Aslında bu biraz farklı. Senin günlük hayattaki internet verilerine senin bir dijital koyanı yapıyorlar.
Bir yıl önce yatırım yapmayı planlayıpta vazgeçip sıfır motorlu araç alanların vurgun yaptığı piyasa. Nereye gidiyoruz bilen yok. Bugün araç almaya karar verip 40 binlik bir şey alacağım derseniz muhtemelen 2-3 yıla biriktirir ve o senede de ancak bir tofaş alabilirsiniz.
Ordu belediyesi Ertuğrul Gazi diye Engin Altan Düzyatan'ın heykelini dikiyor. Ağlanacak halimize gülelim mi bilemedim ama çok mantıklı bir harekettir(!) Ülkede büyük bir kesim adamı Ertuğrul Gazi zannediyor. (Maalesef abartmıyorum şahit olmuşluğum var.)
Fransa-polonya ortak yapımı psikolojik drama filmi. 1991 yılında gösterime giren yapıtın başrolünde iki kadın var ve paralel evrendeki kendinizle karşılaştığınızı düşünün işte tam o minvalde bir etkisi vardı. Birbirlerine denk gelen aynı kadınlar ama farklı hayatlar. Ortada paralel evren filan da yok ama varmış gibi hissettirdiği bir gerçek. Baştan sona sizi içine sürükleyen bir olay örgüsüne sahip.
dmax'te ön yargı ile baktığım ama daha sonra sevdiğim güzel bir ikinci el programıdır.
tuncel kurtiz'in sesiyle bambaşka bir boyuta taşınmış serkan uçar şiiri.

Zaman, can çekişirken,
Akrep yelkovan, arasında;
Bir adım öteye gidemezken geceden,
Ay, ışığını çekerken sinesine,
Yıldızlar çekilirken kuytu karanlıklara,
Hüzün, bakır bir çaydanlıkta demleniyordu,
Ve ben, son sigaramdaki dumanları da hapsediyordum içime,
Saat on ikiyi beş geçiyordu.

Ekmek bıçağında dilimleniyordu ömrüm;
Masum, yalınayak çocukluğum;
Umudun kıyısından geçmeyen gençliğim,
Ulu orta seriliyordu, harami sofrasına,
Düş bahçelerim yağmalanıyordu,
Herkes payına düşeni alıp giderken.
Bütün kimsesizliğimle,
Bütün çaresizliğimle,
Bütün çıplaklığımla, kalıyordum karanlığın koynunda;
Üşüyordum,
Tepeden tırnağa buz kesiyordu yalnızlık.
Saat on ikiyi beş geçiyordu.

Dişlerimle, şafağı sökmek isterken karanlığın göğsünden;
Gün ağarıyordu saçlarıma,
Tel tel,
Raylarımdan çıkıyordum,
Vagonlarım kopuyordu bir biri ardına,
Savruluyordum,
Bir cinayete kurban gidiyordum,
Kaza süsü verilmiş,
Faili meçhul bir ölüm biçiyordu terzi masasında,
Bir tabuta çivileniyordum.
Saat on ikiyi beş geçiyordu.

S.U.

05.10.2009

tuncel kurtiz'in sesinden
her isme her ilde rastlamak mümkün olduğu gibi bazı isimler bazı illerle çok daha fazladır. örneğin:

mevlüt : konya

müslüm: şanlıurfa

cemal: trabzon