istanbul - şile - sahilköy'de yer alan yüksek çam ağaçlarının altında, ailenizle kamp atabileceğiniz plajı da bulunan bir kamp alanı.

içeride yemek yiyebileceğiniz büfesi , duşu ve tuvaletleri vardır. çoluk çocuk gidelim, çocuklar iki ağaç görsün, denize girelim diyebileceğiniz aileler için uygun bir yer.

hafta sonları üsküdar'dan servisi var , dönüşü de eğer varsa servis yoksa 139 - üsküdar - şile otobüsleriyle yapabilirsiniz. bu otobüsler belirli saatlerde sahil köyden geçer, bunu kontrol etmelisiniz.

edit: kötü yanını eklemeyi unutmuşum. gece 2 'ye kadar aydınlatmayı (stad ışığı gibi spot lambaları) açık bırakırlar, karanlıkta keyif yapamazsınız ve ya göz bandınız olmadan zor uyursunuz.
tiroid bezinin yeterli çalışamaması nedeniyle oluşan bir hastalıktır.
levotiroksin sodyum içeren ilaçlarla kontrol altına alınır, tedavisi şuan için yoktur.
belirtileri çoğu hastalıkta olan belirtiler olduğu için teşhis konulması genelde zor oluyor.

en bilinen belirtileri, saç dökülmesi, kilo verememe, cilt kuruluğu, tırnak kırılması, halsizlik

zeka geriliği ile ilgili söylentiler tamamen yalandır.
eş tercihinde kendisinden üstün, varlıklı ya da statüsü yüksek olanı seçme durumudur. tersi ise (bkz: hipogami)
son 15 yıldır aralıksız hergün gerçekleştirdiğim eylem. yakın çevrem fazla kilolarımın sebebinin bu alışkanlık olduğunu söylüyorlar. ben ise bu duruma düz mantık bakıyorum. acıkınca yemek yersin, kendini aç bırakmanın bir saçmalık olduğuna inanıyorum. bazı insanlar mesela inançları uğruna 30 gün aç kalıyorlar, onlara şaşırıyorum. (bkz: munchies)
yapmak istediğim ama bir türlü icraate dökemediğim eylem, aileyle nerede yaşıyorsak orada tıkılıp kalıyoruz ama bir çok şehir varken neden buradayım diye kendime sık sık soruyorum, istanbuldayım

-işim yok
-gelirim yok
-kiralar yüksek
-trafik kötü
-hava pis, yıldızları bile göremiyoruz

bilmiyorum, daha sahil kenarlarında urla gibi huzurun olduğu yerlerde yaşamak varken neden geliyor herkes istanbula, iş var ama kiraya verdiğin para yola verdiğin para ile zaten yaşayamıyorsun.

iş bularak gidilebilir ama pek iş ilanı düşmüyor, gelirim yok ki iş bulmadan da gitmek hayal gibi böyle saçma bir döngüde kısır kaldım, ama mutsuzum.

gitmesek mi kaçıp birlikte?
Yazarın kısa hikayelerinden uyarlanan harika bir bilimkurgu serisi. Black mirror yokluğunda ilaç gibi geldi. Üzgünüm canım sen de senelerce bekletme.
şanlıurfa doğumlu ses sanatçısıdır. uğradığı silahlı saldırı sonucu müzik yapmayı bırakmıştır.
İlk kamplara çıktığım zamanlarda ateş başında otururken hayatı düşünme evresinde gelen his.
Ateş üstünde henüz kaynamış çaydan bir bardak almışken hayatı, insanları, sevdiklerini düşünme evresinde onlar şimdi ne yapıyor nelerle meşguller ben buradayım peki neden? Sorularının ardından gelir.
Yapılması gereken ise derin bir nefes çekip gülümsemek. Çünkü biz hissettiğimiz şeyi yapıyoruz