2004 yapımı dram-macera filmi.
ernesto che guevara’nın gençlik döneminde çıktığı güney amerika seyahatinde tuttuğu günlüklerden uyarlanmıştır. Film boyunca yoksulluğa tanık olup yolda olmanın insanın karşısını neler çıkarabildiğine yakından tanık oluyorsunuz. Özellikle filmin sonundaki yüzme sahnesinde yüzünüze sertçe çarpan soğuk suyla iliklerinize kadar ürperiyorsunuz. Filme ve oyunculuklara bayıldım.

2007 yapımı komedi-drama filmi.
Birbirine küs 3 kardeşin babalarının ölümünden sonra barışma çabası ve Hindistan’da manevi sebeplerle bir tren yolculuğuna çıkmalarını konu edinmektedir. Eğlenceli ve bir o kadar dramatik sahneleriyle keyifle izlediğim film oldu. Seyahat filmi olayına farklı bir açıdan yaklaşılmış. Baştan sona keyifle izlediğim yapımlardan.

(bkz: gazeteden tarihe bakış projesi)

istanbul üniversitesi'nin nek.istanbul.edu.tr adresinde 1928-1942 yılları arasında yayımlanan gazeteleri erişime açtığı arşiv projesi.

çeşitli dünya şehirlerini bir araçla gezerken aynı zamanda o ülkenin radyolarınızı dinleyebildiğiniz süper bir vakit geçirgeci.

şu hala önlemleri çok da salamadığım günlerde açtım power fm'i izmir'i turluyorum şimdi.

işte o site.

uçak bileti fırsatları için ucuza uçak'ı takip ederdim son zamanlarda uygungezuygun gez adında bir site daha güzel fırsatlar paylaşmaya başlamış. Böyle sitelerin artması lazım bilmem hangi ülke uzantılı seyahat firmasından ucuza bilet aramak çok zaman alıyor yoksa

Bir hasan ali toptaş kitabı. Türü nedir söyleyemem ama çocuklar için yazılmış gibi duran ama herkese hitap eden kitaplardan: küçük prens ,filler sultanı ile kırmızı sakallı topal karınca gibi. gülten akının " ah, kimselerin vakti yok/ durup ince şeyleri anlamaya" mısralarını anmamak elde değil. Gürgenin bakış açısı ile müthiş bir anlatım... Kitap çok güzel illüstrasyon ile de süslenmiş aynı zamanda. Kitapta altını çizdiğim o kadar çok yer var ki Gülten akın'ı anmadan geçmediğim yerler. Savaş ve kilit hakkında söyledikleri...

"Gürültüyle, acıyla, dallarımla ve uçuşan yapraklarımla, gökyüzünün maviliğini çizerek devrildim.
Bağırdım, yüzüm toprağa gömülürken.
Kokumla hıçkırdım, rengimle çığlık attım."

"Dönüp dolaşıp insanda başlıyor her şey, dönüp dolaşıp insanda bitiyordu.
Gerisi boştu...
Yani, insanın karışmadığı her şey masaldı."

nereden bulaştım dediğim oyun. iki gündür deli ediyor beni. iki günde bir bölüm geçilemez mi. adamlar yememiş içmemiş insanı deli edecek bir oyun yapmışlar. telefonu duvara çalacağım az kaldı. oynayan eden varsa söylesin şunun sırrını.

Covid-19 sebebiyle tam 87 günlük bir aranın ardından bu akşam Fenerbahçe - Kayserispor ve göztepe - trabzonspor maçları ile kaldığı yerden devam ediyor. kalan 8 haftada sıkıştırılmış maç programı ile takımlar maçlarını tamamlayacak, küme düşen takımlar ve şampiyonluk belirlenecek.

özellikle taksi şoförleri ve devlet memurları ile konuşurken karşılaştığım sorundur. sanırım türkiye'de reklam denince akla ilk gelen tabela, kartvizit, totem gibi şeyler oluyor. ''Ne iş yapıyorsunuz?'' sorusuna karşılık, reklamcıyım dediğinizde, ha şu tabela vs mi yapıyorsunuz diye karşılık almamak elde değil. Oturup baştan ''abi biz bunları tasarlıyoruz, hani reklamlarda filmler dönüyor ya işte onları çekiyoruz'' diye 10 dakikalık reklamcı nedir açıklamakla yetindiğim için serbest meslek erbabıyım diyip geçiyorum.