yapay radyoaktivite çalışmaları sayesinde kocasıyla beraber nobel kimya ödülü alan bilim insanıdır. polonyumun kaşifi olan marie curienin kızıdır. annesi gibi yüksek radyoaktiviteye maruz kaldığından dolayı kan kanserinden ölmüştür.

kocası jean frédéric joliot-curie ve nazım hikmetle beraber görüldükleri bir video bulunmaktadır internet ortamında.

nazım hikmetin eşi münevver andaç bir mektubunda irenenin ölümü için üzüldüğünü dile getirmiştir. (bkz: istanbul'dan mektup)
odamın duvarına hazırlayıp astığım beni gaza getiren 10 heyecan verici yer.allahım yazarken bile heyecanlandım.

1.Victoria Şelalesinin üstünde kamp.
2.Phi Phi adalarında kamp- tamamladım.
3.Trolltunga da kamp.-tamamladım.
4.Şeysellerde dalış.
5.Blue deep hole e dalış.
6.Texas çöllerinde kamp.
7.Grand Canyonda bir hafta survivor.
8.Fas çöllerinde 1 gece yıldızlarla ve ayla uyumak-tamamladım.
9.Arjantin - Paraguay ve brezilya sınırında 3 gün kamp.
veee 10 . Antarktika da 10 gün.
sinir sisteminde nöronlar arası ve nöron ile başka bir hücre arasındaki iletişimi sağlayan kimyasallara verilen isimdir.

dopamin, seratonin, endorfin en çok bilinen nörotransmitterlerdir.
ara sıra yaptığım şeydir. yeraltı filmi henüz çekilmemişken de yapardım. aslında ilk kez ilkokulda ulumaya başladım. bir yaz günü balkonda kahve fincanları ve kartları yok olan, tahtası yırtılan ve geriye sadece paraları kalan borsa oyunundaki paralarla oynarken sokaktan inanılmaz bir “auuuuuuuuu” sesi gelmişti. hemen balkondan baktığımda koltuk değnekli bir adamın ciddi ciddi uluduğunu görüp şok olmuştum. ankara’nın yaz sıcağında kimse sokakta olmadığından uluyan adamı benden başka gören olmamıştı. uluyan adam uluya uluya gitti ve kayboldu. acayip şaşırmıştım bir insan neden ulur ki diye düşünürken birden sessizce ulumaya başladım. ikincisinde daha yüksek sesle uludum. üçüncü, dördünce, onuncu derken bildiğin kurt gibi uluyordum balkonda ve her uluduğumda sanki bu dünyaya isyan ediyormuş gibi hissediyordum. babam balkona geldi “napıyorsun oğlum?” diye sordu. ben de uluyan adamı anlatsam da inanmayacağı için “hiiiç uluyorum” dedim. babam da “ulu ama çok yüksek sesle uluma komşulara ayıp olur” dedi ve gitti. ya baba allah aşkında nasıl yüksek sesle ulumayayım; ulumak yüksek sesle olur diye ulumaya devam ettim. o günden sonra yani 9 yaşımdan beri dönem dönem ulumuşluğum vardır. işyerinde çok bunaldığım zamanlarda da zeynep’in yanına gider ona ulurdum o da bir yeraltı filmi manyağı olduğu için beni yadırgamaz zaman zaman benimle ulurdu.

geçen yine vatsaptan bir arkadaşıma ulumak istedim ve uluyarak ses dosyasını gönderdim. aradan iki dakika geçti o da bana hindi taklidi yapmış “gulugulugulu” ses dosyasını yollamıştı. ondan hemen iğrendim ulumanın bu dünyaya olan bir isyan olduğu mesajını anlamamış beni sadece bir kurt taklidi yapan yetenek sizsiniz türkiye’deki manyaklardan sanmıştı.
japonya'nın eski başkenti. her açıdan harika şehir. kısaca kyoto, tokyo'ya kıyasla daha geleneksel ve bu açıdan da daha turistik gözüküyor.

kyoto - duc-nnNLP

gezmeye kalktığınızda 2-3 gün bisikletle veya 4-5 gün yürüyerek aheste aheste tarihi, kültürel yerlerini dolaşabileceğiniz, gion bölgesinde bol bol geyşaları görebileceğiniz bir şehir.

kyoto - duc-t9pOj kyoto - duc-oWAROkyoto - duc-2P4qL
Geçenlerde İstanbul'da yaşanan sel felaketine Beşiktaş'taki Kadikoy iskelesinde vapur beklerken yakalandigim esnada yaşanan sahneyi görünce birden aklima gelen unutulmaz bir Lost repliği.
J.k.rowling' in hayatlarimiza kazandırdığı film karakteri, alternatif evren. Dakikalarca düşündüğüm fakat bir (bkz: potterhead) olarak duygularımı yazacak kelime bulamadığım başlık. Hayali bir karakter & arkadaslari, ne bileyim olaylar silsilesi falan ancak bu kadar sevilebilirdi.
Harry Potter' in her bir filmini 6500 kez izleyerek ve kitaplarını sayfa sayfa ezberleyerek alınmaya hak kazanan sifat.
interrailin ne kadar büyük bir oluşum olduğunu gösteren bir festivaldir. sen git birebir grubu taklit et, logosuna kadar çal, interrail ne yaparsa aynısını yapmaya çalış, birde hırslan cebindeki parayı dök. valla muazzam. bakalım adaraile nasıl cevap vericekler.
* Arabada 1 kişi var ise; iyilik sever, zamanında otostop çekmiş, kimseyi yarı yolda bırakmayan, uyumamak için birilerine ihtiyaç duyan (genelde kamyon, tır şoförü) olma ihtimali çok yüksek.
yanınızda bir kadın varsa; madur olmamızı istemeyen, benimde çocuğum var benimde kızım var kafası veya en sevmediğimiz sarkıntı, yavşak, kızı yaşındaki kıza sulabilecek genişlik..

* Arabada 2 kişi var ise; tamamen yardım etme odaklı olduğunu düşünüyorum hep. Çünkü sohbete ihtiyaç duysalar birbirleriyle ederler bence, 2 kişilik araba samimiyettir, candır, kandır bence.

* Arabada 3 kişi var ise; alın lan şunuda kaynatırız kafası olduğunu bari belli zaten.

* Arabada 4 kişi var ise; diğer 3 kişininde otostopcu olma ihtimali çok yüksek lsjkad

* Arabasına bindiğiniz birey bi kadın ise; o abladır, annedir, anadolunun bağrından kopmasada kalbi pammıktır, sever, sevilir ahenkle dans edilir, selam olsun bindiğim tüm kadın araçlarına