unutulmayan üşüme anları

/ 5
Gezginfest Van’a giderken yanıma uyku tulumu almamıştım battaniye yeter zaten hava sıcak dedim, ama Doğu’da gecelerin ne kadar soğuk olduğunu hiç hesaba katmadım. Gecenin bir yarısı uykumdan titreyerek uyandım çok zor bir geceydi....
Aylardan mart dışarıda hafif yağmur var. ev sessiz tv’den bushcraft videoları falan izliyorum. bir anlık gazla babanemin annesinin evinden bulduğum paşabahçe gaz lambasını, kamp çantamı ve motorun anahtarını aldım. hacı hacıyı mekkede deli deli dakkada bulurmuş dedikleri hesap yolda da yakın arkadaşıma rastlamam üzerime yağmurda motorla gittik sazak diye bilinen ormanımıza. planlarda ateş yakıp noddle pişirip cem karaca eşliğinde karanlığı aydınlatan ateşimizi izlemek. zar zor vardık yağmurda ateş için odun topladık. ıslak odunları tutuşturduk kuruttuk derken ormanın hiç öyle karanlık olduğunu bilmezdim. Ormanın karanlığından korkup geri döndük. soğuktanda gaz lambasının camı çatlamıştı. dönüşte yağmur iyice arttı parmaklarım o kadar uyuşmuştu ki artık elimi hissetmeyi geç gaz kolunu kavrayıpta gaz veremez hale gelmiştim. biz ısındık geçti de olan güzelim paşabahçe gaz lambasına oldu.
sene 2015 yer Novasibirsk. sadece şehrin adını zikrettiğimde bile tüylerim ürperir. termometre -40’da kaldı daha aşağısını göstermiyor. Hava öyle sopuk ki insanlar buzdolabı yerine evin dışına koyuyordu yiyecekleri. 3 tane termal çorap giymeme rağmen dışarıda 45 dk anca dayanabildim. kirpiklerimden birkaçı kırılarak düşmüştü. şapka takmayan adam gördüm ben o havada..
kesinlikle geçen sene yapılan gezginfest van zamanı yaptığımız kamptı. yaşasın battaniye bana yeter diyince benimle dalga geçip uyku tulumu aldıran annem.
sene 2014 olması lazım. yeni ev almışız, taşınacağız. evde sitede geniş balkonlu, havuzlu falan bak. neyse biz evi satın aldık. oturduğumuz evi de sattık. ailede bir heyecan bir heyecan ki sorma. taşındık. yeni evde ne elektrik var ne doğal gaz.. allahtan sular açık. ha unutmadan söyleyeyim aralık ayında birde taşındık. annemle evin inşaat pisliğini temizliyoruz tekrardan soğuk suyla ama çünkü doğal gaz yok. akşam oldu. bir kar yağmaya başladı ki size anlatamam böyle bir saat içinde bursa'nın her yerini kar bastı. iki uyku tulum, 3 battaniye, 2 yorganla örtünerek geceyi rahat geçire bilmiştim. o gece tabiri caizse götüm dondu.
aylardan mart,kız arkadaşmla buluşmak için tuzladan avrupa kıtasına motorla gelmiştim. baya gece kaldık ve gecenin 3ünde eve döndüm. yanlışlıkla 1.değil de 2. köprüyü kullandım. orası daha çok rüzgar alıyor. evime son 20km kala artık parmak uçlarımı hissedemiyordum ve debriyaja dahi basamıyordum. nolur bi an önce evime gideyim diye dua ediyordum. evimiz de normalde sıcaktır ama montumu çıkardım ve direk üstümdekilerle yatağa girdim. sabaha kadar titremem geçmemişti. 2 gün boyunca o üşümeyi hissettim
geçen sene gezginfest van'da her gece donarak uyumamız. yazlık tulum ve battaniye kotarmamıştı eylül başında.
Sivas Zara
Arkadaşımın öğrenci evine gitmiştim gitme olaydım-27 ve evde tek ısınma aleti fon makinesiydi
yarı yıl tatili dönüşü, sabahın 6'sı civarı aşti'de kampüse giden otobüsü beklerken. ne kadar olduğunu hatırlamadığım uzunca bir süre gelmedi o otobüs. hayatımda daha fazla üşüdüğümü hatırlamıyorum.
2 sene önce, bursa / kestel'de başıma gelendir. şubat ayı içerisindeydi, 4 ay olmuş, iş görüşmesinden, iş görüşmesine, cepte kalan son kuruşlarla, kimi zaman ailenin aracı, kimi zaman toplu taşıma veya firmaların servisleri ile istanbul çevresi her yeri deniyorum. kestel'deki görüşme ise son zamanlardı artık, cepte kuruş kalmamış, araca yakıt ve yol parası ekleyecek durum yok, 4-5 vasıta (köy dolmuşları gibi dolmuşlar dahil) firmaya gittim. bu firmanın istanbul'da merkezleri olmasına rağmen, abuk subuk, kısaca bir görüşmeyi bile bu aptal yerde düzenlemişler, benim gibi bir çok insan zorluklarla buraya ulaşmış. 10 dk süren toplantı sonrası her girene teşekkürler, bir sonraki aşama için yine arayacağız demişler.

gidene kadar zaten yeterince üşümüştüm, çıkışta beni yanlış yere yönlendirip, soğukta minibüs beklememi söylediler. bu sırada sağanak yağmur başladı, etrafta binaların olmadığı, fırtınanın koptuğu bir günde dizimin üstüne kadar ıslanıp, çamur içinde kalıp, rüzgarın etkisi ile de donmuştum. bu sırada emekçi olduğu her halinden belli bir abimiz, ticari aracında yer ayarlayarak beni almış, otogara kadar bırakmıştı. sinir, ıslanmışlık ve soğuğun etkisi ile başka hiç bir gün bu kadar titrediğimi hatırlamıyorum. buradan o abimize de tekrar selam olsun.
/ 5