2000'li yıllarda bulvar gazetesinden hallice olan gazeteydi.
(bkz: faker)
Bir şehri gezerken o şehri kısmen de olsa yaşamalı insan.. Mesela oradaki yaşantıyı hissedecek şeyler yapmalı, turistlerin değil gezginlerin ziyaret ettiği çoğunluğunu şehrin yerlilerinin oluşturdu yerleri gezmeli. Şehrin kültüründen doğasından birer tadım almadan dönmemeli... Bunu yaparken o şehirlerde geçen yaşantılarla iglili kitaplar da okunabilir diye düşünüyorum. Ama hayır nerede ne var nereye gitmeli kitapları değil, o şehirde geçen romanları kast ediyorum. Mesela berlini gezecek olan biri sabahattin alinin kürk mantolu madonnasını okumalı bence.. Şehrin geçmişinden bugününe yaşayan kültürünü ve doğasını hissederken kendinizi müthiş bir aşk romanının içinde bulmanız hiç fena olmazdı diye düşünüyorum. Kim bilir belki benzer bir aşka siz de rastlarsınız şehri keşfederken. Hadi sözlük ahalisi siz de gittiğimiz şehirlerde okuduğumuzda üzerimizde daha derin izler bırakacak kitapları önerin, önerin mi hem şehir hem roman unutulmaz olsun bizim için
Sürücü belgesi için gerekli sağlık raporunu almak için Aile Sağlığı Merkezi'ne gelen baba ve oğul, rapor vermeyen doktoru darp etti.
kaynak
Doktor rapor vermemekte çok haklıymış. Bu insanların trafiğe asla çıkmaması gerekiyor. Sonra her yerde trafik terörü haberlerini okuyoruz.
kaynak
Doktor rapor vermemekte çok haklıymış. Bu insanların trafiğe asla çıkmaması gerekiyor. Sonra her yerde trafik terörü haberlerini okuyoruz.
akyaka'dan dönerken denizli girişinde tavas'ta ışıklarda beklerken bir anda duvar reklamıyla karşılaşıp hafifçe trafiği birbirine katıp en sol şeritten sağa kırmama neden olan kokoreççi. reklamda şöyle yazıyordu: vedat milor'dan 5 yıldız. türkiye'nin en iyi dördüncü kokoreççisi.
bu kadar aksiyona pişman etseydi üzülürdüm tabii ama neyse ki öyle olmadı.
yıllardır sakatat kültürüyle içli dışlıyım. yemediğim hemen hemen hiçbir şey kalmamıştır sanırım ama çok uzun süredir iyi kokoreç yemiyordum ve bu beni bir miktar üzüyordu.
mekan bahçeli ve iki kattan oluşuyor, çalışanları kibar ve güler yüzlü. fiyatlar ortalama bir kokoreççiden farksız. fakat aldığınız hizmet o kokoreççilerle kıyas kabul etmez.
kahvaltıyı yapıp yola çıktığımdan yarım ekmek arası istedim ve hiçbir şey söylemeden bekledim. merakım baharata boğacaklar mı ya da içine hiçbir sebze katacaklar mı idi. neyse ki endişelerimi yersiz kaldı ve çıtır çıtır ekmeğin arasında kararında baharat atılmış ve tuzlanmış orta küçüklükte doğranmış, ezilmemiş sulu sulu bir kokoreç geldi ki yerken aldığım keyfi asla unutmam. yanına da kendi üretimleri olan turşu suyu söyledim ki o da gayet başarılı.
ikinci yarımı söylememek için kokoreçi beklerken keşfettiğimiz elmallı pide bize engel oldu.
bu kadar aksiyona pişman etseydi üzülürdüm tabii ama neyse ki öyle olmadı.
yıllardır sakatat kültürüyle içli dışlıyım. yemediğim hemen hemen hiçbir şey kalmamıştır sanırım ama çok uzun süredir iyi kokoreç yemiyordum ve bu beni bir miktar üzüyordu.
mekan bahçeli ve iki kattan oluşuyor, çalışanları kibar ve güler yüzlü. fiyatlar ortalama bir kokoreççiden farksız. fakat aldığınız hizmet o kokoreççilerle kıyas kabul etmez.
kahvaltıyı yapıp yola çıktığımdan yarım ekmek arası istedim ve hiçbir şey söylemeden bekledim. merakım baharata boğacaklar mı ya da içine hiçbir sebze katacaklar mı idi. neyse ki endişelerimi yersiz kaldı ve çıtır çıtır ekmeğin arasında kararında baharat atılmış ve tuzlanmış orta küçüklükte doğranmış, ezilmemiş sulu sulu bir kokoreç geldi ki yerken aldığım keyfi asla unutmam. yanına da kendi üretimleri olan turşu suyu söyledim ki o da gayet başarılı.
ikinci yarımı söylememek için kokoreçi beklerken keşfettiğimiz elmallı pide bize engel oldu.
şehirlerin ruhları olduğu hakikatine nailim bir süredir. gittiğinizde yağmurla karşılayanı var, civcivli sokaklarında kaygısızca dolaştıranı var, ana yurdunu aratmayacak kadar tanıdık geleni var, öpeni var, kusanı var, sarıp sarmalayanı, tırmalayanı, gündüz mezarlık gece gerdanlık olanı var. var oğlu var, var kızı var! lakin bunların arasında sinesinden yara almış gibi mahzun duranları ayrı bir yer ediyor insanın zavallı belleğinde.
Güzel Saraybosna böyle kaldı aklımda. binalarda üzerine yüz kat sıva çekilse dahi silinmeyecek kurşun izleriyle, şehrin büyük kısmını kaplayan mezarlarıyla, sokaklara sinen, tek oyuncağı paramparça edilmiş bir çocuğunkine eş kederiyle, bin yerinden yara almış ve hepsini kendi başına sarmış, tepesinde çalınan sevdalinkaları duymazdan gelen bir sevgiliden farksız.
(bkz: saraybosna)
Güzel Saraybosna böyle kaldı aklımda. binalarda üzerine yüz kat sıva çekilse dahi silinmeyecek kurşun izleriyle, şehrin büyük kısmını kaplayan mezarlarıyla, sokaklara sinen, tek oyuncağı paramparça edilmiş bir çocuğunkine eş kederiyle, bin yerinden yara almış ve hepsini kendi başına sarmış, tepesinde çalınan sevdalinkaları duymazdan gelen bir sevgiliden farksız.
(bkz: saraybosna)
Ali Sami Yen stadına Fenerbahçe bayrağı diken bir taraftadır. Fenerbahçe düşmanlarını mermi manyağı yapmaktan başka bir şey yapmamaktadır.
zamanında erotik içerikli programlar yayınlayan kanalların gece 00:00'dan sonra ekranın sağ alt köşesine koyduğu işaret.
şu an ablamın whatsapp hikayesine denk gelmemle içinde bulunduğum durumdur, tarifi mümkün olmasa da kelimelere dökmeye çalışacağım.
böyle içinde bulunduğunuz durumu kabullenememe had safhada oluyor. benim burada ne işim var psikozuna giriyorsunuz. ne bileyim işte karanlık anladınız mı karanlık!
allah kimsenin başına vermesin dediğim elim vaka.
böyle içinde bulunduğunuz durumu kabullenememe had safhada oluyor. benim burada ne işim var psikozuna giriyorsunuz. ne bileyim işte karanlık anladınız mı karanlık!
allah kimsenin başına vermesin dediğim elim vaka.