#tüm bilemedim-simdi başlıkları

Aslında speaking açısından baya yararlı bir uygulama olduğunu düşünüyorum ben fakat ücretli. Uygulamanın avantajı şu, yabancı eğitmenlerle birebir ingilizce konuşuyorsun görüntülü bir şekilde. İlk indirdiğinde 5 dakika konuşma ücretsiz, sonrası ücretli.
Stephan King'in aynı isimli romanından uyarlama dizi, bu yıl yeni sezonu da gelecekmiş. tabi stephan king'den ne bekleriz? Korku, gizem, gerilim. Dizide hepsi var. Ama dizi ağır ilerliyo, yavaş ilerliyo. Başıma bir şey gelmeyecekse çoğu sahneyi atladım. Ayrıca bu kadar gizemli olması da beni biraz sıktı. 7. Bölümden sonra bir şeyler olmaya başlıyor dedikten sonra, hadi babam sonu da bağlayamadılar sezon finalini de beğenmedim. Yine de başroldeki oğlan tam uymuş karaktere. Bön bön bakmalar falan
Baya beğendiğim filmler imdb puanı düşük olsa da izlerim
Shutter island
Guguk kuşu
Beautiful mind
Fight clup
Psycho
The machinist
Black swan
İdentity
The perfect host
Haute tension
Split
Beyzanın kadınları
Girl unterrupted
Nymphomaniac
Bu diziyi bulunca ben baya sevindim oo netflix dizisi hariç ye bir şeyler falan diye. Fakat dizinin 2. Sezonu iptal edilmiş neden ki ya? Bilim kurgu olarak konu bütünlüğü işleniş , oyunculuklar gayet iyiydi bence. Ben açıkcası baya merak edip bir anda izledim bu diziyi. Zamanda yolculuk vs seviyorsanız ben izleyin derim 8/10
Aynı isimli romanın bir de filmi vardır. Dizisi hakkında da evet gerçekten vasat oyunculuklar klişeler vs. Ama ben oturup izledim baya, nedense bu tarz diziler benim garip bir şekilde hoşuma gidiyor ya full zaman kaybı falan olsa da.
Bu dizinin beni kendine çeken yönü bu tarz dizilerle kıyaslandığında farklı bir konseptinin olması ve klişeden ayrılması oldu bence. Dizi farklı ilerliyor mesela the mist ile kıyaslandığında falan. Oyunculuklar baya vasat, hatta sonu da baya kötü. İzlediğimde ne bu şimdi? Falan oldum ben ama ilk beş bölüm falan iyiydi. Netflix dizisi işte zaten ne bekliyoruz ki allaseeen
--- spoiler ---
bu arada hangi bölümde oldu hatırlamıyorum bi grup yamyama denk düşüyordu bizimkiler, orda evi görür görmez bunlar kesin insan yiyodur burda dedim hajajaj o bölüm iyiydi ama
--- spoiler ---
Dizinin tamamını izleyemedim fakat değişik bir psikolojik rahatsızlığı konu alıyor. Diziyi izlerken o rahatsız edici hava, sanki yönetmen düz duvara uzun tırnak sürtmüş gibi hissettiriyor. Kötü yanı, dizi çok ağır ilerliyor fakat oyunculuklar çok iyi benim puanım 8 kanka. Bu arada az bilinen kaliteli diziler listesine girer bu
Margaret Atwood'un 1985 yılında yazdığı aynı isimli romanından uyarlanmış başrolde Elisabeth Moss'un yer aldığı 'distopik' dizi
--- spoiler ---
Dizi 2015 yılında geçiyor Glicead isimli bölgede hava koşulları ve çevresel faktörlerle kadınlar kısır kalmaya başlıyor. Devlet sıkıyönetim ilan ediyor ,teröristler suçlanarak anayasa değişikliği yapılıyor. yeni anayasa kadınlara ve en geniş tanımıyla insanlara saldırır nitelikte. Bölgede kalan son doğurgan kadınlar yakalanılıyor çocuklarından ve ailelerinden ayrılarak bölgenin yüksek konumda bulunan ve çocuğu olmayan komutan ve eşlerinin yanına 'damızlık' olarak yollanılıyor. Kadınların o evlerde bulunmasının tek sebebi tecavüze uğramak ve onlara bir çocuk vermek. Her ayın belli günlerinde komutan tarafından tecavüze uğruyan kadınlar çaresizlik ile hiçbir şey yapamıyorlar.
Kadınların isimlerini kullanmaları,kitap okumaları vb vb bütün insancıl hakları yasaklanıyor ve kadınlar hükümetin malı sayılıyor. Yeni isimler ise bulundukları evin sahibine göre değişiyor mesela Fred ise Offred gibi.
Dizi her ne kadar distopik gibi gözükse de bence Türkiye hatta dünyanın içinde bulunduğu gerçekleri önümüze koyuyor.
Kadınları metalaştıran bütün unsurlar dizide mevcut olduğundan diziyi izlerken sinirlenmemek öfkelenmemek elde değil
baskıcı eril zihniyeti tam anlamıyla hissediyoruz
bana göre dizi başkaldırmazsan neler olabilceğini ve bütün bu olanlara nasıl alışılabilceğini gösteriyor
örneğin önceden istediği gibi dışarı çıkabilen tamamen özgür bir kadın olan June artık 1 saatliğine ev için alışverişe çıkıyor bu sahneler ve June'un alışverişe çıkabildiği için mutlu oluşu bana tek bir cümleyi hatırlattı 'siyasi mahkumları düşün,açıkcezaevinde gökyüzünü sadece bir saat görebilmek için bütün çöpleri toplarlardı' Offred de bir mahkumdu.
yazımı bitirmeden önce de bir replik ekliyim
'kongreyi katlettiklerinde uykudaydım
teröristleri suçlayarak anayasasayı değiştirdiklerinde de uyanmadım
hiçbir şey aniden değişmez
kaynayan bir suda yavaş yavaş ölürsünüz'
'belki de teröristler hiç olmadı'

Bu arada kadınların örgütlü mücadele verceği zamanı da bekliyorum
şimdi 'biz' olmalıyız
çünkü artık 'onlar' var

bizden bir ordu yaratmak istemiyorlarsa bize üniforma giydirmeyeceklerdi
--- spoiler ---
Biyolojik olarak kadın , erkek cinsiyetlerimizin yanı sıra Kadın ve erkekten sosyal-kültürel anlamda beklenen rollerdir. Toplumsal cinsiyet, bize kim olmamız ve nasıl davranmamız gerektiğini söyler. Toplumsal cinsiyet kadın ve erkeklerin davranışlarını inşa eder. Toplumsal cinsiyet, bebeklikten başlayarak hayatımızın her alanında karşımıza çıkacaktır. Toplumsal cinsiyet rollerine göre kız bebek pembe,erkek bebek mavi kıyafetler giymeli. Kız cocugu bebeklerle, erkek cocugu arabalara oynamalıdır. Evin reisi "baba"dır, ev işlerini anne yapar, yemek yapmak,cocuk bakmak annenin göreviyken, eve para getirmek babanın görevidir. Toplumsal cinsiyet rollerimize göre kadınlar kırılgan, hassas , narin varlıklardır. Erkekler ise güçlü, sert. Bu ve bu gibi örnekler çoğaltılabilirken,kadınların ve erkeklerin bu roller altında tabii ki ezildiğini söyleyerek, erkeklere dayatılan bu rollerin, erkek davranışlarını inşaa etmede büyük bir rol oynadığını,her kadının da ,yaratılan bu cinsiyet rollerinin altında ezildiğini,şiddete uğradığını, taciz edildiğini ve hatta öldürüldüğünü belirtmekte fayda var. Toplumun bizden beklediği rolleri aşıp, canımız nasıl isterse öyle davrandığımız zaman; "erkekler ağlamaz! Ne ağlıyorsun karı gibi zırlama" diyenlere inat , hüngür hüngür ağladığımız zaman, "sen kadınsın bu kısa saç ne böyle erkek gibi" diyenlere inat , saçlarımızı canımız ne isterse onu yaptığımız zaman,"kadınsın sen, senin yerin ev,otur evinde" diyenlere inat, yaşamın her alanında üretip ,yaşamın her alanında var olduğumuzda;özgürleşecek dünya.. kalın sağlıcakla.
İnsanların gelecekte veya şu anki yaşantısında başına gelmesini istemediği kötü - negatif şeyler ütopyanın zıttı. (bkz: black mirror)