abi cidden böyle bir şey varmış yani 90 cm abi ayıptır günahtır. adam rahatsız olup küçültme ameliyatına girmiş ahanda kanıt

10dk da bir sigara içen vücudumda bir tuhaflık vardı.sanki bunca zamanın umutsuzluğu karnımda hissettiğim bir ağrı gibi dolaşıyordu.sigaradan artık tat almıyordum,öylesine içiyordum. uyuyup uyanmak gibiydi adeta.uykuyu hiç sevmiyordum vakit geçirmek için uyuyordum..aslında bu yağmurlu bir günde çoraplarına dek ıslanmış bir adamın hiç birşey olmadan yoluna gitmesi kadar umursamazlığı ve boş vermişliğiydi adeta.belki de 'kendinden vazgeçişti'.tam kendimi keşfetmiş sanarken başka biri olmuştum.oysa ki dışarıdan mutlu görünüyordum,başka biri olduğumu bilmeden...

Safari takibi zahmetli daha kolay el altında ulaşabileceğimiz bir uygulama istiyoruzzzz.

st cristopher inns hostelleri amsterdam,prag,londra,berlin,barselona,brüksel,cardiff,kopenhag,interlaken,bath,edinburg ve newquay gibi gezilesi yerlerde şubeleri olan avrupanın en ünlü hostel firmasıdır. şuana kadar kaldığım cristopher hostellerinde hiçbir sorun yaşamadım gayet temiz ve çalışanları güzel yüzlüylü.

Çamaşır suyuna verilen bir diğer isim.

Ankarada çamaşır suyu diyoruz lakin Denizli ve İzmirli arkadaşlarım klorak klorak diyor. Ne olduğunu anlamak için görseller üzerinden epey bir tartışma ortamı sürdürmüştüm. Sonuç itibari ile ben yine çamaşır suyu dedim onlar ise klorak.

biliyosunuz sırtına çantayı takan, parmağını yola doğru uzatan herkes artık 'anne ben gezgin oldum' diyebiliyor. Sahi gezgin olmak nedir?
Gezgin olmak kendini huzurlu hissettiğin boş yollarda, mutlu olduğun anıların çokluğunda, insalara yardım edip güldürebildiğin noktalarda, keşfettiğin ülkelerin kültürlerinde, merak ettiği tabiatlarda saklı olan şey. Kısaca seyahat ederken ne kadar tatmin olduğunla alakalı.
Bu kadar kalabalıkken gezgin olabilmek, herkesin ağzına sakız olmamalı bence.
Prim yapmak için, ilgi çekmek için değil, kendiniz için ne yapacaksanız da o kada

hamburgerlerinin berbat olduğu fast food zinciri.

amelie filminin çekildiği Paris' teki tatlış cafe.

Latinceden, sanıyorum ki "tek kitaplı insandan korkarım" olarak çevirebileceğimiz, günümüze kadar gelmiş bir özdeyiş.

Sosyal ortamın her biriminde gözlenebilen insanı kâh hayattan soğutan kâh doğrunun ne olduğu konusunda düşüncelere sevk eden hâl. Sürekli olarak gözlemdiğim bir durumu paylaşmak gerekirse. Arkadaşlarla bir restorana gidildiğinde babası yaşındaki garsona "şefim bak şimdi sen bize ne getir biliyon mu..., hadi bakalım, geciktirme ama ha, vs." üslubunu kullananla, "ben şundan şundan alabilir miyim lütfen, elinize sağlık, teşekkürler" diyen insanı karşılaştırdığında kaba üslubu kullananın daha çok hürmet ve saygı görmesi durumu.