yalnızlıklar

Yalnızlıklar, hasan ali toptaş'ı edebiyata döndüren kitap. Okuyucu olarak devam etme kararı aldığı edebiyata; bu kitabın etkisiyle yazar olarak devam etmiştir. Kitabın türü hakkında bir şey söylemek çok da mümkün değil. Şiir kelimesini kendi kabul etmez, düzyazı da diyemeyiz. En doğrusu metin demek sanırım.

Kitabın ilk önce ismi dikkatimi çekmişti. "Yalnızlık çoğaltılabilen bir şey mi?" diye sormuştum kendime. Sonra o meraktan bu metinleri okumaya başladım. Okudukça yalnızlığın 'öteki kendimizle', 'babalarımızla', 'ölümlerle', 'gidenlerle', 'kalanlarla', 'içinde yaşadığımız toplumla' nasıl da çoğaldığını, yalnızlığın aslında yalnızlıklar cenderesine denk düştüğünü anladım. Anlamak çoğu zaman pek makul bir şey değildir. Bu yüzden yalnızlığı biraz daha çoğaltmış oldum kendimde.

Numaralandırılmış 31 metinden oluşuyor kitap. Her metnin sonu o metnin özetini içeren son bir yalnızlık sözüyle bitiyor:

" Yalnızlık uçurumları giyinmektir biraz da."
"Babalar alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır."
"Ölülerin dönüp dönüp bizde yaşamasıdır yalnızlık."

"Yalnızlık alıp karşına kendini,
Öteki kendinle konuşmaktır.
Bakışmaktır, öteki kendinlerle;
Dövüşmektir.
Kimi zaman da öldürmektir
içlerinden sana en çok benzeyeni,
Benzemiyor diye.

Yalnızlık, öldürmektir." ( 7. Metin)

Bu kitabı okumamak iyidir. Umarım herkes çoğaltılmamış tekil yalnızlığında kalır.