zamanın osmanlı imparatorluğu hanedanı için saray olarak inşa edilen,içinde pahabiçilmez kutsal emanetler ve hanedan hazinesinin nadide parçalarını barındıran, dünyanın alan bakımından en geniş müzelerinden biridir.

osmanlı ailesinin ilk sarayı olarak bilinse de şu an istanbul üniversitesinin bulunduğu alanda bulunan ilk saray sonrası ikinci saraydır. üç avludan oluşur. asıl müze bölümü ikinci avlu ile başlar. ikinci avlunun sağında mutfak bölümü vardır. herkesin merak ettiği harem bölümü de ayrı bir girişi ve ücreti ile ikinci avluda bulunur. dünyaca ünlü kaşıkçı elması ve kutsal emanetler ise son avludadır.
(bkz: şahsiyet ) dizisinde (bkz: cansu dere) den nefret eden eril polis rolünde oynamaktadır. yanlış görmediysem sebebini merak ettiğim şekilde kolunda da (bkz: interrail türkiye ) bilekliği var.

karizmatik bir adam.
Sebepsiz yere takip ettiğim birçok videosunda da gerçekten eğlendiğim youtube kanalı.

kanalın amacı ise gündemde olan veya olmayan konular ve cisimler üzerine gençlerin tepkisini ölçmek.
Her yaralı hayvanın tedavi masrafını üstlendiğinde daha mutlu olan ve şevkle çalışan, hayata pozitif bakan, kitap okumayı ve üretmeyi seven, yaşama ve canlıya saygı gösteren çok güzel bir ekibin meyvesidir.
kendisi bugün imamoğlu'na destek veren ünlülere ateş püskürtüp, vatan haini ilan etmiş, kendisinin vergi muafiyetinden faydalanarak aldığı milyonluk arabayı yokmuş gibi sayıp, milyoner olduklarını belirtmiştir.
(siyasetçi filan değilim) diyerek de gerçekten olmadığını kendisi kanıtlamıştır.
haber kaynağı

bunun üzerine chp tarafından kendisinin meclis faaliyetleri yayınlanmış. adam dürüst, gerçekten "siyasetçi filan değilmiş" hiç bir iş yapmamış bu kadar süredir.
kenan sofuoğlu'nun ünlülere tepkisi - volvox-8L3wp
bu instagram hesabını bilen takipleyenler var mı acaba? bi yeşillendirelim bu başlığı. bir kadın olarak; bazı fikirlerine katılmamak elde değil
andrei tarkovsky'nin 1960 yılında Sinema Enstitüsü'nü bitirmek için çektiği 43 dakikalık bitirme projesidir.

Silindir ve keman diye türkçeye çevrilen film, silindir operatörü bir işçi olan Sergei ile keman virtüözü olma yolunda ilerleyen küçük Sasha arasındaki arkadaşlığı anlatır.

Film, başlı başına kocaman bir metafordur. Bu konuyu detaylı olarak anlatmadan hemen önce daha sonra anlatacaklarım daha net anlaşılsın diye biraz dönemin sscb’inden ve tabii ki Tarkovsky’den bahsetmek gerekiyor.

SSCB’de filmin çekildiği dönemde nikita kruşçev iktidardaydı. Kruşçev, görevi süresince selefi josef stalin’in politikalarını yerden yere vurmuş. Leninist politikalara geri dönülmesi gerektiğini vurgulamıştı. İç ve dış politikada yenilikçi çalışmalar yapmaya çalışan Kruşçev, hem kapitalist hem de komünist ülkelerle dostluklar kurmaya çabalamıştır. Ama bu girişimleri Mao yönetimindeki Çinle arasını açmıştır. Öte yandan konvansiyonel silahlardan ziyade nükleere ve uzay alanına yatırımları da arttırmıştır. Ama tarım ve hayvancılık alanında büyük başarısızlıklar yaşamıştır.

Tarkovsky’ye gelecek olursak; şair bir babadan olan, oyuncu bir anneden doğan, daha 20’li yaşlarında genç bir sanat aşığıdır. Sinema enstitüsü’ne girmeden önce müzik ve arapça eğitimi almıştır. Filmlerindeki metaforlardan yola çıkarak söylüyorum; arapça bildiğini de ele alarak önemli arap mutasavvıflardan da etkilendiğine inanıyorum.

Artık filmle ilgili eyyorlamama gelelim.

Entrynin başında bu film başlı başına bir metafor demiştim. Öncelikle onu biraz açalım. Film, SSCB’nin o dönem içinde bulunduğu durumun bir metaforu. sosyalist bir ülkede olmaması gereken sosyal statü ve ekonomik farklıları eleştiriyor.

Filmin başında ve sonunda kullanılan elma metaforu ise adem ile havva’ya minik bir selam çakarak sasha’nın hayatındaki kadınlarla olan kötü ilişkilerini anlatıyor.

Ayrıca filmin ilerleyen sahnelerinde eski bir binanın yıkılışını ve arkasından ışıl ışıl parlayan yeni bir binanın ortaya çıktığını görüyoruz. sasha* ve sergei’nin* yağan yağmur altında izledikleri sahne ise yaşanan yeniliklerin bir yandan eskileri de yok ettiğini anlatıyor.

Filmin başından sonuna kadar Sergei’nin ilgilenmediği bir kadın vardır. Yine Filmin son sahnesinde beraber sinemaya gitmek için sergei’ye söz veren Sasha’ya annesi izin vermez. yüksek katlı bir apartman dairesinin balkonundan gelemeyeceğini yazdığı uçak yaparak attığı not sergi’e ulaşmaz ve sergei o pas vermediği kadınla sinemaya gider. Yine burada sosyal eşitsizliğin korkunç boyutlara ulaştığını anlatıyor. Ve aslında filmimiz burada bitiyor.

Ama bir son sahne var ki Sasha’nın Sergei’in kullandığı silindire koşarak gittiği ve işçinin Sasha’yı elinden tutarak silindire bindirdiği, peşinden motor yağı veya zift akan yola güvercinlerin konması yönetmenin rüyası ya da gelecek ümididir.

Son olarak ise tarkovsky’nin arap mutasavvıflardan etkilendiğini düşünmemin sebebi ibn-i arabi’nin sık sık kullandığı ayna metaforudur. Yönetmen bu filmde ayna metaforunu bence ibn-i arabi ile aynı anlamda kullanıyor.

(bkz: ibn-i arabi’nin ayna metaforu)
Zıpkıncı herhangi bir hava kaynağı olmadan su üzerinde derin bir nefes alır, nefesini tutup su altına doğru dalışa başlar. Su altında yaptığı tüm aktivite su üzerinde aldığı tek nefese dayanmaktadır.
“Anaa gafam donuyoo” dememek adına kafamıza taktığımız şey.
avrupa'ya adımını atmış ve bir şekilde vergi kaçırıp, yandaş tutup, yeni gelenleri ezip, mevki sahibi olmuş; tipik ortadoğulularda görülür.

acımasızca eleştirirler, 'köyden indim şehre' deyiminin üst levelinde bulunurlar. mercedes ve türevi olan, görece pahalı araçlara biner, kural tanımaz, ahlaksız insanlardır.

laf açılınca, türkiye'de nasıl ezildiklerini anlatırlar, gündelik yaşamlarına baktığınızda ise kızları gezemez, personelleri haklarını alamaz, daha da acısı,
-sayemizde işiniz var lan! mottosuyla insan onuru ve şerefini ayaklar altına alırlar.

vatan hainliği yetmemiştir ve azgınlık burada başlar. insanlığa da hıyanet etmek çabası güderler. içine girdikleri her toplumu kendi normlarının dışında aşağılık yaratıklar olarak görüp, sözde özgürlükçü düşüncelerini burada şu cümlelerle baltalarlar ve çürütürler,

-bu avrupalılar salak,
-bunların yedikleri yemek değil,
-kadınları ....
-çocukları ....
-burada para kazanamayan salaktır (bu cümlede ki kasıt, tarihi geçmiş ürünün tarihini değiştirip yeniden satilabildigini birtek bu yavsaklar bilir. dönerin içinde et olmadığını tüketici bilmez. Vb)

bunlar tipik ortadoğulularda olduğu gibi tek başlarınayken süt dökmüş kedidirler ama 3 tanesi yan yana geldi mi! vay halimize.

genellemem bu grüha aittir. pkk'lı olupta iyi insan olan yoktur. ortadogulular kusura bakmasın, huyumuz bu.

son olarak, nereye kaçarsan kaç orda bunlar, toprağa gömülürsem, yanımda bunlardan olmasın. vasiyetimdir.