#tüm ozgurbulut34 entry'leri

yıllar yollar daha neler
akıl almaz bahaneler
seni beni aldı eller
sevdamıza tuzaklar var...

vur sazının tellerine
başka eller ellerinde
keşkeler düşsün diline
sevdamıza tuzaklar var...

buda benden gelsin o vakit, pek kimse bilmez ama güzel şarkıdır.

nilgül - yıllar yollar
bizde eskiden msn de duruma yazardik. belki mesaji almasi gereken kisi okur diye bir avuntuyla, ne okuyan oldu o mesajlari, ne de gorup halimize ve caresizligimize aciyan.
3 yıl önce bugün vahşice katledilen dünya güzeli, ana baba kuzusu gencecik bir çicek.
ne çabuk unuttuk değil mi?
bu ayıpta bize bin yıl yeter.
nur içinde uyu güzel kuzum...
aynı işi şahin k yapınca halk kahramanı, sibel kekilli yapınca tü kaka pislik öcü.
umarım tez vakitte hepimiz doğru yolu bulup neyin ne olduğunu anlarız.
burası genelde karıştırılır, şöyle ki
adalara bakan yanı (acıbaden tarafı) küçük, boğaza bakan (üsküdar tarafı) büyük çamlıcadır.
fakat gezilebilir alan ve yeşillik sebebiyle genellikle ikisi birbirine karıştırılır.
büyük çamlıca: 90 larda burada fayton olurdu gezinti yapabilirdiniz, bir kaç tane mezar vardı mezar taşlarında oluklar bulunan rivayete göre bu oluklara taşınızı tutturursanız dileğiniz kabul olurdu, yeme içme yerleri, dondurma, kağıt helva (bugün 1 tl) falan inanılmaz pahalıydı o kadar pahalı ki 100 kere gittiysek babam 2 kere ancak almıştı, birde girişte (şimdi sanırım anaokulu oldu orası) sağda bir müze vardı.
sonra ibb işe el attı fiyatlar ucuzladı, kişi kalitesi düştü.

küçük çamlıca: burayı hiç sevemedim oldum olası aklımda ordan annemlerin falan bir ot topladığı kalmış , birde macuncu emin dayı kalmış, büyük zenginler içinde küçük orta halli insanlar içindi diyebiliriz ayrım yapmak gerekiyorsa.

ikiside güzeldir, kışın gidilmesi tavsiye edilir.
benim evime komşu olan dağ, 92-93 senelerinde burayı görürdük evin oradan (eve kuş bakışı 1,5 km mesafededir düz bir çizgi hizasında) o kadar yüksekte o kadar tepede görünürdü ki sanki evereste bakıyor gibi hissederdik, sonrasında gecekondu kültürü ve müteahitler sağolsun dibine kadar ev yapıp dağı küçücük bıraktılar.
aydos kalesi ni ilk görüşüm 1993 yılının kurban bayramıydı, çok uzun bir uğraş sonucu çıkmıştık, o zaman çiçek gibiydi, hiç kimse daha elini sürmemiş (biraz kaç kazılmış yer dışında) bozulmamış kuytu bir yerdi, sonra defineciler, kendini bilmezler sayesinde piç oldu gitti.
36 yıllık istanbul lu olarak hakkında pek çok şeyin başkaları tarafından yanlış bilindiği ilçedir.
kadıköy eskiden beri gidip takıldığımız uğrak yerimizdir, 7 yaşında barış manço ya, 8 yaşında sinemaya, 10 yaşında akmar pasajına (kaset almak için), 12 yaşında fenerbahçe pyramid ve fame city ye, 13 yaşında bit pazarına alıştığımız ve ilerleyen yaşlarımızda bize çok şey katmış ilçedir.
eskiden kadıköy ün bir durgunluğu güzelliği vardı, özgürlükler ilçesiydi ancak herkeste bir saygı anlayış hoşgörü olurdu.
2013 yılı sonrası (özellikle gezi olayları sonrası) beyoğlu belediyesinin ruhsat problemleri sebebiyle buradaki mekan işletmecileri kadıköye kaymaya başladı, dolayısıyla yanlarında bir sürü pislik getirdiler, şimdi kadıköy nasıl mı?

* insanların saygısızcı kafasına göre takıldığı
* özgürüm ben yeaa kimse karışamaz diye taşkınlıklar çıkardığı
* kafalarına göre standlar açarak son ses müzikle halay çektikleri
* dışarıdan gelen abazan erkeklerin her kıza potansiyel kaşar gözüyle baktığı
* kültür ve görgünün hızla uzaklaştığı

bir ilçe olarak tarihte ki yerini almaya başladı, eski güzel kadıköy gitti yerine biz özgürüz burada özgür bir ilçe kafasında başkalarına saygısı olmayan bir sürü insanın doluştuğu saçma sapan bir ilçe geldi.
yazık üzülerek yok oluşunu izliyorum
uuu bundan benim vardı. kaç sene olmuş be 20 sene falan kız ankarada ben istanbul da 2 yıllık sürede 2 kere görüşebildik sadece, bunun dışında bir sürü turkcell faturası, dünya kadar ev telefonu faturası yadigar kaldı.
saf ve temiz zamanlarımızdı...