Netflix'de izlediğim Bodyguard filmin de bir şey dikkatimi çekti. Film de bir terör olayı yaşanıyor ve terör olayın da kullanınlan kişiler müslüman kimlikli insanlar olarak gösteriliyor. Kapalı bir dublörü terör olaylarına iteliyorlar;bomba yapımı, canlı bomba olma gibi şeyler. Günümüz de yaygın olan işid gibi terör örgütlerini benzetiyorlar. Kadın her pisliği yapıyor ve filmin sonunda yaşadığı güzel hayatı hiçe sayıyor ve ben bunları cihad için ve müslüman kardelerim için yaptım gibi bazı ithamlarda bulunuyor. Netflix'in böylesi bir diziyi neden yayınladığını hayla anlamış değilim. Müslümanları hedef alan bir dizi olmuş. Bu tür algı operasyonları yüzünden müslümanlar dünya da hep terörist olarak anılıcak maalesef. Ülkemizin de bir çoğu müslüman olduğu için bu durum da bizi çok büyük etkiliyor.
Troll gene troll grubu öncelikle whatsapp üzerinden kurulmuş daha sonrasın da ise Teamspeak, Steam, GameRanger, Disgord gibi uygulamalar üzerinde çeşitli oyunlar oynanılan ve çeşitli muhabbetlerin döndüğü mükemmel bir grub. web sitesini şöyle bırakayım www.trollgenetroll.com
albert camus'un düşüş adlı kitabında şu şekilde tasvir ettiği hücre;
"boğuntu hücresinde yaşamak gerekiyordu. sahi,
ortaçağda boğuntu hücresi adı verilen o zindan hücresini bilmezsiniz. genellikle insan ömür boyu unutuluyordu orada. bu hücre şaşılacak boyutlarıyla ayrılıyordu ötekilerden. bir insanın ayakta duramayacağı kadar alçak, yatamayacağı kadar da dardı. engelli bir durum
almak, köşegen biçiminde yaşamak gerekiyordu orada; uyku bir düşüş, uyanıklık bir çömelmeydi. azizim, sözcüklerimi ölçerek söylüyorum, bu basit buluşta deha vardı. her allah’ın günü, bedenini uyuşturan o hareketsiz baskı altında mahkûm, suçlu olduğunu ve masumluğun keyifle gezinmek demek olduğunu öğreniyordu"
Dizinin tamamını izleyemedim fakat değişik bir psikolojik rahatsızlığı konu alıyor. Diziyi izlerken o rahatsız edici hava, sanki yönetmen düz duvara uzun tırnak sürtmüş gibi hissettiriyor. Kötü yanı, dizi çok ağır ilerliyor fakat oyunculuklar çok iyi benim puanım 8 kanka. Bu arada az bilinen kaliteli diziler listesine girer bu
Bu diziyi bulunca ben baya sevindim oo netflix dizisi hariç ye bir şeyler falan diye. Fakat dizinin 2. Sezonu iptal edilmiş neden ki ya? Bilim kurgu olarak konu bütünlüğü işleniş , oyunculuklar gayet iyiydi bence. Ben açıkcası baya merak edip bir anda izledim bu diziyi. Zamanda yolculuk vs seviyorsanız ben izleyin derim 8/10
netflix in shooter adlı dizisinin 2. sezonu 1. bölümü izliyordum. Bir terörist saldırısı olduğunu düşündükleri bir saldırı gerçekleşiyor. Olaydan sonra ölen kişilerin Türk olduğu ortaya çıkınca ordan bi polis bunlar genelde işid gibi vb örgütlerle iş birliği içinde şeyler söylemeye başlıyor ve bu benim sinirimi birden zıplatı verdi. Türk ile işidin ne alakası var ? Türk ile bir terör örgütünü nasıl bağdaştırabilirler ? Biz zaten doğuda çoğu terör örgütüyle savaş halindeyiz. Neyin tantanası bu ? Netflix de bu aralar müslümanlara karşı algı operasyonları da yapılıyor. Biz de müslüman olduğumuz için mi acaba bu terör örgütleriyle bağdaştırılıyoruz. Bodyguard dizisinde müslümanlara karşı olan algı operasyonu hakkında yorumum da oldu ona da şu linkden ulaşabilirsiniz : http://gezginsozluk.org/e/bodyguard-67723
iki kuzenim var. birinin babası emekli paşa, diğeri evli çocuklu kendi halinde evinin babası. uzun süre görüşmeyince bir buluşma ayarlayıp taksim’deki solera winery‘de toplaştık. ortam zaten göt kadar ama şahane. herkes birbiriyle kaynaşmış ve biz 3 kişi 4 şişe şarap içtik. kafamız hoş, etrafa gülücükler atıyoruz ama çok iyiyiz. neyse gecenin ilerleyen saatleri mekandan ayrıldık. kuzenlerden biri “abi bi cila atalım mı?” demesiyle hikayemiz başladı.

nevizade’de şu an ismini hatırlamadığım bir mekana oturup bomonti filtresizlerimizi söyledik. henüz ilk şişenin ortalarına gelmemişken gençler ben lavavoya diyerek aralarından sıyrıldım. kusuyorum, kuzenlerin yanına gidiyorum, iki dakika sonra gidip yine kusuyorum. onlarda henüz bir şey yok.

mekandan ayrıldık ve babası emekli asker olan kuzen alkol aldığı için o geceyi geçirmek üzere harbiye orduevi’ne gitti. ben diğeriyle minibüslere binmek üzere mis sokağa girdik. çok sıra beklemeden cevizlibağ minibüsüne bindik. arka dörtlüye yanyana kurulduk. minibüs henüz tarlabaşı caddesinde ilerlerken ikimizde böğür böğür kusmaya başladık. bizi minibüsten attılar.

indiğimizde kusmaya devam ediyorduk. bu arada iki tane transeksüel’in bize koşarak geldiğini ve “yetişin çocuklar kan kusuyor!!” diye bağırdığını duydum. genç bir çocuk da elindeki plastik şişedekisuyu yüzümüze atmaya çalışıyordu. ben bir ara kafamı kaldırıp transeksüellerden birine “ abi kan değil şarap” dedim. etrafımıza polisler de gelmişti. neyse ben biraz kendime geldim. polis bana ambulans çağırabileceğini, alkol zehirlenmesi geçirmiş olabileceğimizi söyledi. yok abi karıştırdık biraz, sen bize bir taksi çağır yeter dedim. çok geçmeden bir taksi yanaştı. unkapanı sarnıçlara gelmeden ikimizde yine takside kusmaya başladık. adam sağa çekip bagajdan kaptığı bidonu kafamızdan aşağı boca etmeye başladı. ben cevizlibağ’da indiğimde kuzenim bayılmıştı bile. zavallı çocuk kendine bir türlü gelemediği için sabaha kadar taksici sokaklarda dolanıp durmuş.

ben ise bindiğim metrobüs ile iki durakta bir inip kusmaya devam ediyordum. eve vardığımda banyoda öğürerek safra çıkardığımı hatırlıyorum.

bu olaydan sonra 1 sene ağzıma alkol koyamadım. resmen tiksindim. işin özeti, şarap ve birayı karıştırmayın gençler.

edit: imla
kasalı bir pikap aracına otostop çekilir yaz günüdür akdenizin ılık rüzgarları teninize işler iken (bkz: eddie vedder - guaranteed) dinlenir.

(bkz: hayata dair güzel detaylar)
(bkz: 17 yaş) ağaç yaşken eğilir felsefesi ile çıkmış olduğum yol ve ilk kampımı yaptığım yaş. bu arada sözlüğün en genci hala benim sanırım...
bir çocuğa kahkaha attırmak, yolda tanıştıklarımız ile normal hayatta karşılaşmak, otostopta aynı araca gidiş-dönüş denk gelmektir.

(bkz: basit şeylerden mutlu olmak)