çok mükemmel olaylara şahit olunan kamp. 
bu kampta kesinlikle konuşmak yok. yani ağızla. ama iletişim kurmak sonuna kadar var!
4.kampları 30-31 ağustos/1- eylül tarihlerinde izmir'de yapılacaktır. katılmak isteyenler kampın instagram hesabından ulaşabilirler. 

ayrıca; proje işitme engelli olan hikmet önat önderliğinde gerçekleştirilmektedir.
yuvarlakçay- köyceğiz.

koşun koşun gelin. çöpleri de dışarı atın. bira şişelerini sakın yanınıza almayın, atın doğaya gitsin. neme lazım, götünüze kaçabilir.
olay geçen hafta meydana geldi.
yer; marmaray anadolu yakası-süreyya plajı durağı. 

trenin en ucunda ayakta dikeliyorum. tren süreyya plajına geldi ve kapılarını açtı. tam bu sırada trenin öbür ucundan gelen bir çığlık, imdat sesi gelmeye başladı. kulaklıkla son ses müzik dinliyordum, ona rağmen duydum, yani bayağı bir şiddetliydi. kulaklığımı çıkarıp öne doğru yanaşmaya başladım. herkes normal hayatında. kimse sesi duymuyor sanki. herkes sağır olmuş bir anda! 
sese doğru yanaşamıyordum daha fazla, çünkü insanlar öyle bir konuşlanmışlar ki... öyle bir izliyorlar ki... ne güzel vallahi. bir tokat görebildim.(inşallah yanılgıya düşmüşümdür) adam, kadına öyle bir vuruyordu ki... sanki boks izliyorlardı aptal orospu çocukları!

bir erkek bağırıyordu, fotoğraf çekme, çekmeee bak çekersen böyle olur diyordu. maalesef, sadece sesleri duyabiliyordum önümdeki orospu çocukları yüzünden. güvenlik görevlileri akın etmişti. tüm insanlarımız trenin içinde olayı izliyordu. hatta makinist bir ara kapıları kapattı ki insanlar dışarı çıkmasın. çok garip, çok. yaklaşık 4 dakika trenin içinden dışarıyı izledik. kadının bağrışları, çığlıkları... herkes sanki zevk alıyordu. birisi; "hadi gidelim, kaptan işimiz gücümüz var "diye bağırdı. orospu çocuğu seni. senin işini de sikeyim gücünü de. it oğlu it. 

olaya bakmak için oturan kişilerden ayağa kalkanlar olmuştu. ayaktaki bazı fırsatçılar hemen kalkan kişinin yerine oturmuştu. ve bunu gören diğer tüm oturanlar ayağa kalkmaya korkuyordu. sonuçta oturmak için boş alan çok zor bulunuyor(!) onlar da ayrı bir orospu çocuğu. 

böyle bir olayı ellerim titreye titreye yazdım. bu gördüklerim en hakiki orospu çocukları. başka da bir şey demiyorum.
karpuz- peynir.

yani bu kadar zıt dünyaları olup birlikte güzel giden yiyecek kadarı yoktur.
2019 yılı için sınırlı sayıda basılan bilekliklerdir. İlk standa gelen gezginsozluk.org yazarlarına verilecektir. Verdiğimiz nickleri kaydediyoruz, sonra aynı yazar nickiyle almaya çalışmayın, dalga geçeriz.
13 Ağustos 14 Ağustosa bağlandığı andan itibaren sokaklarda müthiş bir kutlama başlar. Müthiş bir şölen. Eğer yanınızda Türk bayrağı varsa etrafınız bir anda yüzlerce kişi ile dolar.
Son olarak; Pakistan zindabad.
özellikle de sabahın ilk ışıklarında yapıldığında ruhunun arşa kadar uzanmasına vesile olan eylem.

geliniz anlatayım. 

şimdi öyle bir yere gittiniz ki, etrafınızda kimsecikler yok; tabii kuşları, börtü böcekleri, solucanları ve sahilde yaşayan diğer doğa canlılarını saymazsak. 

adım adım gidelim; 

sabahın ilk ışıklarında güneşin teninize temasıyla uyandınız.
güneşin; "kalk hadi, koş, zıpla! " çağrısını duydunuz. 
uyandıktan 1 dakika içinde denize baktınız ve deniz tamamiyle hareketlenmek için sizi bekliyor.(denizi gören bir yerde uyumanız gerekiyor.) 
öncelikle üzerinizde olan pijamalarla denize yürümeye başladınız. 
ardından bu yürümeniz, size yetmedi ve adımınızı sıklaştırdınız. 
adım sıklaştırmak da size yetmedi ve koşmaya başladınız! 
vücudunuzun ilk temas hali ayaklarınızı, ayak parmaklarınızı hafiften gıdıklamayla oldum o gıdıklama içinizi aldı ve bir an olsun durakladınız.
duraklamadan sonra, direkt olarak kendinizi denizin kucağına bıraktınız. 
o gelen ilk soğukluk, denizin vücudunuza nüfuzunun başladığının işaretçisi. 
bu size yetmedi, denizi tamamen hissetmek istediniz. tişörtünüzü çıkarıp kenara fırlattınız.
bu da size yetmedi. pijamanızı çıkardınız. 
evet, bu da yetmedi. iç çamaşırlarınızı çıkardınız ve o an bu dünyada olmadığınızı düşündürecek o hissi birden doruklarda yaşamaya başladınız; özgürlük. 
denizle tamamiyle içsel, tamamiyle doğal hissettiğinizde anlayacaksınız; ne kadar boktan yaşadığınızı.
biraz süre kaldıktan sonra etrafa koşmaya başladınız. evet, o his bunları yapacak kadar enerji de veriyor. 
sonra çadırınızda uykunuza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. 

bu mu yani?" demeyin. 
deneyin, görün.