#tüm haci-bomontioglu entry'leri

kendi çalışanı olmasak bile şirketlerin üzerimizde mobbing baskısı yaratmasına sebebiyet vermesini bir türlü kaldıramıyorum.
her an her durumda bizi aramaları her şeyini yarım bırakmana sebep olabiliyor.
bazı noktalarda hukuki yaptırımların tam da burada olmasını delice arzuluyorum işte.
ama sizde çok iyi biliyorsunuz ki buraya gelmeden önce anayasanın yaptırım uygulaması gereken o kadar çok yer var ki. bunu yazarken bile kendime y. sen kimsin dedim.
bende bir liste atmak isterim.

extremely wicked shockingly
enigma
republic of rose ısland
the oxford murders
kramer vs. kramer
a history of violence
vivaryum
mad to be normal
1408
303
1984
23
ince memes diye okuyup geldim. dedim iyi bir şey bakalım anlayacak mıyım diye ama. Yaşar Kemal usta'nın ismini görünce yıkıldım.
makyaj yapana da laf söylüyoruz yapmayana da laf söylüyoruz.
yok bu abartı oldu
yok bu bizim çevreye uygun mu?
yok iki kalem çekemiyor musun?
yok efendim diye diye uzuyor bu kurduğumuz cümleler.

sizin estetik anlayışınız bile metalaşmış durumdayken, iyi görünümlü bir kadının ve ya bir erkeğin zihninizde oluşturulduğu bu saplantılı fikirden kurtulmaya yaklaştığınız zaman belki de ayılırsınız bu kapitalizm'in dayatmacılığından.
bu sisteme göbek bağı ile bağlı olan thomas enderson'dan hiç bir farkınız olduğunu göremeyecek kadar kör olmamızın gerçekliğinden kaçmaktan başka yaptığınız ne var?

bir insanın nasıl göründüğünden çok ne söylediğine bakarak birbirimizi anlamadan dinlemeden önizlenimli önyargılarımızdan ne zaman vaz geçeceğiz acaba.
Yeni yıldan öncelikle hepimiz için sağlık diliyorum. Geri kalan her şey için çözümler bulabileceğimiz seviyeye geleceğimizden asla umudumu kesmeyeceğim. Çünkü bildiğim en temel esaslardan birisi " daha güzel bir dünya olabileceğini biliyor olmamdır " kendi cümlemi de tırnak içine alarak düşünce yapımızın bu denli objektif olması kaçınılmaz olmalıdır mesajını da vermek isterim
Pandemi'in ilk başlarında durumun bu kadar vahim olacağından habersiz bir şekilde bir arkadaşımla başka bir arkadaşın kafesinin tadilatında yardımcı oluyoruz. işte boyaya yardımcı oluyoruz tabi boyacı geliyor. fırçayı ve şunu uzat şunu ser. gelen insanların işlerini kolaylaştırarak işlerin daha erken bitmesini hedefliyoruz aslında. bazı ustalar yine yevmiye kafasında oldukları için, işi ne kadar savsaklarlarsa gündelik hesabı çalıştıklarından daha fazla para ödemek zoruna kalacak arkadaşımız. bir gün fayasn ustasına yardım ederken pisuvarları düşürüp kırdık. hem ustayı orada az çalıştırmak istiyoruz hemde malzemeyi kırarak daha fazla zarar getiriyoruz. "hemen Ulus'a gidip Rüzgarlı'nın aşağı taraflarında ki inşaat malzemesi satan yerlerden almamız gerek " dedim arkadaşıma. Ankara'da yaşadığımız için ve ben uzun yıllar Ulus'da çalıştığım için, nereden ucuz mal alınır iyi bilirim. hemen dolmuşa atlayıp yarım saat içinde Ulus'a indik. Alelacele giderken bir yandan da heykelin bulunduğu cadde üzerinde polis grupları var. yolun kenarlarına üzerinde polis yazan mavi ayaklı eşşeklerden koyuyorlar. Neyse arkadaşla nalbur gibi bir yere girip iki tane pisuar aldık. adamlar " arabanız var mı arabaya taşıyalım " diyence. bizde elde götüreceğimizi söyledik. adamlar ayıplar ve şaşırmış bir şekilde yüzümüze baktılar. bir tanesini ben aldım diğerini de arkadaşım. pavyonların önünden güle güle geçiyoruz. işte pisuvarı kafasına geçirip yaratık (alien ) filmininin cosplayını yapıyor.
saçmalıyoruz tamamen. bende x man pisuaradam diyerek pisuvarı karnımın önüne yaslamış şekilde yürüyorum. genelde sıklıkla yaptığımız bir durum bu aslında. elimizde ne varsa ona göre bir şeyler uyduruyoruz. Sonra ikimiz de yeterli bulduk ki tutulabilecek en doğru şekilde tutmaya çalışarak tam köşeyi dönüp ana caddeye cıktık ki, gelirken gördüğümüz polislerin hepsi karşımızda duruyor. arkadaşımla dönüp birbirimize anlamsız şekilde baktıkten sonra içimden diyorum ki " ulan cumhurbaşkanı geçiyor ya buradan biz de elimizde bunlarla çıkmışız yola, polisler cb'yi protesto edeceğimizi düşündükleri için mi böyle bakıyorlar bana " diye bir psikoza girdim. arkadaşımla birlikte koşmaya başladık. o da ben koşuyorum diye koşmaya başlamış. sonrasında anlatıyor bunu bana. neyse. biraz önce eğlencelik olan pisuvar koşarken bir göhsüme vuruyor bir de oradan sekince ivme kazanıp tutmamı zorlaştırıyor. arkamıza bakmadan koşmaya devam ederken hemen yanımızda ucları gözüken joplar belirmeye başladı ama bizim tempomuzda ilerliyor. biraz daha koştuktan sonra polislerle birlikte koşuyor olduğumuzu fark ederek yavaşlıyoruz ama aynı aptal ifade ile birbirimize bakarak.
meğerse gerçekten cb'nı protesto edecek olan eyt'li grubu kovalamakmış amaçları. biraz daha cosplay yapmış olsaydık bu paniği yaşamayacaktık.