Konya'nın Karatay ilçesinde, hayvan severlerin köpeklerin barınması için yaptığı kulübelerin birileri tarafından yakılmasıdır.

Link
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun son yaptığı açıklamalara göre 2009 yılında Irak ile "karşılıklı olarak vizeleri kaldırılması" için imzalanan anlaşma yeniden uygulanacaktır.

Cnn Türk
Okurlarını 2. Dünya Savaşı sırasındaki avrupa'da uzun bir gezintiye çıkaran sürükleyici attila ilhan şiiri. Şair aralara serpiştirdiği aşk dizeleriyle de şiirine derinlik katmıştır.
acı bir tütün gibi yakıyor genzimi senden uzak olmak
(bkz: iz bırakan şiir dizeleri )
(bkz: bülent onaran)
rutkay aziz 'in canlandırdığı karakter gerek yaşam tarzı, gerek açık sözlülüğüyle dizide iz bırakmıştır.
insan beyninin kazandığı şeyleri öne çıkarma algısı yüzünden zihinde oluşan büyük yanılma etkisidir. yaklaşık olarak 13-14 yıldır bazen 2 liralık bazen 200 liralık bahis oynamaktayım. Yeri geldi 2-3 bin lira kazandığım da oldu yeri geldi aylarca kazanamadığım da ama zihin hep o kazandığı dönemleri hatırlatarak büyük bir oyun oynuyor. İşte bu yüzden kumarın büyüğü küçüğü olmuyor. Sadece kazandığın anki etkisi unutulmuyor. Eğer çok paraya ihtiyacın olduğu bir an az da olsa tutturuyorsan işte o zaman sıçtın. Bu döngü içinde hep bir minnet duygusu yaşayıp bir sonraki sefere daha fazla para yatırıyorsun. Bahis yapan arkadaşlar şöyle bir düşünsün, bugüne kadar yatırdıkları ile aldıkları arasında 1 tl bile zarar varsa işte o zaman gerçek dünyaya hoş geldiniz.
Ha bu arada bugün 14.00 maçlarına da bahis yapmaya devam edeceğim. Siz beni bırakın kendinizi kurtarın.
gün içerisinde ofiste yaptığımız bohemin konusudur.

örneğin "çakmaktaşlar" olarak bilinen "taş devri" çizgi dizisi, 168 bölüm çekilmiş olmasına rağmen fred'in saçları beyazlamaz hatta wilma'da kırışıklık olmaz. bu da çocuklarda ister istemez yaşlanma algısının ihmal edilmesine neden olur.

peki kahramanları yaşlandırmıyoruz da ne mi yapıyoruz? tabii ki önce modelini geçiriyoruz, tüketiyoruz, eskitiyoruz ve kaldııp çöpe atıyoruz. dikkat buyurun bugünkü çocuklar taş devrini pokemon'u vs izlemiyor, kendilerine sunulan ve bilhassa yaşlandırılmayan kahramanları izliyorlar.

bu algının ebeveyn yönlendirimesi ile de birleştiği ve çocuklar üzerinden daha kaotik etkiye sahip olduğu kanısındayım. yaygın olan bu düşünceye göre çocuklar sadece büyümeye odaklatılır, büyüyeceksin gelişeceksin falan da sonra da yaşlanacaksın kısmısı anlatılmaz. (inanmayacaksın da bir gün öleceksin hiç denmez mesela)

bu bilinç kaybı hayatın koşuşturmacasıyla birleşince oldu mu sana kayıp nesil! bir şeyler yapıyoruz ediyoruz da nereye gidiyoruz neler ediyoruz onu da bilmiyoruz. sonra da "hayat bir damla geldi geçti nasıl oldu ben de anlamadım" diyoruz. ondan sonra bir sela okunuyor hadi bakalım, dört kolluda buluyoruz kendimizi!

velhasıl bu kadar kestirmeden hayat özeti anlamsız olmakla beraber çizgi kahramanları oluşturanların ayak oyunlarına gelmeyelim, biz kahramanımızı yaşlandıralım. yaşlandıralım ki onlardan öğrendiklerimizle beraber yaşlanalım.
benim aklıma ilk gelen inatla kireç çözücü kullanmayıp 4 çamaşır makinesi eskiten abladır.
Kendini yaşatma hali.

Kendimi bildim bileli yazarak bir şeyleri hafifletiyorum. Konuşkan biri hiç olmadım. Bu sebeple acımı, mutluluğumu ya da hayallerimi hep kaleme sarınarak akıttım ya da yaşattım. Beni vareden kelimeler oldu hep. Kelimeler olmadan benim varlığım da yok olur. Bazen Woolf gibi hissediyorum kendimi ve sonumun onunla eş olacağı düşüncesine kapılıyorum. Yazamadığım düşüncesiyle varlığımı sonlandırma hali...