5 ay yaşadığım Polonya'da bir şehir.

Küçük, şirin ve ucuz bir şehir.

Wroclaw'a 2,5 saat, Prag'a 4 saat uzaklıktadır.
Erzurum'da bulunan bir outdoor mağazası

Karaköydeki bir sürü outdoor mağazasına 10dk uzaklıkta oturmama rağmen kamp malzemelerimin çoğunu satın aldığım outdoor mağazası. Telefon ve whatsapp ile uzaktan çok yardımcı olan çalışanlara sahip, fiyat olarak İstanbuldaki outdoor firmalarına çoğu zaman taş çıkartan mağazadır. Oldukça da aktif bir instagram hesapları vardır.

Edit: Işık hızıyla da kargo gönderirler.
İnsanın Babasının Ölmesi demek ne kadar acı ?
Sadık Şimşek ( Bendeniz ) Kitabımın tanıtım bülteninden..

Kiminizin babası telefonun ucunda, kiminizin babası yanı başınızda… Babanız hâlâ hayattaysa çok şanslısınız ve babanız yaşadığı sürece siz küçük bir çocuk olmaya devam ediyorsunuz. Bu siz fark etmeseniz de harika bir şey aslında. Bir insan sadece babası öldüğünde büyüyor. Sığınacak liman, konuşacak arkadaş da çekip gidiyor. Artık soru soracağınız, öğreneceğiniz ve azarını duyacağınız bir babanız yoksa o zaman büyüyorsunuz işte. İster 10, ister 50 yaşında olun, babanız yaşıyorsa siz hala çocuksunuz.
Ben çocukluğumu kaybettim. Hâlâ telefon çaldığında babam arıyor sanıyorum. Günde en az üç kez beni arayan ve "Alo baba" demekten bazen sıkıldığım babam yok artık. Onu kaybedeli aylar oldu ama aklımdan bir an olsun çıkmıyor. Çıkmadığı gibi rüyalarımda ders vermeye devam ediyor. Ben çocukluğumu kaybettim. Hâlâ çocuk olanlar, babanızın kıymetini çok iyi bilin olur mu? Kaybettikten sonra ağlasanız da sızlasanız da ne gelen var ne giden. O gitti mi öpülecek eliniz, bayramlarınız ve en önemlisi çocukluğunuz gidiyor. Şimdi bir düşünün bakalım; şu an rehberinizde kayıtlı olan babanıza ulaşmak istiyorsunuz ve ulaşamıyorsunuz, o an ne hissederdiniz?
Benim yaşadıklarım da öyle derin şeyler ki daha fazla kişiye ulaşsın istedim. Yazarak rahatlamak istedim. Biliyorum ki benim yaşadıklarımı yaşamış milyonlarca insan var yeryüzünde. Ya yaşamayanlar, henüz ölüm gerçeği ile tanışmamış olanlar… İşte bu kitap biraz onlar, biraz da babasını kaybedenler için. Ama en çok da babasının kıymetini yaşarken bilmeyenler için yazıldı. Okuyacağınız her sayfasında kendinizden izler bulacaksınız. Yeri gelecek kızacak, yeri gelecek belki de ağlayacaksınız. Buna ben değil siz karar vereceksiniz aslında...

İyi okumalar…babası ölenler - sadiksimsek-1QMIw
http://www.dr.com.tr/Kitap/Alo-Baba!/Sadik-Simsek/Edebiyat/Turk-Oyku/urunno=0000000716409
diger alman sehirlerine nazaran insanlarin daha güler yüzlü, yardimsever ve yabancilara karsi anlayisli oldugu sehirdir. yabancilar dairesinde dil bilmeseniz bile el kol hareketlerinizle bir seyler anlatmaniza tahammül edecek ve sizi basindan savmak yerine ihtiyacinizi görmeye calisacak kibar insanlarin calistigi ve yasadigi yerdir. hemen ana tren istasyonunun yaninda restaurantalya isminde cok güzel ve leziz yemekler yapan bir türk restorani vardir. allstadt"a gittiginizde klasik alman "barlar sokaklari" ile karsilasirsiniz. yüksek masalar genelde biralar ve patates kizartmasi. Türk konsoloslugunun ulasimi biraz zordur ancak aracla gidecekler icin güzel haber genis bir otoparki vardir. calisanlari gördügüm ve muhatap oldugum kadari ile islerini düzgün yapan memurlardir. baskan havalarina giren tipik calisanlardan degil. toplu tasimasi rahattir ve nerdeyse her yere uzanir sehirde. manzaraseverler icin yüksek bir kulesi bulunmaktadir. icinde kafe vardir. icerde duvara yazilmis türkce isimler görmek mümkün. rheintour denilen nehir turu vardir. en azindan düsseldorfta yapilmaya deger. königsallee denilen lüks ve deremsi bir suyun etrafinda toplanmis caddesi vardir.gündüz ayri gece ayri güzeldir. mutlaka gidilmelidir. suyun basinda dikkat ceken bir heykel bulunmaktadir. königsallee caddesinde rhein nehri tarafina giderseniz barlar, sokaklar olusu alisveris yerleri, nargile kafeler bulmak mümkündür.tam tersinde bulunan "starbucks" tarafina giderseniz orta uzunlukta bir "normal gelirli" kisiler icin daha cazip olan alisveris caddesi uzanacaktir önünüzde. bu yerlerin hepsine ana tren istasyonundan hem"U-bahn" ismi verilen metro araci ile hem de yürüyerek ulasmak cok basittir. ayrica fortuna düsseldorf isminde 2. bundesliga da oynayan futbol takimi vardir. unutmadan, köln ile düsseldorf hakli pek anlasamazlar. tarihten süregelen bir rekabet ve birbirlerini istememe durumu vardir aralarinda. bisikletinizi genelde eve almak zorundasinizdir. yoksa bes dakikaligina eve girip ciktiginizda demire zincirle baglamis oldugunuz bisikletiniz orda olmayabilir. hemde calan kisi kilide dokunmamistir bile. ya da sabah ise/okula yetismeniz gerektiginde bir bakarsiniz bisikletinizin tekerleri yok ya da tekerden bagladiysaniz sadece tekeri duruyor olur. ama her seye ragmen düsseldorf saymakla bitmeyecek özellige sahip güzel bir alman kentidir. sanat sehridir! mutlaka size hitap edecek bir seyler bulabilirsiniz.
dünyanın en gerekli grubudur.
Bazen huzura erdirir bazen triplere sokar.
Genelde triplere sokar.
Hayat.
Its all wrong, its all right.

all i need
İnsanların gelecekte veya şu anki yaşantısında başına gelmesini istemediği kötü - negatif şeyler ütopyanın zıttı. (bkz: black mirror)
sevgili kokusu desem tam yeridir. sabah o kokuyla uyanmak akşam o kokuyla yatmak. tarifi zor hissetmesi çok kolay.ha birde turşu kokusu. seviyorum napim.