#tüm tkeraouc entry'leri
gitsek iyi olur bu yaz.
'im yok başka işim
alamaba'da doğup, şikoga'da ünlenmiş 50'lerin sonları ve 60'ların başlarında amerika'nın en "değişik" ve önemli jazz yorumcularından birisi. alkole, uyuşturucuya ve erkeklere olan düşkünlüğü 39 yaşında hayata gözlerini yummasına sebep olmuşsa da geriye 30'a yakın albüm bırakmıştır. ben kişisel olarak september in the rain adlı yorumuna bayılırım.
tanrıça olarak gördüğüm ella fitzgerald'dan sonra benim için bir numara sayılabilir.
tanrıça olarak gördüğüm ella fitzgerald'dan sonra benim için bir numara sayılabilir.
amerikalı prodüktör ve şarkıcı. kendisinin tarzını ve sesini orjinal bulmaktayım. indie, psychodelik rock sevenlerin seveceğini düşünüyorum.
bir de aynı isimli bir film varmış ama ben izlemedim o konuda yorum yapamayacğım, izleyen arkadaşlar varsa bilgilendirsin.
yeni dinleyeceklere önerim,
birth in reverse
bir de aynı isimli bir film varmış ama ben izlemedim o konuda yorum yapamayacğım, izleyen arkadaşlar varsa bilgilendirsin.
yeni dinleyeceklere önerim,
birth in reverse
valla erzurumda bulunmadım ama kesinlikle kars'a gitmeni öneriririm. ani harabeleri, çıldır gölü kesinlikle görmelisin.
cumhuriyet gazetesinde yayınlanan röportajında samimi açıklamalarda bulunmuş ankara büyükşehir belediye başkanı adayı.
bir ara çok aktiftik sanki, ne oldu bize mükremin
valla ben olsam sıçmayı ya da işemeyi denerim herhalde.
albert camus'un düşüş adlı kitabında şu şekilde tasvir ettiği hücre;
"boğuntu hücresinde yaşamak gerekiyordu. sahi,
ortaçağda boğuntu hücresi adı verilen o zindan hücresini bilmezsiniz. genellikle insan ömür boyu unutuluyordu orada. bu hücre şaşılacak boyutlarıyla ayrılıyordu ötekilerden. bir insanın ayakta duramayacağı kadar alçak, yatamayacağı kadar da dardı. engelli bir durum
almak, köşegen biçiminde yaşamak gerekiyordu orada; uyku bir düşüş, uyanıklık bir çömelmeydi. azizim, sözcüklerimi ölçerek söylüyorum, bu basit buluşta deha vardı. her allah’ın günü, bedenini uyuşturan o hareketsiz baskı altında mahkûm, suçlu olduğunu ve masumluğun keyifle gezinmek demek olduğunu öğreniyordu"
"boğuntu hücresinde yaşamak gerekiyordu. sahi,
ortaçağda boğuntu hücresi adı verilen o zindan hücresini bilmezsiniz. genellikle insan ömür boyu unutuluyordu orada. bu hücre şaşılacak boyutlarıyla ayrılıyordu ötekilerden. bir insanın ayakta duramayacağı kadar alçak, yatamayacağı kadar da dardı. engelli bir durum
almak, köşegen biçiminde yaşamak gerekiyordu orada; uyku bir düşüş, uyanıklık bir çömelmeydi. azizim, sözcüklerimi ölçerek söylüyorum, bu basit buluşta deha vardı. her allah’ın günü, bedenini uyuşturan o hareketsiz baskı altında mahkûm, suçlu olduğunu ve masumluğun keyifle gezinmek demek olduğunu öğreniyordu"
şuana kadar izlediğim en sağlam yorumcu. ingiltere ve diğer ada ülkelerinden, football manager'den verdiği örneklerle gönlümü kazanmıştır.