(bkz: havaist) veya taksidir.
metro, bir çok noktadan otobüs, yakın noktasına giden metrobüs olan mis gibi şehrin ortasındaki havalimanından, dağ başında ve tek ulaşım yolu karayolu olan havalimanı olmsaından dolayı bir uçak bileti parası harcamak gerekecektir.
chp yi cehape diye okuduğu için zannımca tenake diye okur, k sesini çoğu insan yanlış bildiğin için alternatifi tenaka da olabilir.
juno astrology'nin sivri, hınzır, cüretkar yazı dizisi.

KOÇ – ”Başrol Oyuncusu”: O aşkı kendi ihtişamının altını çizen bir senaryo, onun için yazılmış bir rol gibi görür. Genellikle de o sırada bulunduğu ortamda karşı cinsin en dikkat çekici şahsiyeti kimse, doğrudan ona yönelir. Herkesin tercih ettiği kişinin tek tercihi olmak, mükemmel bir zafer değil midir? Yooo hiç öyle diill filan deseler de, onların kendi sosyal ve kültürel konumları çerçevesinde şekillenmiş bir ”yanıma yakışan”anlayışları vardır. Sizi esas çocuk veya esas kız olarak görüyorsa, kalbinize varan yarışta herkesin önüne geçmek için gayet dramatik jestler yapabilir. Onunla birlikte olmanın sağlayacağı avantaj ve ayrıcalıkları mutlaka sergiler. Yani bir biçimde onu ”diğerlerinden” ayrıştırmanızı ve önemsemenizi sağlar. Yakınlığınızı kazandıktan sonra hem aslında ne kadar özgür biri olduğundan ve sadece ”özel” insanlarla vakit geçirdiğinden dem vurur, hem de size ufaktan nazlanıp tepkilerinizi kontrol eder! Hem üstüne düşülmesini ister… hem de aslında üstüne düşülünce sıkılır ve oyun birden ilginçliğini kaybeder… Ayrıca bir kez başrolü garantiye aldıktan sonra, ”Ne demek, sen beni artık hiç sevmiyorsun. SEVİYORUZ Kİ YANINDAYIZ… ALLAH ALLAHHH”a bağlar, ona göre :) Koç’la başedebilen insanlar ve edemeyenler diye iki grup vardır. Ve bilin ki, başedenler kendi ritimlerini korumayı ve onun yarattığı dalgalanmalara kapılmamayı başaranlardır.

BOĞA – ”Body Guard”: O sessiz ve ağırlığı olan bir kahramandır. Kendini size siper etmeye hazırmış gibi durur. Herşeyinizle ilgilenir. Ve sizi korumayı ve mutlu etmeyi bir uzmanlık konusu haline getirir. Başlangıçta hayli yumuşak ve anlayışlı bir görüntü ile başlayan ve son derece hoşa giden bu sahiplenicilik, bir süre sonra hayatı senin yerine planlamaya, uygun olan olmayan şeyleri kaşla gözle ihsas ettirmeye filan da varabilir. Bana hükmediyorsun dediğinizde, sizi sizin için endişelendiğine ve bunda da gayet haklı olduğuna inandırır. Onu kendinize bağlamak için fiziksel ihtiyaçlarını ”tam istediği gibi” karşılamanız yeter! Elbette burada anahtar sözcük ”tam istediği gibi” … Size alışınca, bir süre mahrumiyet çekmeye ve ihmal edilmeye de sabreder ama çok fazla değil! Bir Tüyo: Çok dikbaşlı olmayın ama fazla da boyun eğmeyin! Azcık acı çekmeyi, yürek çarpıntısı yaşamayı sever … Nihayetinde Boğa’dır ve sadece kan görünce harekete geçer.

İKİZLER – ”Dans Partneri”: Herşeyin onunla daha hoş olacağını düşündürtecek şekilde davranır. Erkeği maço, kadını da femme-fatale ya da domestik gibi klasik görünümlerden birine bürünmediği için, ağırlaşmış ve kalıplaşmış ilişkilerin ardından biraz hava değişikliği arayan insanlara ilaç gibi gelirler. Onunla aşk yaşamak, dans ederken partnerine uyum sağlamak gibidir. Adım adım uyum… Dansı çaktırmadan yönetir. Bir sonraki adımda sizden ne beklediğini başarıyla hissettirir. Bir sonraki dans içinse, söz vermeden umutlandırır! Ama, ”Hani sen…” diye başlayan cümleler kurmaya başlarsanız, İNKAR EDER! Çok da üstüne giderseniz … kaçar gider. Onunla devam etmeye kararlıysanız, ilişkinin bir yerinde ”herkes keyfine göre davranırsa daha mutlu olunur” kuralının aslında ”benim keyfim yerinde … sen de eğleniyorsun herhalde dimi!” anlamına geldiğini farkedersiniz. Ona ”sadece dans partneri” muamelesi yaparsanız, her açıdan daha rahat eder ve onun aniden artan gayretini görerek siz de çok eğlenebilirsiniz.

YENGEÇ – ”Arzu Şelalesi”: Hayat sizin ayak parmaklarınızın ucundan başlayıp, saç tellerinizin ucunda bitiyormuş gibi davranır! Size zevk veren şeyleri şelale gibi başınızdan aşağı boşaltır. Bunun için ne fedakarlıklar yaptığını da farkettirmeyi ihmal etmezzz. Müptezele yakın görünen bu ihtiraslı tavır bir süre sonra garip bir alışkanlık yaratır. Çünki her santimetrekarenizi sizden daha iyi tanır ve izlerini usulca bırakır. Sizin başınızı döndürmek için göze aldığı herşeyin ardında, aslında sizi tamamen teslim alma arzusu vardır. Kıvamına getirdiğini anlayınca, dizginleri ele alıııırrr. Artık şikayetler, talepler, görev listelerinin devri başlar. Ciddi anlamda alıngan ve kıskançtır. Onu şüpheye düşürmemek için yeterli çabayı göstermemiş olmanızı bile affetmekte zorlanabilir. Eskaza yan masaya gözünüz kayarsa, önümüzdeki 5 yıllık intikam planı içinde bunun da olduğunu hayretle görürsünüz :))) Eğer sizinle başbaşa kaldığında uykum var, yorgunum, ya da başım ağrıyor filan diyorsa da, bilin ki ya size çok bozulmuştur ve burnunuzdan getirmek niyetindedir. Ya da aşkınızın raf ömrü dolmuş, şelalenin musluğu kapanmıştır. Ne yapabilirsiniz; Valla açıkçası hiiiç birşey yapamazsınız… Yengeç’in en önemli özelliği kime tapınacağına kendisinin karar vermesi ve bu konuda üstüne gidildikçe sizi daha beter itmesidir!

ASLAN – ”Kibar Hırsız”: Sizi keşfetmekten ve size yapmayacağınız şeyleri yaptırtacak şekilde başınızı döndürüp, kabuğunuzdan çıkartmaktan son derece hoşlanır! Şövalye-vari ve sıcakkanlıdır. Ruhunuzu iyice bir soyup bakar ki, sizi soyunmaya nasıl ikna edeceğini anlasın! Bu arada sizinle her telden çalan konuşmalar filan yapıp, gençlik anılarını anlatarak güldürecek, ve arada bir hülyalı hülyalı size bakarak ”Şu anda aklımdan geçenleri söylesem, RTÜK beni kapatır!” filan gibi ”derin ve manalı” espriler yapacaktır. Aslan, sizi memnun etmek için Kahire üzerinden uçurup, Londra’dan aktarma yaptırabilir ama sonuçta bütün yollar Roma’ya çıkar! Cinsel olarak reddedilmeye asla tahammülü yoktur ve eğer bu konuda beklentilerini karşılamazsanız, bunu gurur meselesi yapacak … sevişmiyorsak görüşmeyelim deyip kestirip atacaktır! Ona iyi bir oyun arkadaşı olun. Ama kalıcı bir oyun arkadaşı olmak istiyorsanız, kovalanan modunda kalmayı ihmal etmemeniz yerinde olur!

BAŞAK – ”Katilini Kiralayan Kurban”: Kararı başkasının vermesi fikri onu dehşete düşürür! Kararı o vermelidir … bu karar teslimiyet olsa bile :) Onun için herşeyiyle teslim olmak ve kendini açmak çok zordur! Sizin onu incitme ihtimaliniz olmaması için üzerinizde tam bir kontrol kurduğuna inanmaya ihtiyaç duyar. Bu nedenle sizi hırpalayabilir, anlamsız soğukluklar, sonra ani – hani böyle cezveden taşıveren kahve gibi – ilgiler filan gösterip şaşırtabilir. Verdiğiniz tepkileri titizlikle inceleyecek ve sizin de ona benzer bir eğilim duyduğunuza ikna olmadan atağa geçmeyecektir. Bir Başakla ”her yol serbest” moduna geçmeden önce iyi düşünün… kendini aşırı derecede kontrol ettiği için bastırılmış arzuları vardır! Fiziksel olmasa da duygusal ve zihinsel olarak bir sado-mazo döngüye girmeniz çok muhtemeldir. Bu aşamaya geldiğinizde, yuların ve kırbacın sizin elinizde olacağını gösterirseniz, hem büyük bir acı çekecek hem de bu ilişkiyi vazgeçilmezhale getiren eşdeğer bir keyif alacaktır. Ya da sizi ezim ezim ezecek, üzüm üzüm üzecek ama asla gitmenize izin vermeyecektir … Sonuç itibariyle Başakla aşk bir eşitler ilişkisi değil daima bir efendi-köle ilişkisi olacak ve bazen kimin hangi rolde olduğu belli olmayacaktır!

TERAZİ – ”Poker Ustası” Terazi için AŞK ustalık isteyen bir akıl oyunudur! Sizi kafasına koyduysa, aklınızı başınızdan alacak ve hiç hayal edemeyeceğiniz çıkışlar ve manevralarla dikkatinizi kendi üzerinde tutmayı, tansiyonu korumayı başaracaktır. Bunu da, her şeye rağmen yaşananlarla arasına zihinsel bir mesafe koymasına borçludur. Onun kontrolü dışında meydana gelen her beklenmedik durumda da, herşeyi kendi tercih ettiği konuma getirmeyi çok güzel becerir. Oyunu izler, oyuncuların tepkilerini öğrenir, elini kolay kolay açık etmez… Ve bunun için gerekirse çok farklı rollere de soyunabilir. HARİKA BLÖF YAPAR! En büyük blöfü de, kendini ”ya hep ya hiç”çi göstererek yapar. Onun derdi ortadaki parayı almak değil, bir oyuncu olarak şanını korumak ve oyunun çıkmaza sürüklendiği noktalarda, muhteşem çıkışlar veya şaşırtıcı geri adımlarla, masanın kapanmasına engel olmaktır… Aynı Sting’in şarkısındaki gibi ”He doesnt play it for money, he does play it for respect! O kumarı para için değil, kendine yakışan bu olduğu için oynar!”

AKREP – ”Dipsomanik Kullanıcı” : Tamamen size yoğunlaşacak, sözleriyle değilse gözleriyle, ama herşeyin ötesinde yaydığı enerjiyle sizi ”kafaya koyduğunu” hissettirecektir. Aşk oyununda ”etik metik” olmayacağına iman etmiştir. Bu nedenle sizi de kendi gezdiği derinliklere çekmek için her yolu dener. İçinizde uyuyan ”hayvanı” uyandırıncaya kadar dürtükler. Bir kez onunla oynamayı kabul ettiğinizde de, sınırsız ve kuralsız bir alana girmiş olduğunuzu farkedersiniz. Sizinle, bağımlı birinin, bağımlı olduğu maddeyle ilişkisine benzer bir bağ kuracaktır. Sizden aldığı keyif arttıkça daha fazla arzulayacak, ama bu arzu kontrolü dışına çıkmaya başlayınca da sizden kurtulmak isteyecektir. Bir süre sonra ”sensiz yapamadım” diyerek geri gelmesi ve kendini içeri aldırana kadar kapınızda yatması da olasıdır… Şunu aklınızda tutun; Bir maddeyi bağımlı mantığıyla tüketen, asla tükettiği şeyin ne hissettiğiyle ilgilenmez!

YAY – ”Gönüller Fatihi”: Sizi hedefine aldıysa, Eros’un ta kendisi kesilir :) Kalbinizden vurmadan hayyatta bırrakmaz! Bunu yapana kadar da, inanılmaz sabırlı, cüretkar, kuralsız, nazik, alttan alan, tehditkar şekillerde davranabilir… Hedefte olduğunuz sürece kendinizi dünyanın en önemli ŞEYİ zannedersiniz. Kurban olduğunuzu anlamanız biraz uzun sürebilir. Bunu da çoğunlukla onun artık başka hedeflere çalıştığını farkedince algılarsınız. Gelgelelim Yay fethettiği mecraları usulca geride bırakıp, yeni hedeflere yönelse de bir kez kendisinin olanın daima ona ait kalacağını düşünmek ister. ”Beni Kaybettin!” mesajını verdiğiniz anda geri dönüp sizi tekrar elde edene kadar uğraşacaktır. Sanırım Yay’a AŞK NEDİR? diye sorsanız … beni hayatta tutan tek besin diyebilir. Ama o hayatta kalma mücadelesinin içinde arkasında epey bir ceset bırakır.

OĞLAK – ”Hancı”: Oğlak, uzun bir yolun orta yerinde, birden bire karşınıza çıkan iyi inşa edilmiş bir han gibidir. İyi servisi, leziz yemekleri, rahat odaları, adil bir ücret politikası olan ve dönemecin başına bir reklam levhası koymaya gerek duymayan, içeri girince de ”Vay vay vay … kaç tane kaldı böyle usul erkan sahibi mekan!” dedirten bir han. Oğlak kendi mekanının efendisidir. O yüzden herkes ona gider, o içlerinden gönlüne hitap edeni seçer ve gülümseyerek kapıyı aralar… Arzularınızı siz belirlersiniz ama zemini o belirler. Müşteriyi her türlü memnun eder. Yeterli olmayı onur meselesi haline getirir. Ayrıca dolandırıcılardan nefret eder ama sizi sevdiyse ve ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsa, bir süre karşılık almadan da doyurur, barındırır. Adabınızı kaybetmeyen, mekanın hakkını pazarlık etmeden veren ve teşekkür etmeyi bilen bir müşteri olduğunuz sürece, arada gidip geri gelebilir ve sorgulanmadan hoş karşılanabilirsiniz. Yani maceracı ruhlara kapısı kapalı değildir. Ama kıymet bilmez, rezalet çıkartır ya da arkadan iş çevirirseniz, kendinizi bir anda kapının önünde bulursunuz.

KOVA – ”Sihirbaz ”: Seyredildiğinin farkındadır! Zaten onunla ilgilenmeseniz, gelip o koltuğa oturmazsınız ;) Sanki siz orada yokmuşsunuz gibi bir hallerle şovunu sergiler… Sizi hayrete düşürür. Bir numara çevirdiğini bilirsiniz ama nasıl yaptığını anlayamaz ve elinizde olmadan hayran kalırsınız. Sonuçta da kendinizi kuliste bulursunuz ;) İyi bir sihirbaz olabilmek için yer yer bir tiyatrocu kadar iyi bir sahne hakimiyeti, bir mühendis kadar iyi teknik bilgi, bir psikolog kadar insanları çözümleme ve yönlendirme yeteneği, ve bir bilim adamı kadar yenilikçi keşifler peşinde olma gayreti göstermek gerekir. Evet o bu şaşırtıcı bilgi dağarcığına sahiptir. Ama baktığınızda, alt tarafı sihirbazdır yani bir baltaya sap olamadığı da ortadadır. Sebep; o kimseye tabi olmazzzz … Olmamıştır, olmayacaktır , yani size de çok fazla takılıp kalmayacaktır! Aşk maceralarından beklediği, ona hayran kalmanız ama çözmeye kalkmamanız ve kuliste yaşayacağınız tatlı kaçamağın ardından”Bizim sonumuz noolucak’ Mandrakeciim” filan gibi sorular sormamanızdır! Neden mi? ŞOK ŞOK ŞOK; çünki onun zaten sadık, güvenilir ve asla vazgeçmeye niyetli olmadığı bir eşi, ne olursa olsun düzenini temin ettiği bir evi, size asla anlatmayacağı sıradan çook sıradan bir hikayesi vardır! Size hakikaten deli gibi aşık olması için de, bir türlü sırrına eremediği ve etkisini kontrol edemediği gerçek bir büyücü olmanız gerekir!

BALIK -”Operadaki Hayaletle, Primadonnanın Aşk Meyvesi”: Yani şte ööölee bir gariiip, bir mahzuun, ama sanki bir soylu, bir özel, yine de bir yeterince ilgi görmemiş hali vardır. Yetenekli ama beceriksiz halleri seni hem güldürür hem büyüler. Sonuçta böyle bakışa bakışa bir gün bir bakarsın alıp eve getirmişsin! Önce ilişkide çok da fazla birşey istemediğini, sadece keyif ve huzur istediğini söyler. Ama bir süre sonra dudağı sarkık gezmeye başlar … Tam olarak ne istediğini söylemediği için, sen onun kocaman gözlerinin içi gülerek: ”Evveeet işte buuuu … ne tatlısıınn” dediği yere kadar önüne bir sürü şey yığarsın. Yığdıklarından da götürür ama sen sarkan dudağa takık olduğun için, onun aslında keyfinin yerinde olduğunu fark edemezsin. Arada kaybolur! Açıklaması sadece arada kendi ritmini bulmak ihtiyacı duyduğudur. Ama sen gidince döndüğünde öfke krizi geçiren bir çocuk bulabilirsin. Sözüm ona onun şunun bunun yerini bulamamıştır. Aslında alıştığı şeyi yani seni kaybetmekten korkmuştur. Ama Balık böyledir; gerçek duygularını pek nadir ifade eder. Melankolik olduğunda normal, sessiz sessiz bir işler karıştırdığında çok keyifli, çok keyifli ya da hoppa göründüğünde de, mutlaka gizlemeye çalıştığı bir sıkıntı içindedir… Sonuç itibariyle, sen biraz hınzır, biraz ürkek, biraz şaşkın, biraz tembel ama kesinlikle çok talepkar ve çoook anlayış ve çookk sabır isteyen bir çocuğu evlat edindiğini anlayana kadar, epey bir dalgalanırsın.

hangi burç nasıl bir sevgilidir
juno astrology'nin sivri, hınzır, cüretkar yazı dizisi.

KOÇ: Bir şeyin onun aklına gelmesi başkalarının başına gelmesi ile eş anlamlıdır! Direk konuya dalar

BOĞA: Önce sizi inceler ve olayı nasıl satacağına karar verir… Sonra da tatlı tatlı işlemeye başlar :) Dört başı mamur bir sunum yapmadan da lafı bitirmez ona göre!

İKİZLER: Ne zaman girip ne zaman çıktığı belli olmaz ki… Siz ilgiyle dinlemeye başladığınızda ise, onun aklı başka bir konuya takılmış olabilir :)))

YENGEÇ: Ayyy ne siz sorun ne ben söyliyim… Bir türlü sadede gelemez, sıkaaar, sıkılıııır… En sonunda lafı ağzından alıp siz deyiverirsiniz :)))

ASLAN: İYİ YAPAR! Yani öyle ki, reddedilme ihtimali kalmaz :)

BAŞAK: Mantıklı – tabi onun mantığına göre – açıklamalarla yapar. Konuyu öyle vahim hale getirir ki önemsemezseniz bir sıkıntıya gireceğinizi sanırsınız :))))

TERAZİ: Size yaptırır! Bunların işi zaten eşşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmektir :)))

AKREP: Tuzak kurar! Can evinizden vurup dikkatinizi istediği yere çekmeye çalışır. Oralı olmazsanız da bir şekilde kan çıkar… Sizi kendinizden şüpheye düşürmek için yazmadığı senaryo kalmaz :)))

YAY: Çıkış yolu bırakmaz… Önün arkan sağın solun sobe yapar :) Üstünüze afiyet ısrarcıdır ısrarcı…

OĞLAK: Planlı ve sistematik bir şekilde… Bitirmek üzere başlar ve konu sizin tahayyülünüzü aşıp onun vardırmak istediği yere gelene kadar durmaz :)

KOVA: En münasebetsizinden bir sataşma ile :))) Verdiğini almak, ondan akıl sormak için yalvarasınız diye sizi darmadağın etmeye çalışır. Ay çok sinirdirler :)))

BALIK: O öylesine ortalarda dolanır… Maksadını merak edip, buyur kardeşim sizin için ne yapabilirim diye siz sorarsınız :)))

burçlar hakkında sivri, hınzır, cüretkar yorumlar
juno astrology'nin sivri, hınzır, cüretkar yazı dizisi.

KOÇ: Koç yüzleşmeleri sevmez. Konunun kapandığını muhatap olmayarak belli eder. Karşı taraf üstelerse de ulaşılmaz olur. Eh tabi bu durumda taş olsa çatlar. Normal insan-evladı ise çıldırır :))

BOĞA: Azametini kaybetmeden son imzasını çakar… İzini bırakır… Yani boşluğunu hissedin diye elinden geleni yapar :))

İKİZLER: Sorun çıkartır… Şikayet eder… Mızır… Vızır… Sonunda kurban olayım bu konuyu kapatalım diye siz yalvarırsınız :)

YENGEÇ: Olabildiğince ılımlı, olumlu, herkes açısından kabul edilebilir bir yere noktayı koymaya çalışır. Hakkaten de çok çalışır ammaaa bunun neresi olduğuna karar vermekte zorlanır :)))

ASLAN: Beklentisini karşılamayan muhabbetleri, işleri ve ilişkileri hemen bitirir. Bir şeyin tadı kaçtıysa Aslan’ı orada tutmak mümkün değildir.

BAŞAK: Habire eksik birşey kalıp kalmadığını kontrol etmekten ve minik düzeltmeler yapmaktan dolayı bir türlü noktayı koyamaz… Lafı bitse, içindeki alıp vermeler bitmez… Hatta başa dönüp acaba öyle değil böyle mi yapsaydık diye düşünmeden edemez… Yaw zor bişey bu Başak olmak :)

TERAZİ: Onun kafası bitirmek değil, gidebildiği yere kadar gitmek üzerine çalışır. Bu nedenle ara duraklar belirler, gelinen noktanın adını koymak için ilgili herkesi netleşmeye zorlar ve kendine uygun olan duruşu saptar.

AKREP: Valla öyle aklınıza gelmeyecek bir yerde, öyle çarpıcı bir nokta koyar ki, uzun süre hafızalardan çıkmaz :)))

YAY: Yay için başlangıçlar bitiş, bitişler başlangıçtır… Yani bugün sırtını döndüğü bir şey için yarın ”nerde kalmıştık” deyip, kulvar değiştirebilir. Onun için sınırlar yoktur, sadece ilham vardır :)))

OĞLAK: Çok net ve tartışılmaz bir nokta koyar. Üstüne bir şey daha söylenir ya da ek bir şey istenirse de accayip sinir olur :)))

KOVA: Nokta koymaz… Ama gidişatı keyfine göre belirler! Yemiyor sa noktayı bir yerde sen koyarsın :)))

BALIK: Konuyu havada bırakır… Herkes ne anlıyorsa onu anlar :)))) Gel zaman git zaman aklına estiğinde yine olayın bir ucundan tutabilir.

burçlar hakkında sivri, hınzır, cüretkar yorumlar
Kayseri de retro the band grubu olarak grubumuz var ve gerçekten 10 sene üzerinde bu mecrada uğraşıyoruz biz de sahne almak istiyoruz nasıl olabilir. Başvuru yaptık fakat daha bir dönüş olmadı.

retro the band

Linkten bakabilirsiniz.

Yardımcı olabilecek arkadaşlar lütfen hayalimize ortak olun seviyoruz ve geziyoruz.
Dah önce hep erasmusa gitmek istedim, kazandım ama daha iyi bir teklifi değerlendirmek için gitmemiştim.
Şimdi 2. Üniversiteyi okuyorum ve erasmusnu kazandım. Allah nasip ederse 2. Dönem Litvanyaya gidecem.
Sizin kafaya koyupta yaptığınız şey ney?
Çıldır gölündeki muazzam yürüyüşlerden, kurtuluş parkında yapılan keyif yürüyüşlerinden ziyade bir şey... öyle fantazi amaçlı değil de bir yaşam mecburiyeti olan yürüyüşler...
Yıllar yıllar önce Ankara'da sıhhiye köprüsü üzerindeki enterasan düşme anısı dışında böyle bir şey başıma gelmedi.
Nasıl yürünür hemen anlatayım:

Öncelikle elleriniz kesinlikle cebinizde olmayacak. Elleriniz sizin dümeniniz olacak, denge kabiliyetinizi onunla koruyacaksınız.
Sonra pişik olmuş gibi bacaklarınızı aralıklı olarak açacaksınız.
Daha sonra ayak bileklerini bükmeden askerce bir eda ile ama kısa adımlarla omuzlar dik, gözler hedefte yanpiri yanpiri hedefe doğru uygun adamlarla ilerleyeceksiniz.

Çanak çömlek kırmadan, 'aaa düştü salak' gülüşlerine maruz kalmadan sapasağlam hedefe varırsınız.