Geçenlerde Acun Ilıcalı demişki: "ekstrem bir insanım. Hollanda'da maç varken öğle yemeğini burada yiyip, akşamüstü hollanda'da maça gidip, gece atina'ya geçip orada 'survivor' seçmeleri yaptıktan sonra Türkiye'ye dönebiliyorum."
Uçağım var demek yerine ekstrem kelimesini seçmesi hoş olmuş!
Bende evden çıkarken montun üstüne mont giyip, on metre önümü göremediğim sis içerisinde yaradana sığınıp , botların kifayetsiz kaldığı buz tabakası üzerinde düşmeden yürüyerek, öğrencinin olmadığı okula gidip akşam da suların kesik olduğu evimde 'masterchef' izleyen bir memur olarak gayet ekstrem olduğumu düşünüyordum. Yanılmışım!
Uçağım var demek yerine ekstrem kelimesini seçmesi hoş olmuş!
Bende evden çıkarken montun üstüne mont giyip, on metre önümü göremediğim sis içerisinde yaradana sığınıp , botların kifayetsiz kaldığı buz tabakası üzerinde düşmeden yürüyerek, öğrencinin olmadığı okula gidip akşam da suların kesik olduğu evimde 'masterchef' izleyen bir memur olarak gayet ekstrem olduğumu düşünüyordum. Yanılmışım!
Film izleyemez olduk azizim! diye ihtiyarca bir giriş yapmak istiyorum. 3 filmden 2'sinde felaketler içerisinde bir dünya ve onu kurtarmak için cansiperane bir şekilde ortaya atılan mutasyonlu veya yedi ceddinin üzerinden silindirle geçilmiş birileri var.
Büyük düşündükleri için mi dünyayı kurtarıyorlar yoksa dünyadan birilerini anlatamayacakları için mi büyük konular seçiyorlar bilemiyorum. Ama koca, yaşlı, şişko dünyayı rahat bıraksınlar artık istiyorum. Uçmadan, kaçmadan, üfürükle ordu yıkmadan, yapay zekaları çarpıştırmadan filmler de olsa olmaz mı?
izlenmedikleri veya gelir getirmedikleri için çekilmedikleri bir gerçek. ama dünyanın bu gerçeğini anlatmak da bir iş değil mi? Böyle filmler Yok mu? var tabiki!!! (sanat filmlerinin o aşırı sıkıcı gerçekçiliğini kastetmiyorum.)
1994 yılı filmleri anlatmaya çalıştığım tam olarak bu dönem işleri. Zekice kurgusu olan, insan merkezli, herkes için değil de sadece etrafındaki insanlar için büyük meseleleri barındıran filmler.
Ya da beni aşıyor artık bu işler. Yüksek olasılık...
Büyük düşündükleri için mi dünyayı kurtarıyorlar yoksa dünyadan birilerini anlatamayacakları için mi büyük konular seçiyorlar bilemiyorum. Ama koca, yaşlı, şişko dünyayı rahat bıraksınlar artık istiyorum. Uçmadan, kaçmadan, üfürükle ordu yıkmadan, yapay zekaları çarpıştırmadan filmler de olsa olmaz mı?
izlenmedikleri veya gelir getirmedikleri için çekilmedikleri bir gerçek. ama dünyanın bu gerçeğini anlatmak da bir iş değil mi? Böyle filmler Yok mu? var tabiki!!! (sanat filmlerinin o aşırı sıkıcı gerçekçiliğini kastetmiyorum.)
1994 yılı filmleri anlatmaya çalıştığım tam olarak bu dönem işleri. Zekice kurgusu olan, insan merkezli, herkes için değil de sadece etrafındaki insanlar için büyük meseleleri barındıran filmler.
Ya da beni aşıyor artık bu işler. Yüksek olasılık...
10-16 'dır. hiçbir dert yok, sorumluluk yok, gelecek kaygısı daha başlamamış. Sabah akşam sokakta top oyna, gez, boş boş vakit geçir vb.
bağlaç ve eklerin kullanımını da geçtim herkez ve yanlız yazmayın artık diye isyan ettiren durum akabinde gerçekleşendir.
açık oyundayken fil, kapalı oyunlarda ise at diyebileceğim durum. ayrıca at sahibine göre kişner.*
mutlu olmalarıdır. dinleme alışkanlıklarının olmaması, fanatizm gibi özellikler de görülebilir.
tek çocuk olup olmadığına bakılması gereken insandır.
sorumluluklar ve omuzladığı yükler insanı hayatla tanıştırıp, olgunlaştırır diye düşünüyorum.
İftira atan insandır. Kendiyle ilgili yalan söyleyeni bile bir yere kadar anlayabilirim ama yalan başkalarının hayatını etkileyecek boyuttaysa bunun affı yoktur.
Empati kuramayan insandır. İkili ilişkilerinde karşısındakileri hayli yorarlar.