#tüm turuncu-renkli-cin entry'leri

bence ilk otostop anı ıvırı zıvırı değilde fakirken lise zamanlarındayken bunların hayallerini kuruyoken arkasında büyük bi özgüven barındırdığımı, buna bi inanç değilde bilgi ve emin olmayı beslediğimi, bunun için bişeylerden vazgeçebiliceğimi farkettiğim an hatta dönemdir. Çünkü ona dayandırır insan her boku, her yeni biyere çıktığında yine ona gereksinim duyarsın onunla yaparsın. Yani temel taşı gibi bişeydir o özgüven, vazgeçebilme. O dalgaya sahipsen eğer çatur çutur gidersin zaten der insan çevresindekilere heves pompalarken.
Henüz yurtdışında fırsatını bulamadım ama çanakkaleden başlayıp ege turu yaparken her bir otostopta zevki ve şebekliği 44 e katlayan şarkım :

bulutsuzluk özlemi - güneye giderken
Jean Paul Sartre - Bulantı

normalde adamı depresifliğin diplerine sürüklten ama bi gezimin en keyifli zamanlarında okuyarak adeta savaşıp yendiğim kitap
türlü türlü manyakları içinde bulunduran anılar oluyo kendileri. bi gün adamın birinin arabasına bindik klasik bi çok otostop çekenleri arabalarına alan insanlar gibi o da dertlerini boşluğa anlatır gibi anlatmaya başladı. adam en son bi kavgasını anlatırken anlatmayı aşıp yaşamaya başladı ve her ayrıntıyı uygulamalı göstermeye bağladı. çektim sağa diyo sağa çekiyo, açtım pencereyi bağırdım diyo pencereyi açıp kafayı dışarı çıkarıyo falan manyadı. en son kavganın el frenini çekip dalma kısmına gelince gerçekten yolun ortasında el frenini çekip kapıyı açtı çıktı geri girdi biz arkadaşla dayanamayıp kahkaha attık 5 dk sonrada sağlığımız adına indik. Böyle anlatması keyifli bi anı
Yuzeysel muhabbet denen şeyi öldürüp derinlerde buluşturan, kafaları uyuşturan, insana kendini bulduran ,kimi zamanda coşturan, suyu verdiğindeki beyaza kırmasıyla herkesleri tatlandıran, yanına birde şalgam dayadın mı keyfinden uçuran pek değerli meredimiz.
Gorkmuyoğuz mu olm siz?

Aga ben mesela sıkılırım ya 1 ay öyle yollarda kalsam önüme gelen heryere çadır atsam, özlemiyo musun sen sıcak yatağı evini dönmeyi?

gez gez nereye kadar?