#tüm bad-motherfucker entry'leri

katalan mimar antoni gaudi'nin barcelona'ya kazandırdığı nadide bir eserdir. canlı renkli cam yapılar ve seramikler ile kaplı, dalgalı yüzeyli binalara sahip, barcelona şehrini ve sahilini tepeden gören bir parktır. parkın iç kısmına girişi 2016 yılı itibariyle 8 euro'ydu. dış kısmında bulunan ve parkı çevreleyen yürüyüş yolu ücretsizdi. parkın ücretli kısmına girmeseniz dahi, söz edilen ücretsiz yürüyüş yolundan barcelona şehrini seyredebilir, banklarda otururken ağaçlardaki bir çok farklı kuş ve papağan türünün dansını izleyebilirsiniz.
kelime anlamı yeni sanat olan bir akımdır. ana fikri, eserlerdeki abartılı dekoratif süslemeler, kıvrımlar ve bitkisel desenlerdir. art nouveau ismi, 1896 yılında paris'te açılmış ve açıldığı zaman garip olarak değerlendirilebilecek mobilyalar ve aksesuarlar satan bir mağazadan gelir.
art nouveau'nun mimari alanındaki öncüleri arasında, la sagrada familia, casa milà gibi eserlerin mimarı antoni gaudi, paris metrosunun girişlerini tasarlayan hector guimard, prag'daki jubile sinagogu'nu tasarlayan william stiassny, budapeşte'de bulunan uygulamamlı sanatlar müzesi'nin yaratıcıları ödön lechner ve gyula pártos sayılabilir.
"doğada düz çizgiler yoktur" fikrinden yola çıkarak, doğadan aldığı ilhamla tasarlamıştır eserlerini dahi mimar gaudi. art nouveau akımının ispanya'daki temsilcisidir. la pedrera, ya da bilinen adıyla casa milà, dalgalı yapısıyla bu fikrin en önemli örneğidir.
(bkz: art nouveau)
(bkz: casa milà)
(bkz: la sagrada familia)
(bkz: park güell)
tyrion reyiz, duvarın tepesine çıkıp dünyanın sonuna işemişti. zirve budur.
kitabın iş bankası yayınlarından çıkan türkçe çevirisinde geçen "zumzuğu çakmak" (yumruk atmak) ifadesi her defasında güldürür.
eğer ailenizle birlikte yaşıyorsanız; o özenle biriktirdiğiniz koleksiyonun arasında, anne tarafından buzdolabına yapıştırılan, üzerinde "kınamıza hoşgeldiniz" yazılı ufak yastık şeklinde veya benzeri bir magnet vardır mutlaka.
krakow old town merkezindeki meydanda st. mary kilisesi bulunur. kilisenin en yüksek kulesi, tarihi leh krallığının bu tarihi başkentine saldırı halinde olan düşmanlara karşı bir gözetleme ve haberleşme kulesidir. 1241 yılındaki moğol istilası, general subutay komutasında krakow kapılarına dayandığında, kuledeki nöbetçi "hejnał mariacki" diye bilinen ve trompetle çalınan melodiyi çalmaya başlar. fakat melodi yarısında kesilir, zira nöbetçi, şehrin dışından atılan bir okla boğazından vurulmuştur. istilanın devamında neler olmuş ben şahsen bilmiyorum fakat bu tarihi gelenek, günümüzde St. Mary kilisesinde saat başı sürdürülür. trompetçi, melodiyi yarıda kestiğinde meydandaki kalabalıktan coşkulu reaksiyonlar görmek mümkündür.