venüs

güneşe yakınlık sırasına göre ikinci sıradaki gezegendir. uranüs ve venüs diğer gezegenlerin aksine doğudan batıya doğru döner.
1900lerin başlarında güneşe yakınlığından dolayı miami sahilleri gibi olduğu düşünülmekteydi. genelde geceleri çıplak gözle parlak bir yıldız zannedilen aşk gezegeni.
güneş sistemi içinde en aşık olduğum gezegen diyebiliriz. aslen dünyaya çok benzeyen bu gezegeni, dünyadan ayıran en büyük fark ise atmosferi ve sera etkisi. merkür kadar güneşe yakın bir gezegenden daha sıcak olması da bu sebeptendir. atmosferinde yoğun olarak bulunan karbondioksit, gelen güneş ışınının dışarı çıkmasına pek olanak tanımaz, bu yüzden gezegen birtürlü soğuyamaz. hatta atmosferinde sülfirik asit gibi çok güçlü bir asitten bulutlar tespit edilmiştir. yüzeyi o kadar sıcaktır ki, kurşun bile sıvı halde bulunur. atmosferi de, yoğunluğundan ötürü ısınan suyu tutamaz, bu sebepten gaz formunda bile bulunmadığı varsayılır. sıcaklığı dışında dünyaya olan benzerliğinden ötürü, burada milyon yıllar önce yaşam olabileceğini hep düşündürmüştür bana. ve şuanda atmosferimize saldığımız karbondioksiti. dünyamızın sonu venüse benzemez umarım.
Yürek bağımın olduğu gezegen. Diğer gezegenlerden aykırı oluşu fazlasıyla ilgimi çekmektedir. Bir dönem gezegenlere ve mitolojiye deli gibi takmıştım. O sıra nasıl bilinçaltıma işlediyse artık bir korsan hikayesi yazıp yarattığım başrol karakterin adını da venüs koymuştum.
(bkz: sözlük yazarlarının yazdığı öyküler)