gezginlerin aslında loser olduğu gerçeği

/ 2
nerede bir baltaya sap olamamış, yıkık, silik tip varsa kendini yola vuruyor. gezmek bir kaçış aslında. örneğin ben de geziyorum ama iş yaşamımdaki zor, değiştirilmesi imkansız (bkz: akp seçmeni) (bkz: çomar) ve askerde dahi görmediğim bir ton cahil insanla bir arada çalışıyorum. iyi para kazanıyorum ve tatillerimi de genelde yurtdışında geçiririm. üstelik öyle tahta kurulu hostellerde değil, isim yapmış otellerde konaklarım. bir konser için bile avrupa’nın herhangi bir şehrine atlayıp 1-2 günlüğüne gidebiliyorum (bkz: yüksek kura rağmen avrupa seyahati yapmak). her 15 günde bir izmir’e gitmesem zaten olmaz.

ancak gözlemim şu ki, bu insanlar yenemediklerinden, uyum sağlayamadıkların, değiştiremediklerinden kısacası “başaramadıklarından” ve tüm bunları yapabilecek donanımda olmadıkların kaçıyorlar ve bu kaçışı da gezme maskesiyle örtüyorlar. bunun en belirgin emareleri şunlar;

*cepte 1 yılda biriktirebildiği 400 dolarla 1 ay ukrayna’da tatil yapma hesapları yapanlar. bunu bir de övünç kaynağı olarak anlatanların ağzına kürekle vurasım var.

*araba kiralayacak, uçağa binecek, otobüse binecek kadar bile parası olmadığı için türkiye gibi bir ortadoğu ülkesinde otostop çekmek.

* adam kız arkadaşıyla tanımadığı heriflerin evinde kalmak için ilan açıyor. çaresizliğe bak (bkz: couchsurfing). “omo ovrupo’da da couch sistemi vor” diye ağlayarak gelmeyin, avrupa’da da loser var. hıı bir de gecenin bir yarısı sokakta kalıp couch arayanlar var. bir insan evladı, x ülkesinde, gecenin bir yarısı sokakta hangi akla hizmet kalır? hiç mi hesabını yapmaz?

* günlük 5 dolara bitli hostellerde konaklamak zorunda kalmak. “omo çok gozol network oluyor” diye gelmeyin, o insanların ne kendine, ne de size faydası dokunur. güler eğlenir, yer içersin o kadar. (bkz: istisnalar kaideyi bozmaz)

örnek veremediğim daha pek çok olaylar ileride çocuklarınıza, eşinize, arkadaşlarınıza anlatacağınız gurur verici değil, garibanlık anılarından öte şeyler değildir (bkz: gezginlerin garibanlık anıları).

kız arkadaşını alıp tatiline uçakla gitmek, indiğin havalimanından kiraladığın aracı almak, tertemiz odaları, mis gibi çarşafları olan oteline yerleşmek, kaliteli ve iyi hizmet alabileceğin mekanlarda yemek yemek ve eğlenebilmek, tüm bunları yaparken rahat ve kaygısız gezmek, keşfetmeye devam etmek dururken facebook gruplarında örnek gösterilen bu sefil hayat loser’lıktan başka bir şey değildir.
Gezme hali sıratta raks etmeye benziyor. Gelip geçici düzen içerisinde en azından kafesin sınırlarını öğrenmek için gezmekten daha iyi bir fırsat var mıdır? Akmayan su bile çürürken gezmeyen insan nasıl çürümesin?
Kendini bir baltaya sap olamamis olarak gören tiplerin düşüncesidir
loserdan ziyade outcast olduklarını düşünüyorum. beş parasız gezmek, kültürünü hiç bilmediğin yerlere gitmek, dilini hiç bilmediğin insanlarla tanışmak herkesin harcı değil. tatil yapmakla gezmek farklı şeyler.
Kusura bakmayın bu entry tamamen saçma
Gezginler loser değildir. Tam tersi artık hayata doymuş farklı şeyler arıyan insanlardır.
Farklı şeyler derken yanlış anlaşılmasın, yeni yaşam tarzlarını insanları merak edenler.
Ukrayna ve taylandda çok daha farklı şeyler yaşayabilirsiniz düşündüğünüz şeyleri.
Doktorum
16 ülke ve sayısını bilmedigim kadar şehir gezdim.
Zamanım çok az ama en ufak tatilimde çekinmeden 3 günlük bile olsa yurt dılı yaparım.
Evet para sorunum yok aklınızdan bu heçiyor ama eskiden lüks otellerde kalırken artık bende hostellerde kalıyorum 😢
Ama boş adamlar gezginlerdir demek dünyanın en saçma mantığı.
yollar fırsat doğurur efendim. nasıl ve nerede gezdiğinin bir önemi yok. yeni yerler görme ve yeni insanlar tanıma isteğini bastıranlar yada bunu yapmaya cesaret gösteremeyenler. işte onlar asıl kaybedenlerdir.
Yola çıkmış ve yol da olan insan asla kaybetmez, hep bir kazanç ve öğreti içerisinde olduğunu düşünürüm. Loser olmak umutsuzlukla beslenir, yol da olan kişi umutsuz değil tam aksine umutlu ve arayıştadır.
bir ergen tarafından açıldığını düşündüğüm başlık.
Lüks hayat demek ego temelli bir şeydir. Gezmek ise insan ruhunu terbiye etmekle ilgili bir olaydır. Lüksün olduğu yerde sadece ego gelişir fakat gezgin insan egosunu terbiye etmeyi öğrenir. Gezmek için lükse filan ihtiyacımız yok. İnsan yola yeni insanlar keşfetmek, farklı kültürler tanımak ve kendi sığ bakış açısına derinlik katmak için çıkar. Lüks sadece tüketimi teşvik eder. İnsan gezerken bir şeyler üretmeyi esas alırsa tüketim ihtiyacı hafifler. Fotoğraf çekmek, yazın sanatıyla uğraşmak ya da sanat icra itmek için insan deneyime ihtiyaç duyar, bu ihtiyacıysa lüksten uzak bir şekilde seyahat ederek sağlarsın. İlla çok para harcayıp ego tatmini yapmaya gerek yoktur yani gezmek için. Kendine bir şeyler katabiliyor musundur asıl mühim olan. Yani başlık yanlış bir genellemeyi savunmaktadır.
/ 2