sylvia plath

amerikalı şair ve yazardır. sırça fanus romanında kendi hayatını kaleme almıştır. çocuk hikayeleri ve şiirler de yazmıştır. 2 çocuk annesi tek evlilik yapmış, çocukluğundan beri psikolojik problemler mücadele etmiş bir yazardır. babasının ölümünden gelen nevrotik sancıları asla yakasını bırakmamış, gördüğü elektroşok tedavileri, edebiyat alanındaki başarı kaygısı, kocası tarafından defalarca aldatılması ve umutsuz ruh hali onu intihara süreklemiştir. bir sabah çocuklarına kurabiye ve süt verdikten sonra tüm kapıları sıkıca kapatmış hava geçişlerini engelleyecek şekilde kapatmış ve kafasını mutfaktaki gaz fırının içine sokarak intihar etmiştir.

acısını, sancısını, sevgisini ve umutlarının kırılışlarını kalbimde sancıya sancıya hissettiğim yazar. çok özel bir kadın. çok okunmalı çok araştırılmalı.

iyi ki geçtin dünyadan esther, seni çok seviyorum.
kendisine ait bir intihar notu bulunmamaktadır fakat benim niye intihar ettiğini anlattığını düşündüğüm bir bölümünü aşağıda sizlerle paylaşıyorum:

"Benim hayatımın amacı ne ve onunla ne halt edeceğim? Bilmiyorum ve korkuyorum. Asla istediğim bütün kitapları okuyamayacağım; olmak istediğim bütün insanlar olamayacağım ve yaşamak istediğim bütün hayatları yaşayamayacağım. Kendimi istediğim bütün becerileri edinecek kadar eğitemeyeceğim. Bunları neden istiyorum? Hayatımda mümkün olan zihinsel ve fiziksel tecrübelerin tüm renklerini, tonlarını ve çeşitlerini tatmak ve hissetmek istiyorum. Ve korkunç derecede sınırlıyım… Uğrunda yaşayacağım çok şey var, yine de anlaşılması mümkün olmayacak kadar hasta ve üzgünüm."
ne yapsam içinden çıkamadığım kötü bir döngüdeyken genazino'nun "mutsuzluk zamanlarında mutluluk" kitabı ile birlikte beni hayatıma yeniden yön verebileceğime inandıran sırça fanus kitabının yazarı.

başlamadan önce ufak tefek psikanaliz okumaları yapmak kitabı ve yazarı daha farklı çözümlemenizi; yazarın küçük detaylara intiharının gerekçelerini ve ruh halini nasıl dağıttığını fark etmenizi sağlayacaktır
“Diğer her şey gibi, ölmek de bir sanattır. Ben bunu son derece iyi yapıyorum.” Sözleriyle gerçekten de bir sanatçı gibi yaşarken usul usul ölüşü gibi intiharını da bir sanatçı gibi yapmış güzel şairdir. Fakat “Tutunacak bir cana nasıl da ihtiyacımız var.” diyişiyle hem ortak bir yaraya parmak basar hem de intihar edişinin bir tutunamayış olduğunu ifade eder. Bir şairin yaşadığı varoluşsal sancıyı onun eserlerinde hissedersiniz.
Bugün Doğumunun 87. Sene-i devriyesi olan abd’nin nilgün marmara’sı Yazar, şair.

İntiharı en çok yakıştırdığım ikinci insandır. Birincisi de benzer bir yolla intihar etmiştir. (bkz: sadık hidayet)