bayramı istanbul'da geçirince yoğun arap nüfusa maruz kaldım haliyle. gerçekten sabrımın sınırlarını zorlayan durumlarla karşılaştım. bağıra çağıra konuşmalar, kendi sesinizi duyamayacağınız kadar yüksek kahkahalar, kedileri tekmeleyen çocuklarına gülüp cesaretlendirenler... neyse bunları en çok gördüğüm mekanları sıralayım:

büyük ada - meydan ve standart cafe-restaurantları. adanın gizli saklı yerlerindeki keyifli mekanları henüz keşfedememişler. anadolu klübü zaten üyelere özel olduğu için keyifli.

bebek - her yeri. özellikle nusret ve chilai. boğaz havası için bebek divan'a gidelim dedik oraya da geldiler ama sadece 1 masa olduğu için idare eder. (1 masanın gürültüsü tüm divan'a yetti gerçi) akşam gittiğimde hiç yoktu ama. çok tercih etmiyor olabilirler.

etiler - nusret ve czn burak önünde uzun kuyruklarla bekliyorlar. o yoldan ne zaman geçsem görüyorum.

nişantaşı - her yeri

nüfusunun %99'unun kahvaltısını çayla yaptığı bir ülkede, kendi çektiği reklam filminde bile bunu anlattığı halde bknz zararını %1217 artırarak 547 milyon TL zarar eden kurum. devletin güzelim fabrikalarını ve kurumlarını böyle beceriksiz yöneticilerle bu hale getirip zarar ediyor diye tek tek sattılar. yazık!

4 gün önce amerikan viop piyasalarında yeşil mumlar yakması neticesinde noluyoruz olduğum ve Aradan 1 saat geçmesine müteakip türk haber ajanslarında kahve fiyatlarında 6 yılın zirvesi başlıklarını gördüm.

Bugün kahve almaya gittiğimde ise marketlerin, fiyatları neredeyse viop piyasası kadar hızlı endekslemesine şaşırıp kaldığım durum.*

jacobs monarch filtre kahve Şok’ta 33 tl. Geçen hafta 26.99 tl idi.

İlgili habere örnek : Kahve fiyatlarında zirve

Edit: kaynak düzenlemesi

foça‘Nın en güzel koylarından birisi. Suyu inanılmaz berrak. Tüm foça koyları gibi taşlardan oluşuyor, sandaletsiz gitmek yaralanmalara sebebiyet verebilir.

Koyun bir tarafı camping alanı iken, bir tarafı halk plajı.

Dünya onca yangınla uğraşırken bizimkilerin sevgilisi kuveyt hükümeti dünyanın en büyük lastik çöplüğünü dün itibarı ile ateşe verdi!!! Anlamak mümkün değil...

belli kanallar ve belli hesaplar dışında herhangi bir şekilde 'acaba neler oluyor?' diye merak edip azıcık bakınıyorsanız; akıl ve ruh sağlığı içerisinde hiçbir şeyi değerlendiremiyorsunuz. bunu da demiş olamazlar yani olmaz öyle şey diyerekten kendinizi kandırma çabası içerisine düşmeniz kaçınılmaz. zaytunghaberleri bile hafif kalıyor yanında. Hatta zaytung haberlerinin gerçekliği bile söylenenlerden, olanlardan, anlatılanlardan daha anlamlı ve daha tutarlı.

sanırım ülke gündemini takip eden herkesin kendine özel bir küfür külliyatı oluşmuştur. insan hırsını, hıncını başka türlü atamıyor. 'Bilal gibi olmanın' kafasını yaşamak herkesin hakkı olmalı.

gezmenin, tozmanın, yemenin, içmenin, eğlenmenin, sanatın, kültürün konuşulması gereken yerde yemeden, içmeden, gezmeden, anlamadan, bilmeden bomboş kafa ile yaşanması bekleniyor. Bekleyen beklemekte haklı da iletişimin bu kadar kuvvetli olduğu çağda bu kadar anlamsız güruh nasıl oluyor anlamıyorum. neyse cevher 'atlı okçuluk'ta herhalde. 'ya hak' deyip birde onu denemeli.

tema vakfı'na cengiz holding tarafından yapılmak istenen 500.000 tl tutarındaki bağış kurum tarafından reddedildi. olayın ardından cengiz holding tema'nın davranışını halkın takdirine bıraktığına dair bir açıklama geldi. kaynak

günlerdir süren, ülkenin farklı farklı noktalarında başlayıp hala da devam eden, bir kısmı kontrol altına alınan ve binlerce canlının ölümüne sebep olan yangınlar esnasında sanki hiç bu ülkede yaşamıyormuşcasına hayatına devam eden, görgüsüzlüğünden ödün vermeyen tiplerdir. atasözüne hayat vermiş, mahalle yanarken saçını tarayan orospudan da farkı olmayandır. hayatları kolpa instagram storylerinden ibarettir. mutsuzluktan, beğenilmeme korkusundan ölümleri de yakındır. beter olsunlardır.

(bkz: keşke)

izmit'te erkek arkadaşı onur öztürk tarafından başından vurularak katledilen 18 yaşındaki kızdır. işin hiç şaşırtmayan tarafı ise katil zanlısının polis tarafından serbest bırakılmasıdır.