Kışları huzur, yazları hüzün demektir. Çünkü bodrum’un güzelliğini en iyi kışın görebilirsiniz. Bodrum o sakinliğini, huzurunu ve güzelliğini size sadece kışın gösterir. Bu tıpkı bir sevgilinin tüm güzelliğini baş başa kalınan o romantik dakikalara saklaması gibidir. Sadece iki sevgiliye özeldir yani.
Bodrum’da yaşamak demek her sabah insanlara, hayvanlara ve denizin dalgalarına günaydın demektir. Mutluluktur yani. Dünyanın en güzel gün batımına her gün tanık olmaktır. Çatal adasının kıyısında kaybolan güneşe ruhunu vermektir. Edebidir, coşkuludur, şairanedir. Mandalina bahçesinde yürümek gibidir. Zeytin güzeli edasıyla salınmaktır bodrum’un dar sokaklarında. Beyaz evden gayrısını bilmemektir, sevmemektir. Begonvil döşeli evleri selamlamaktır. Ah be cancağzım sende yaşamak aşktır. Seni yaz aşkına düşenler anlayamaz sen mevsimsiz bir kara sevdasın. Ömürlük bir tutkuyla sevilmeye layıksın.
Anlamama halidir.

Evreni, yaşamı, insanları ve özellikle de kendimi anlamıyorum. yaşam gayemiz ne? Üremek ve beslenmek mi? Hayır sadece bunlar olamaz. Daha derin bir şey olmalı. Bu kadar karmaşık yaratıklarken nasıl olurda böylesi basit gayelerimiz olabilir ki. Buna katılmıyorum. Çünkü bunu anlamıyorum. Ben sadece bunlar için var olmadığımdan eminim. Fakat gayemin ne olduğunu da anlamıyorum orası ayrı bir muamma.
abd yapımı dram-komedi türündeki film. truman burbank rolüyle karşımıza çıkan jim carrey filmde her şeyin kusursuz bir düzen içinde işlediği şovun kahramanıdır. truman yıllarca kendisine inandırılan bir hayatı yaşamıştır fakat bir anda yaşanan bazı olaylar yaşadığı gerçekliği sorgulamasına sebep olur. ona sunulan bu hayat gerçek miydi yoksa bir setinin içine mi hapsolmuştu? bize esasında kendi gerçekliğimizi de sorgulatır. Bu yaşadığımız gezegendeki yaşadığımız şeylerin ne kadarı bizim kontrolümüzde ya da ne tür bir kurgunun içine hapsolmuş durumdayız? film tarihinin gelmiş geçmiş en özgün ve bir açıdan da eleştirel yapımı olan truman show fazlasıyla izlenesi.

edit: filmi az evvel izledim ve daha önce izlememiş olduğuma cidden üzüldüm. fazlasıyla etkiledi beni film.
Aslında bir gün değil dünyanın her günü korumamız gerekir onları, böyle bir gün gerekli mi bilemedim.
ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik harekatı konusunda yeni bir açıklama yaptı

Trump, Türkiye'nin Suriye'ye yapacağı olası müdahale öncesi Türkiye'nin yanlış bir şey yapması halinde Türk ekonomisini daha önce yaptığı gibi yok edeceğini belirten bir tweet paylaştı.
başlığın asıl hali "ilerleyen yaş sebebiyle ereksiyon kaybına uğrayan ve bu sebeple evakuasyon olamayan erkekler" olacaktı. malum karakter sınırı.
bu tip insanlarda iş biraz çeneye vuruyor sanırım. madem ben olamıyorum bari muhabbetini pek sık dile getireyim de binbir gece masalları çeviriyorum sansınlar gibi bir durum hasıl oluyo.
iyi veya kötü bir şey demiyorum, sağlık bu sonuçta. bir zaman sonra çoğu adamda olabilir. önemli olan bir açığı yokmuş gibi davranıp rezil olmamakta kanımca.
sağlık nimettir, yarını unutmayıp kıymetini biliniz.
Gazetecilik mezunu olan benim için kendi mesleğime karşı duyduğum utancı göstermektedir. Böylesi sözde gazeteciler yüzünden kendi mesleğimden soğuyorum bazen. Fakat yanlış bir düşünce aslında bu. Çünkü onların yaptığı gazetecilik filan değil. Bir gazeteci her zaman eleştirel ve didikleyici olmalıdır. Ayrıca öznel yargılarla soru sormamalıdır. Önemli bir basın açıklamasına tanık oluyorsun ve sadece tek bir tarafa sorular yöneltiyorsun. Pardon ama öyle bir durumda o had bildirmeyi kesinlikle hak ediyorsun. Hilal kaplan denen sözde gazetecinin görevi iki tarafa da eşit uzaklıkta sorular sormaktı. Fakat bunu bile beceremedi. Oraya gazeteci kimliğiyle değil devlet sözcülüğü vazifesiyle gitmiş sanki. Neyse mesleğime yapılan bu terbiyesizliğe daha fazla eleştiride bulunamayacağım çünkü böylesi şuursuz manzaralar görmekten gerçekten sıkıldım.

Olayın videosu ve haber linki
ilk kimin başlattığı bilinmeyen, artık çılgınlık düzeyine ulaşmış, çoğu samimiyetsizlik ve yapaylıktan kıvranan, birbirlerine yakın olanların bunu birbirlerie bir görev gibi atfetmiş olduğu yorumları yapan kızlardır, şimdi burda biz bizeyiz; çok çok yakın olmadıkça hiç bir kız içten yazmaz o yorumları birbirlerinin fotoğraflarının altına, bide şöyle şeylere şahit oldum mesela arkadaşı onun fotoğraflarının altına yorum yapmayı bıraktıysa o da yazmaz ya da bunu bir mesele haline getirir, çok samimi olmadıklarına ise ayıp olmasın diye sadece kalp veya çiçek emojisi koyar, ki canım cicim çok güzelsin şöyle öpüyorum böyle süpersin yazdığı kıza arkasından çemkiren de vardır, bilemiyorum altan biraz samimi olmakta fayda var
Bodrum’da ilk kez düzenlenen lokal tedx etkinliği. Muazzam bir iş çıkmış ortaya. 12 konuşmacıdan oluşan etkinliği keyifle dinledim ve fotoğrafladım. Konuşmalar cidden ilham vericiydi.
Bazen ruhsal olarak öldüğüm oluyor fakat bu aralar fiziksel olarak ölüyor gibiyim. Bir haftadır hastayım ve doktor antibiyotik ile geçiştirmiş gibi hissediyorum. Tamam ortada bir boğaz enfeksiyonu var o kesin ama sebebi sorgulanmadan ayrıca diğer hissettiğim hastalık hallerinin sebebini bilmeden antibiyotik kullanıyor olmak rahatsız hissettiriyor. Bu zamana kadar ikinci kez antibiyotik kullanıyorum. Antibiyotik ve parasetamol ile durumu uyuşturuyormuş gibi hissediyorum. Tamam biraz hastalık hastası olabilirim ama bu defa çok ağır geçti bir hastalığım. Ben normal zamanda hastalandığımda dahi okula ya da işim neyse onu halletmeye giderdim. Hastalığı ayakta atlatmaya alışık biriyim. İlaç bile kullanmam kolay kolay. Fakat bu hafta yatak döşek hasta geçti. Ulan ağrıdan ağladım bea. Çok nadirdir yani acıdan ya da ağrıdan ağlamam. Neyse iç döktüm bayağı uzun uzun. Öluyom sözlük. Üzerime çikolata atın ya.