#tüm aydingndz başlıkları

yeni dönemde izmir belediye başkanı olarak seçilmiş, oldukça sempatik görünen bir kişidir.
geçtiğimiz günlerde sosyal mecralarda makam aracı olarak bisiklet kullanırken ve 23 nisan kutlamaları sırasında bir çocuğun başını öperken çekilmiş fotoğrafı ile karşımıza çıktı.
geldiği günden itibaren vaadini verdiği hedefleri yapmaya yönelik çalışmalar yapmakla beraber şimdi de 24 saat canlı izmir düşüncesiyle toplu taşımaların gece de çalışmasını sağlayacak adımlar atma kararı almış ve biz gençleri sevindirmiştir.
mikro-art konusunda son zamanlarda ses getiren bir sanatçıdır. kendisi, pirincin ve hatta iğnenin üzerinde sanat eseri yaratan sanatçı olarak nitelendirilir.
yakın zamanlarda yurtdışına da gidip sergi açtığını sosyal medyadan takip etmiştim.
instagram’dan takip etmek isteyenler için: hasankale_microangelo kullanıcı adıyla bulabilirler.
yolunuz izmir, bostanlı’ya düşerse muhakkak kahvesini içmeniz veya güzel atıştırmalıklarını yemenizi tavsiye edebileceğim güzel bir mekandır. son zamanlarda kahveciler bu kadar artmasına rağmen güzel kahve aromasını kaçırmamış olan bu güzel mekanı sizinle de paylaşmak istedim.
1966, Adana doğumlu Türk yazar.
Şu ana kadar okuduğum ‘bizim büyük çaresizliğimiz’ ve ‘veciz sözler’ adlı hikaye tadındaki romanlarla okuyanın zihninde çok hoş tat bırakan yazardır.
güzel kurguyla beraber romandaki karakterleri hayatımızdaki birer insanlarmışcasına sevdirmesiyle kısa zamanda kendisi alıştım ve bütün romanlarını da okumak istediğimi söyleyebilirim.
vladimir nabokov’un 1955 yılında yayımlanmış romanıdır. romandaki ana karakterin ergenliğindeki başarısız cinsel deneyiminin hayatının her döneminde canlandırmak istemesi ve ‘su periciği’ olarak adlandırdığı küçük kızlara duyduğu aşkı meşrulaştırmaya çalışmasını anlatan bir kurgudur. okuyan bir çok insanı rahatsız etmesiyle eleştiriler almasıyla birlikte beğenen kişilerin de olduğunu etrafımda deneyimledim.
cengiz aytmatov'un, 'gün olur asra bedel' adıyla çevrilmiş romanında geçen bir terimdir. her ne kadar efsane olduğu söylense de zamanında kuzey türk halklarına yapılmış işkencelerinden biridir. buna göre kişinin kafa derisi yüzülür ve ters biçimde tekrar kişinin kafasına konur ve güneşin altında bekletilir. bu süre zarfında deri iyice kafaya yapışır ve zamanla saçın beyne doğru çıkmasıyla kişi geçmişini ve kendinin kim olduğunu unutarak 'mankurt' insan haline gelir.
eğer bu konuyu merak eden varsa yukarıda bahsettiğim kitabı okumasını şiddetle tavsiye ederim.
Hınzır çocukluğumda bol bol koşup terleyerek hasta olduğum zamanlarda tanıştığım ve adını her duyduğumda burnumun ucunda bir mentol kokusu belirten şifalı bir krem.
İçindeki çok miktarda bulunan bitkiler ve bitkisel yağlar ile harmanlanarak oluşturulmakla beraber öksürük, baş ağrısı, burun tıkanıklığı ve daha nice problemi çözmede yarar sağlamaktadır.
Eğer siz de daha tanışmadıysanız bu soğuk kış günlerinde size naçizane bir tavsiyem olarak bir kenarda durabilir.