istediğin şehirde yaşayamamak

/ 2
yapmak istediğim ama bir türlü icraate dökemediğim eylem, aileyle nerede yaşıyorsak orada tıkılıp kalıyoruz ama bir çok şehir varken neden buradayım diye kendime sık sık soruyorum, istanbuldayım

-işim yok
-gelirim yok
-kiralar yüksek
-trafik kötü
-hava pis, yıldızları bile göremiyoruz

bilmiyorum, daha sahil kenarlarında urla gibi huzurun olduğu yerlerde yaşamak varken neden geliyor herkes istanbula, iş var ama kiraya verdiğin para yola verdiğin para ile zaten yaşayamıyorsun.

iş bularak gidilebilir ama pek iş ilanı düşmüyor, gelirim yok ki iş bulmadan da gitmek hayal gibi böyle saçma bir döngüde kısır kaldım, ama mutsuzum.

gitmesek mi kaçıp birlikte?
İstediğin şehir de yaşayamamakı tadmadım ama istediğin dünya da yaşayamamak diyebiliriz bence alt başlık bu olmalı
Yaşamamalı zaten! Yaşamaya başladıktan bi' süre sonra cazibesini kaybedebiliyor sonra başka yerlere gönlün kayıyor. Bağlanmamalı bi' şehre. Her yerde ama hiçbi' yere ait olmamanın özgürlüğünde kaybolmalı insan...
Arkadaşlarla beraber 19 ekim tarihinde başlayan Amsterdam yolculuğumuzu 24 Ekim tarihine noktalayıp Türkiye'ye (Ordu'ya) döndük. Bundan önce 2 defa daha Amsterdam'a gitmiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki kendimi kesinlikle memleketime ait hissetmiyorum. Amsterdam'a gittiğimde kendimi sanki 40 yıldır orada yaşıyor gibi hissediyorum. İnsanlarının hayata bakış açıları, birbirlerine davranış biçimleri, yaşamlarını düşündükçe burada sanki sadece ömrümüzün kalan kısmını tamamlamak için yaşıyoruz hissine kapılıyorum. Ben Amsterdamda yaşamak istiyorum bunun içinde çalışmalarıma şu dakikadan itibaren başlamış bulunmaktayım.
sakin yaşamı sevdiğim için İstanbul cehennem gibi gelir bazen. huzurun daha az insanda olduğuna inanırken bu şehirde toplu taşıma kullanmak insanı kendine getirir.
Hayaller new york province hayatlar denizli province ne desem bilemedim zor şey ya
bunu gerçekleştirebilmek için farklı değişkenlerin olduğu, ama en çok da yaşadığın yerden nefret ettiğin zaman çekilemeyecek hâle gelen sorun
istediği şehirde yaşayabilecek olmanın verdiği psikolojik ağırlığı hiç yaşamamış bireylerin mutsuzluk bahanesidir. mesleğimin niteliği gereği
memleketin her yerinde ortalama aynı ücretle çalışabiliyorum ve bu bana başım her sıkıştığında "bıktım buranın çilesinden" "daha küçük bir şehirde daha mutlu olurum" veya " daha büyük bir şehirde daha mutlu olurum" gibi bahaneler ürettirdi. nerede değilsem orada mutlu olacakmışım gibi gelmeye başladı. son dönemlerde favori cümlem "ankara'nın soğuğu çekilir mi yaee" olmaya başladı, işte böyle böyle her zorluktan şehir değiştirerek kaçmaya çalışır hale geliyorsunuz. işte bunların sonunda ne mi oldu dostlar, sonunda yersiz yurtsuz oldum. bakalım yeni 'müthiş şehrim' neresi olacak.
alt başlığı "istediğin dünyada yaşayamamak" olabilir
/ 2