Mostar’da yediğim yöresel köftedir. Çok lezzetlidir. Bosna-Hersek’e yolunuz düşerse mutlaka yiyin.
bugüne kadar ezbere bildikleri tek parçasının eksik etek olmasına rağmen kendi zevklerine uygun olmayan kişileri (ezhel, ben fero, burry soprano) avam bir şekilde eleştiriği için bir anda adamı rap god'a çeviren cahil bir kitle var.

norm ender'in geçmişteki işlerine baktığımızda:

bugün üstat diye bahsettiği ceza, sagopa kajmer ve fuat'a sırf prim için neler söylediğini ben buraya yazmaya utanırım. merak eden şuradan dinleyebilir: norm ender - o piç de bendim

ya da buram buram cinsiyetçilik kokan eksik etek ve modern hali kaktüs gibi parçalar yapmasına rağmen hala kadın dinleyicilerinin olabilmesini de ülkedeki kadın düşmanı siyasi oluşumları destekleyen kadınların psikolojisiyle açıklayabilirim maalesef. kimse de çıkıp 12-13 yıllık parça demesin adam hala konserlerinde utanmadan bunu söylüyor: kaynak

norm ender kötü bir rapçi midir derseniz? hayır ama iyi bir rapçi de değildir. vasattır. basit kafiyelerle derinliği olmayan sözler ve basit altyapılarla 2-3 yılda bir ortaya çıkıp o anda popüler olan kimse, neyse ona sataşıp genel olarak kendi küçük yaştaki (10-20 yaş ağırlıkta) kitlesini tatmin eden bir tipti.

bu sefer sataştığı tipler sadece kendisinin değil toplumun önemli bir kısmının rahatsız olmaya başladığı tavırlara sahip oldukları için yaptığı parça bu kadar ilgi gördü ve bir anda bu kadar ön plana çıktı. umarım bunu doğru değerlendirip piyasada kalıcı olmak adına doğru adımlar atar. yoksa az önce kısa bir youtube taramasından sonra gördüğüm gibi taha özer gibi club club, beach beach gezip beyin yükünde hafif cep yükünde ağır tiplere parçalarını meze edecekse kısa süreliğine de olsa parayı bulur ama o kendini yıllardır sevdirmeye çalıştığı kitle kendisini çöp kutusuna gönderir.

en sevdiğim parçasıyla son vereyim entryme: (ironi ki bu parçada kendisi 2011'de bugün eleştirdiği autotune efektini kullanıyor.)
norm ender - çıktık yine yollara | youtube
whatsapp guruplarıyla başım belada olmasına rağmen bir çok kez çıkmak girişiminde bulunsam da bir türlü çıkamadığım saçma bir grup öbeği!

çıksan laf yiyorsun,çıkmasan yazmak zorunda olduğun için ağır baskı altında oluyorsun. b ı k t ı m.
Eğitim düzeyi yüksek insanlar reytinglerde programların ovundugu kategori tabi birde kan grubu ab var onlarla da karıştıra biliriz
havaalanında beklenir ama sevdiğin birini morgdan çıkarıp tabuta koymuşsan ve de memlekete gitmesi için havaalanına götürüyorsan çok zor meseledir. önde otururken arkada canının bir yarısı öylece duruyor tabutta. birde tabut 'kargoya' veriliyor. çok tuhaf bir gezegen burası
(bkz: gezginfest 2019) 'da olan yazarların, birbirini festival alanında görüp hoşlaşanların veya beraber bira içmek isteyenlerin birbirini bulabileceği, tarif edebileceği, buluşma/toplaşma organize edebileceği veritabanıdır.
1992 yılında doğmuş, ön libero mevkiinde oynayan brezilyalı futbolcu. Az önce Gençlerbirliğine transfer olmuştur. Hayırlı olsun efendim.
Başlık açıldığında aşağıda bulunan "cevaplanabilir entry" kısmı açıldığında başlık altındaki entry'lere cevap yazılması mümkün hâle gelmiştir.

Belki ileride alanında uzman kişiler gelir, onlara sorular sorarız ve onlar da bizim entry'lerimize buradan cevap yazar. Kıps!

Edit: imlâ
Bir şehri gezerken o şehri kısmen de olsa yaşamalı insan.. Mesela oradaki yaşantıyı hissedecek şeyler yapmalı, turistlerin değil gezginlerin ziyaret ettiği çoğunluğunu şehrin yerlilerinin oluşturdu yerleri gezmeli. Şehrin kültüründen doğasından birer tadım almadan dönmemeli... Bunu yaparken o şehirlerde geçen yaşantılarla iglili kitaplar da okunabilir diye düşünüyorum. Ama hayır nerede ne var nereye gitmeli kitapları değil, o şehirde geçen romanları kast ediyorum. Mesela berlini gezecek olan biri sabahattin alinin kürk mantolu madonnasını okumalı bence.. Şehrin geçmişinden bugününe yaşayan kültürünü ve doğasını hissederken kendinizi müthiş bir aşk romanının içinde bulmanız hiç fena olmazdı diye düşünüyorum. Kim bilir belki benzer bir aşka siz de rastlarsınız şehri keşfederken. Hadi sözlük ahalisi siz de gittiğimiz şehirlerde okuduğumuzda üzerimizde daha derin izler bırakacak kitapları önerin, önerin mi hem şehir hem roman unutulmaz olsun bizim için