiğini düşünüyorum, kendim de neler yapabilirim yahut yapabiliriz diye düşünmekteyim ama bir çıkış yolu bulamadım ne yazık ki. Sizden rica ediyorum, lütfen bu konuya beraberce bir ehemmiyet gösterip çözüm bulalım, en azından deneyelim, aile olmamız hatrına.

Çevre kirliliğinin bizimle alakalı olmayan kısmına gelirsek; hiçbir zaman anlayamadım bir insan neden çöp dışında bir yere çöpünü atar, neden biraz evvel kullandığı şeyi ihtiyacı bitince yanında taşımak yerine bir yerlere bırakıp gitmeyi cevreyi kirletmek pahasına böyle tercih eder, yere niye tükürür, niçin sigara küllerini rasgele savurup izmaritini saklara fırlatır... Biriniz biliyorsa bana söylesin arkadaşlar, bilmek istiyorum.
İlaç kutusundan ilaç koparırken, bardaklıktan bardak alırken vs. mutlaka ben aldiktan sonra kalanların simetrik olacağı parçayı alırım
Dönerdim çünkü galiba lahmacun ve sahip olduğum bir iki dost (her ne kadar bana bu ülkeyi zindan eden adiler çoğunlukta da olsa) var olduğu için, ha bir de ailem ve mantı tabii.

Alttaki yazara sorum:
Ne zaman dostum dediğin birine bakıp içten içe gurur duydun biraz anlatabilir misin?
Bizim okulun ordaki yokuş (ankara yani) Biz öylesine yürürken arbalar durup "yukarı çıkacaksanız bırakayım." diyen şoförler yüzünden arkada bile bekliyor; hayır o kadar da dik olsa tamam diyeceğim, 200m için neden arabana alıyorsun? (bkz: lan yoksa denilen anlar)
Giyiminin hastasıyım resmen ama Ankara'da bir türlü o tip şeelyere rastlayamıyorum, delireceğim.
sözlükte entrylerde smiley kullanılması istenmediğini şimdi hatırladım ve şimdiye kadar hayvan gibi kullandım belki de. (bkz: yerin dibine girmek)
Bu film her izlediğimde "lan oğlum saçmalama, otur oturduğun yerde" hissini bende uyandırmayı başaran, çoğu maceracı ve gezginin de tüylerini ekstradan ürperten fakat hayli ilgi çekici bir yapımdır.
(edit: film gerçek bir hikayeden alınmadır bkz )
Belki de ekşi kadar kalabalık olmadığımızdan kaynaklı, yavaş ve azar azar başlık açılması-entry girilmesinin sözlük üyelerinde uyandırdığı his. Belki bu his de yine bir tek bende uyanıyordur bilemiyorum.(bkz: hisception)