#tüm diyedusunuyorumben başlıkları

hepimiz bu durumu çok defa yaşamışızdır. genelde internet veya tv'de izlediğim şeylerde yaşıyorum bu hissiyatı. örnek vermek gerekirse;
(bkz: tiktok videoları)
İlk defa karşılaştığımız bazı durumlara veya nesnelere karşı olabilen durumlar. Bazen bunlara hemen adapte olsak da, bazen istediğimiz gibi sonuçlanmıyor. Bununla alakalı başımdan geçen olayı anlatmak istiyorum sözlük..

2012 kışında polonya'ya gitmiştim. O dönemki kız arkadaşım orada yaşıyor. Tabii yeşil pasaportun verdiği rahatlıkla kafama göre zırt pırt gidiyorum o zamanlar. Bilen bilir polonya'nın kışı serttir. atkı, bere, eldiven üçlüsü olmazsa olmazdır. Gündüz dahi dışarıda çok fazla zaman geçirmek mümkün değildir, insanın b.ku donar afedersin. Hal böyle olunca dedim ki ulan geldik şuraya zaten hava buz, pub görmekten de içimiz kıyıldı, Yarın akşam güzel bir yemeğe çıkalım. Sordum, soruşturdum güzel bir restaurant buldum. hani şu menüleri ansiklopedi gibi olanlardan. bir gün önceden rezervasyon vs. derken ertesi gün akşam oldu ve restauranta gideceğiz. Benim de huyumdur -fizyolojime tüküreyim- ne zaman evden çıkacak olsam kapıda tuvaletim gelir. Rezervasyona geç kalmamak için bu seferlik dur evladım dedim ve atladım taksiye. Her neyse mekana vardık, masamız hazır, ansiklopedilerimiz geldi, yemekler söylendi, şarap tavsiyesi alındı. Şamdanlar, avizeler, insanlar şıkır şıkır, ambiyans müthiş. arka planda inceden smooth jazz ve şehir manzarası eşliğinde hem sevdiceğimle bu güzel anın keyfini çıkarıyorum, hem de tam istediğim romantizmi yakalamış olmanın verdiği mağrur ifadeyi takınıyorum. Bunun yanında yediğim yemekle birlikte alt tarafın gitgide harekete geçtiğini de hissediyorum. Şimdi Yazılı olmayan şöyle bir kural vardır; kalkıp tuvalete giden kişi 10 dakikadan fazla gelmediyse ihalenin büyük olduğu düşünülür. Bunu da bildiğimden, hızlı davranıp işimi halledip geleceğim. Ne kadar sevgilim de olsa bu güzel ambiyansta s.çtığım bilinsin istemiyorum açıkçası. Birazdan geliyorum deyip daha önceden gözüme kestirdiğim, işinin ehli duran garson abimize doğru yöneldim. Tuvaletin yerini sorduktan sonra kapısına geldim. Kapıda unisex olduğunu belli eden, her iki cinsiyetin de sembolleri olduğunu görünce "ulan ecnebiler işte, rahat adamlar" diye düşünmeden edemedim.
Neyse İçeri girdim ve kafamı sağa çevirdikten sonra o da ne? Tuvaletlerin etrafı cam. Evet cam. Bildiğin duvara monteli klozetlerin 3 tarafı, kapısı dahil cam. Ulan bu nasıl ecnebilik? Böyle bir genişlik mi var? Napıcam şimdi ben? Sonuçta kıçını başını örten insanlarız. Dışarıdan bakıyorum yok, içine girip kapıyı kapatıyorum yok abi. görünüyor her şey meydanda. Tam Bu sırada içeri bir hanımefendi girdi, panikle kapıyı kapatıp işim bitmiş edasıyla lavaboya yöneldim. Yavaş hareketlerle elimi yıkarken, İçimden de Bir an önce gitmesini diliyorum. Aynadan küçük bir hareketle selamlaştıktan sonra kadın makyajını tazelemeye başladı. Tam zamanında! Yine yavaş hareketlerle Ellerimi kurutup kapının önüne çıktım. Bir yandan da gözüm saatte 5 6 dakika olmuş durumda, zaman azalıyor. Koridorda kadının çıkmasını beklerken içeriyle ilgili planım da şu; tuvalet kağıtlarını belli uzunluklarla koparıp, kabinin üstünden püskül gibi yan yana sarkıtıp, kendime birnevi siper oluşturup işimi göreceğim.
Kadının çıkmasıyla içeri füze gibi dalışım bir oldu. Planımı uyguluyorum, her şey yolunda derken içeri biri daha giriyor. bu seferki iri yarı bir abimiz. Nereden çıktınız yine diye söylenirken yan kabine hareketlendiğini farkediyorum. Fakat bu sefer Klozete oturmuş kağıdı koparıyorum, kararlıyım. bir yandan da Göz ucuyla abinin ne yapacağını takip ediyorum. peki ne olsa beğenirsiniz "çıkırt" kapıyı kitliyor ve Tam olarak şurada gördüğünüz olay gerçekleşiyor. Ah cahil evladım benim hadi bunu hiç görmedin, kapıyı neden kitlemezsin...
Bugün itibariyle farkedip ürperdiğim durum. Yıllar geçiyor be sözlük. En pahalı şey ise zaman...
ritmi teatral gösteriyle birleştiren ingitere'de kurulmuş bir perküsyon grubu. sahne performansı nedir? nasıl yapılır? sorularının vücut bulmuş hali gibiler. gösterileri sırasında basit nesneler veya vücutlarını kullanıyorlar genelde . 2014 yılında türkiye'ye geldiklerinde izleme şansım olmuştu. gösterilerinin uzun hali youtube'da mevcut. izlemek isteyenler için burayı yeşillendireyim.
harlem doğumlu, grammy ödüllü audioslave, rage against the machine gibi gruplarda çalmış olan rock gitaristi. dinlediğim en karakteristik gitaristlerden birisidir. çaldığı tonlar ve kullandığı-yaptığı efektlerle her parçada özgün tarzını rahatça ortaya koyuyor, o olduğunu şıp diye anlayabiliyorsunuz.
bir şarkıda gitarın sapıyla perdeleri arasında kalan telleri kullanarak küçük bir partisyon çaldığını görmüştüm.
nasıl her insan ölümü tadacaksa, inanın bana her birimiz bir gün bu eylemi yapacaktır. ben yapmamıştım, yeni katıldım kulübe.
(bkz: pirince yatıranlar derneği)
sadece yabancıların öpüştüğünü ve elektrikler kesilince arabaların da ışıklarının söndüğünü zannederdim.
avustralya'lı bir beatbox sanatçısı. tedx performansı videosu en çok izlenen performans olmuş. sempatik, eğlenceli bir arkadaş. pek aram olmayan bir alan olsa da gösterisini seyirlik buldum.
merak edenler için buraya bırakıyorum.
Toplum içinde alışagelmiş olarak veya nezaketen yaptığımız gündelik davranışlar.

Örneğin: yokuş çıkana yol vermek.
Az önce denk geldiğim dizi. İzlemeden saçma demeyin abi izledim çok saçma. Amerika'lı süper kahramanlar + dua + bolca florasan formülüyle yapılmış iman-kurgu dizisi. Cehapeli bir kötü karakter beklemekteyim. Ayrıca o maske nedir öyle ya.
Tufan sen misin oğlum çıkar lan şu gözlüğü