dışarıda başınıza gelen en trajikomik olay

geceleyin aniden çıkan fıskiyeler tarafından saldırıya uğramamız, tüm çadırın ıslanması, birdaha uyuyamamız diyeceklerim bu kadar...
Çadırıma işeyen sarhoş. ( Venedik Tren istasyonu önündeki 2 tane ağacın altı)
ailecek kiev'e gitmemiz, kimsenin bizi anlamaması, bizim de kimseyi anlamamamız, elimizde hiç para olmaması, harita olmaması ve gecenin bir vakti kaybolmamız. sağolsun kenar köşe bir yerden bir genç can i help you diyerek çıkmıştı, annem sarılacaktı da zor tutmuştuk.
Sınav haftamız, tüm gece arkadaşlarla çalışmışız sabahlamışız saat 10’da sınavımız var.Elimize ne geçtiyse giydik, saç baş karışmış, bilgiler uçmasın diye üstün bir çaba sarf ediyoruz, son çırpınışlar içerisindeyiz vardık durağa.Tramvay geldi, her zamanki gibi de kalabalık neyse iki arkadaşım bindi, tam ben bineceğim derken laaps kapandı kapı uçtu gitti tramvay.Filmlerdeki ayrılık sahnelerindeki gibi uğurladım tramvayı, arkadan da acıklı bir müzik; içimde sınava yetişemezsem çaresizliğiyle oturdum duraktaki banka.İnsan sabahın o saatinde kabullenemiyor, acaba diyorum uyanmadım da bu bir kabus mu, çünkü tam kabusluk bir vaziyet.Lan diyorum ne yapsam, taksi mi tutsam, uçak mı kiralasam, portal mı açsam sonra bir baktım bizim okula giden tramvay geliyor hem de bomboş.Öyle hızlı gitmişim ki okula arkadaşlar kapının önünde daha yeni sigarasını yakarken yetiştim.