#isimsizlerhareketi zorbalara,Trollere, paralı uşaklara karşı tamamen birbirini tanımayan ama aynı dertten müzdarip binlerce insanın bir araya geldiği yerdir
büyük şanstır. çocuğunun zihinsel ve fiziksel gelişimi için çok etkin olduğu iddia edilebilir.

çocuğun sudan korkmaması ve yüzme sporuna ilgi duyması olasıdır. ilgili ebeveyn olması durumunda çocuğun sporcu alışkanlıkla büyüyeceğine kanaat edilebilir.

deniz güzeldir.
Abi oldum olası bir anda popüler olan her şeye kılım. ondan mıdır nedir benim hikayem de böyle başladı. o zamanlar üniversitede ilk yılım. Eee bolca vakit var tabi, öğrenci evinde kalan tüm arkadaşlarım dizilere sarmış durumda bende toplasan 2-3 dizi anca izliyorum. Neyse efendim bunlar sürekli bir diziden bahsedip duruyor. Sibel kekilli var olum bir izle diyorlar. Sibel ablamızın ününü bilmeyen yoktur da ben ne bileyim bu adamların bu diziyi bunun için izlediğini, daha açıp bakmadan zaten dizinin her sahnesini biliyor hale gelmiştim zaten. Aradan 1 - 2 yıl geçti gezi parkı zamanları yine vakit bol. Dizimag'in hit yaptığı bir dönem ve her dizinin yeni bölümünü, 1 bilemedin 2 gün sonra direkt izliyorsun. Yine başladı lanet muhabbet zaten soğumuşum iyice bir de üstüne bu diziyi izleyen kişi sayısı 5 ken olmuş 55, yine tüm bölümlere kulaktan duyma bir şekilde hakim olmuşum ama direniyorum izlemicem. birkaç yıl daha geçti hala izlemiyorum inatla, game of thrones muhabbetleri olan her ortamdan kaçıyorum. Vallahi bıktım, sosyal medyada capsler akıyor, görseller paylaşılıyor derken bir gün taksiye bindim. Ankara'yı bilenler bahsediceğim yerleri iyi bilir. Tunus caddesi'nden taksiye binmişim Atatürk Bulvarı üzerinden bahçeliye yolum maksimum 10 dakika. Ön kapıyı açıp oturdum. İyi akşamlar abi diye selam verip, gideceğimiz yeri söyledim. İşte hikaye burada başlıyor. taksici abi kontağı bir türlü çalıştırmıyor. Bir an acaba daldım da adresi söylemedim mi diye tekrar söyledim. Taksici abi 1 dakika kardeşim en heyecanlı yerindeyim. İşin acil değilse şu sahne bitsin öyle gidelim demez mi? Abi ne izliyorsun diye sormamla aldığım cevap beni yıktı. Geym off tıronz diye bir dizi var efsane, tüm durak izliyoruz vallahi sözünü duyunca durum oldum. Yerde ararken göte buldumun tersi neyse işte o oldu. Tam 10 dakikalık yol boyunca kulaktan duyduğum bilgiler ile diziyi bildiğimi ama izlemediğimi anlatmaktan dilimde tüy bitti. İşte o gün son noktayı koydum. Ya kafayı kırıp bu diziyi bir gün izleyeceğim ya da izleyene kadar hiç lafını etmeyeceğim. Bu arada dizinin final yapması ile allah'tan artık dilden dile dönmüyor muhabbet de rahatladım. Ama hala bir yerde ne zaman dizi muhabbeti geçse sevdiklerimi söyler sonra konunun Game of Thrones'a gelmesini bekler ve sessizliğe bürünürüm.
engin günaydın, haluk bilginer ve binnur kaya'nın rol aldığı netflix yapımı film.
--- özet ---
Aziz, hayatının zorlu bir döneminden geçen bir adamdır. Gençlik döneminde mesleği hakkında kurduğu hayallerden uzakta olan Aziz, sevmediği bir işe çalışır. Dört yıldır Burcu ile birlikte olan Aziz, artık ilişkisine bir son vermesi gerektiğini düşünür. Herkesten uzaklaşıp, yalnız kalmak isteyen Aziz'in karşısına bu sırada bir fırsat çıkar. Aziz'in yapması gereken tek bir şey vardır o da bir yalan söyleyip, bu yalanı sürdürmek. Ancak söylediği yalanın doğurduğu sonuçlar Aziz'in hayatının değişmesine neden olur.
--- özet ---
"bornova bornova", "her şey çok güzel olacak", "eşkıya", "bir zamanlar anadolu'da", "v for vendetta" ve daha bir sürü filmi izlediğim sıra yakın çevrem tarafından şahsıma yönletilen sorudur.

insanın bildiği filmi izlemesi bir çeşit terapi. bu aktivite insanı rahatlatıyor, hayattan, daha doğrusu hayatın sorunlarından uzak durmak için bir tür "teneffüs arası" sağlıyor. (boğulmamak için nefeslenmek de diyebiliriz)

tabii bu kadar çok izledikten sonra filmin repliklerini ezberler hale geliyorsun ve filmi ilk kez izleyen birine rast geldiğinde replikleri tekrar etmeniz itici oluyor.

işin bir de aksi durumu vardır ki çokça çam devirdiğim söz konusudur. mesela "12 kızgın adam" filmini izlediğini gördüğüm birine bu soruyu yöneltir ve "oha bu yaşa geldin ilk kez mi izliyorsun, yazık sana" dediğim ve nobran olduğum anılarım da evet mevcuttur.
Hadi hayvancılık bitti, tarımın köküne kibrit suyu dendi bunları anlarım ama Levreğin kilosu 100 TL lüfer ise 150. Hadi balığın da ucuzuna kaçalım hamsi diyelim mevsimi geçmeden o da 40-50. Nasıl bu fiyatları görüyor anlamak mümkün değil.
david lynch imzası taşıyan lost highway'dir benim için. izlerken insanı bu kadar yoran başka bir film daha görmedim henüz.