sadık hidayet

1951 yılında daha 48 yaşındayken hayatına son veren, modern iran edebiyatının en önemli isimlerinden olan, büyük şahsiyet.

Hidayet, Hayatının bir bölümünü hindistan’da bir bölümünü ise avrupa’da geçirmiştir. İran’da barındırılmayan yazar, Hindistan’da yaşadığı zamanlar budizmden, Avrupa’dayken de kafka’dan etkilenmiştir.

Yaklaşık yarım asırlık ömründe bize birkaç eser bırakmıştır. Kalan müsveddelerini ise paris’teki evinde intihar etmeden hemen önce yakmıştır.

kör baykuş, hacı ağa, hayyam’ın teraneleri, aylak köpek vb. gibi muhteşem eserleriyle bizi avunmak zorunda bırakmıştır. Keşke daha çok yaşasaydı da kaleminden mahrum bırakmasaydı.

Son olarak Yakın dostu bozorg alevi, arkadaşının ölüme yürüşünü bizlere şu şekilde anlatıyor:

"Paris`te günlerce, havagazlı bir apartman aradı, Championnet caddesinde buldu aradığını. 9 Nisan 1951 günü dairesine kapandı ve bütün delikleri tıkadıktan sonra gaz musluğunu açtı. Ertesi gün ziyaretine gelen bir dostu, onu mutfakta yerde yatar buldu. Tertemiz giyinmiş, güzelce tıraş olmuştu ve cebinde parası vardı. Yakılmış müsveddelerin kalıntıları, yanıbaşında yerde duruyordu."
Uzun bir süre önce Kör Baykuş romanını okuyarak İran Edebiyatına giriş yapmıştım. O yıllarda daha küçük olduğum için bitirdiğim zaman "ne okudum ben?" demiştim. Hatırladığım kadarıyla ağır diliyle ve hikayesiyle zihnimi yormuştu. Kendi adıma en kısa zamanda tekrar okuyarak kitabını pekiştireceğim.