başlığın uzuncana hali; sözleri çiğdem talu'ya ve bestesi melih kibar'a ait olan, önceleri erol evgin, sonrasında ise yaşar tarafından yorumlanmış şarkıdaki gözlem sonucunda her insanın ulaşabileceği mantık hatasıdır. tespitime gelince;
mevcut şarkı sözleri:
hani bir yağmur yağar da bazen
hani gök gürler ya arkasından
hani şimşekler çakar peşinden
işte öyle bir şey
şimdi mantıken saatte 300.000 km ışık hıza sahip şimşeğin önce çakması/gerçekleşmesi, sonrasında ses hızının gelmesi sebebiyle gök gürlemesinin oluşması ve en son yağmur damlalarının düşmesi gerekmekteyken bir karışıklık eseri sonucu sözler çorbaya dönmüştür.
doğrusu;
hani şimşekler çakar ya bazen
hani gök gürler ya arkasından
hani bir yağmur yağar peşinden
işte öyle bir şey
gerekli bir buton arayışı içinde olanlara şimdiden selamlarımı iletiyorum.
mevcut şarkı sözleri:
hani bir yağmur yağar da bazen
hani gök gürler ya arkasından
hani şimşekler çakar peşinden
işte öyle bir şey
şimdi mantıken saatte 300.000 km ışık hıza sahip şimşeğin önce çakması/gerçekleşmesi, sonrasında ses hızının gelmesi sebebiyle gök gürlemesinin oluşması ve en son yağmur damlalarının düşmesi gerekmekteyken bir karışıklık eseri sonucu sözler çorbaya dönmüştür.
doğrusu;
hani şimşekler çakar ya bazen
hani gök gürler ya arkasından
hani bir yağmur yağar peşinden
işte öyle bir şey
gerekli bir buton arayışı içinde olanlara şimdiden selamlarımı iletiyorum.
şuan içimde yoğun olarak yaşadığım hissiyat...
Hani " bi heppi" diyoz ya hani mutlu ol felsefesi işte o felsefenin çıkış kaynağı bence sürekli gülümseyen insanlar. Allahım keşke her köşe başında olsa bi tane onlardan. Onları gördükçe "3 günlük dünya be ne diye üzülüp sıkılıyoruz kendimizi harap ediyoruz ki" demeden duramıyorum
Genelde başkasının ilgisini pek çekmeyen derecede spesifik ama birşey anlatmayan, bilinen gerçeklere karşı elinde kılıcıyla karşıda duran veya bu başlık tutmuş biraz değiştirip ben de açayım ama yazarken beynimi de evde bırakayım denilerek açılan başlıklardır.
gökçeada'nın en çok yabancı turist çeken plajıdır. rüzgarı tersten estiği için bulgarlar sık sık gelip rüzgar sörfü ve kitesurf yaparlar. karavan veya çadır kurabileceğiz kamp alanları oldukça fazladır. şayet bu bölgede ki kamp alanlarına gelen insanlar sene aynıdır vazgeçemezler buradan.
zaten mevcut büyüklüğü günümüz teknolojisiyle bile akla hayale sığmaz iken, siz bu satırları okurken birkaç milyon km daha genişledi bile. Evrenin içinde milyarlarca Galaksi, bu milyarlarca galaksilerin içindede milyarlarca yıldız olduğunu hesaba katarsak, bu kadar devasa yüz ölçümlü bir platformda yalnız olduğumuzu düşünmek aptallık olurdu kanımca.
''Evrende yalnız olduğumuzu düşünmek, Okyanustan 1 bardak su alıp balinalar yok demek ile aynıdır.'' - Carl Sagan
''Evrende yalnız olduğumuzu düşünmek, Okyanustan 1 bardak su alıp balinalar yok demek ile aynıdır.'' - Carl Sagan
saçma sapan gömlekler 250-300 tl, elbiseler 500-700 tl! bu ülkede, bu fiyatlara ürün satmaya çalışmak için delirmiş olmanız lazım. delirdiniz mi?
öncelikle kavramları tanımlarken yaptığımız kolaya kaçmadan kaynaklanan abukluktur.
efendim esasen bir vasıtadan önce inip sonra vasıtaya binemezsiniz. mantıken önce binmeniz sonra ondan inmeniz gerekmektedir. yani sözün doğrusu "bindi indi" olmalıdır.
aranan butonu alta entry olarak eklerseniz sevinirim, ben de sizleri çok seviyorum.
efendim esasen bir vasıtadan önce inip sonra vasıtaya binemezsiniz. mantıken önce binmeniz sonra ondan inmeniz gerekmektedir. yani sözün doğrusu "bindi indi" olmalıdır.
aranan butonu alta entry olarak eklerseniz sevinirim, ben de sizleri çok seviyorum.
yakın zamanda türbanlı bir kendini bilmezin "kocam beni duvardan duvara vurabilir" tarzı abuk bir önermeyle gündeme getirdiği konudur.
işin aslı 1990 yapımı, başrollerinde dami moore ve patrick swayze'ın oynadığı ghost filminden gelmektedir. izlemeyenler için ilgili sahneyi şöyle açıklamak gerekir:
çiftimiz mutlu mesut bir aşk yaşarken bu aşklarını badana yaparken de devam ettirmek istiyorlar. üzerlerinde tulum birbirlerini öpmeye başlıyorlar ama yeni boyanmış duvara birbirlerini dayayıp öptükleri için üzerleri haliyle boya içinde kalıyor. (böyle olmasa daha iyi ama neyse) teknik olarak birbirlerini duvardan duvara vuruyorlar.
tabii gel zaman git zaman "duvardan duvara vuracaksın" söz öbeği çıktığı anlamdan farklı boyut kazanıyor.
antabuse gereksiz haber ajansı bildirdi.
işin aslı 1990 yapımı, başrollerinde dami moore ve patrick swayze'ın oynadığı ghost filminden gelmektedir. izlemeyenler için ilgili sahneyi şöyle açıklamak gerekir:
çiftimiz mutlu mesut bir aşk yaşarken bu aşklarını badana yaparken de devam ettirmek istiyorlar. üzerlerinde tulum birbirlerini öpmeye başlıyorlar ama yeni boyanmış duvara birbirlerini dayayıp öptükleri için üzerleri haliyle boya içinde kalıyor. (böyle olmasa daha iyi ama neyse) teknik olarak birbirlerini duvardan duvara vuruyorlar.
tabii gel zaman git zaman "duvardan duvara vuracaksın" söz öbeği çıktığı anlamdan farklı boyut kazanıyor.
antabuse gereksiz haber ajansı bildirdi.
Bir ışığın bir yılda katettiği yoldur. Işık yılı bir zaman biriminden ziyade, bir uzunluk birimidir ve yuvarlak olarak 9.5 trilyon km eder.