#tüm cassiopeia entry'leri

alkolün verdiği cesaret sahtedir. mesaj atma isteği bulunuyor ve bu isteğe göre "atsam mı atmasam mı" düşüncelerine girişiliyorsa daha tam olmamıştır o kişi, bunun kıvamı çat diye mesajı göndermiş olmaktadır.
buralarda bi kokoreççide şu cümle yazılıydı kalın puntoyla: "bazen özledim diyemezsin, kokoreç yiyek mi dersin." seviyosan, sevdiğin insanla kokoreç yemeye karar veriyosan ve kokoreç yiyiyorsan onunla gecenin bir vakti; "ay alt tarafı ince bağırsak" dediğin şeye bile üç roman beş şiir yazabiliyorsun. oluyor böyle şeyler.
kalpten akla giden yoldur.
öyle ki kalpten yola çıkınca atılan her adım geri gider. gide gide bir bakmışsınız, kalbinizin derinlerine kendiniz batıp kendiniz kendi içinizi kanatmışsınız. buralar hep darma duman.
türk gezginlerin milli sponsoru olarak (bkz: decathlon) quechua'nın elli litre çantası ilk tur çantamdır. daha iyisi var mı? elbette. çok da yüksek tutamadığım beklentilerimi hayli karşılayıp beni çok yormayan, dağıma taşıma eşlik eden rahat çanta markasıdır.
karşına ayı, domuz vs. çıkmadığı sürece kabul edilebilir bir eylem değildir.
her şeyin dışında, eskişehir'de şelalepark'a çıkıp "şu karşısı deniz olsa yaşarım ben burda" dediğim şehirdir.
gece yarısından sonra sokakları
sabahın ilk saatlerinde insanların suratları
şehri gören huzurlu bir tepe bulunup bulunmadığı
çok sevdiğim bisikletli gezginin (bkz: 700binkm) enstrümanı kemençeydi. bunun yanında gezimin bir bölümünde mızıka taşımışlığım var, ardından yollara hediye ettim. (evet kayboldu..)
ilk sahip olduğum o ilk üretimlik turkuaz bileklik, bağlandığı günden beri bileğimden çıkarmadığım bilekliktir. sonradan üretimler de geldi yanına, onları çıkardım da bir turkuazı çıkarmaya kıyamıyorum.