bu söylem farz edelim ki gerçek. Yahu biz 1. dünya savaşı, çanakkale savaşı, kurtuluş savaşı gibi pek çok savaştan çıkıp şehitlerimizin kanıyla aldık zaten bu toprakları. bu şehitler senin, benim dedemiz atamız . arastırıp baksan 2 türk ailesinin atalarında bir şehit zaten vardır. bunun bir haber değeri mi var ki?
Amsterdam’da bulunan canlı sex Showlarının yapıldığı mekan. Meşhur red lightta bulunmaktadır. Kişi başı giriş + iki alkol 55 euro. Alkolsüz giriş 45 euro ücreti bulunmaktadır.
Fiyat bilgisi ağustos 2017 tarihine göre verilmiştir
bir lisenin müdürünün okulda müfettişler kendisini denetlerken, okul bahçesinde verdiği sucuk partisidir. öğrencilerin bir kısmı kendisini protesto etmek için katılmayınca kendilerini tehdit ediyor. çocuklar olayı ailelerine söylüyor. veliler okulu basıyor. olaylar karışıyor. chp, müdür hakkında soru önergesi veriyor. güzel memleketimden enfes kareler

şuradan okuyabileceğiniz haber
2 şubat'ta yayınlanacak dev bütçeli netflix dizisi.

300 yıl sonraki gelecekte, insan bilincinin disklere kaydedilerek başka bir vücuda kolaylıkla aktarıldığı ve ölümün artık tarih olduğu bir dönemi anlatmaktadır.

trailer
öncelikle komedi oyunculuğu ve komedyenlik ayrı şeyler şahan komedyen değil bir stand-up gosterisi de yoktur çok iyi tipleme çıkarıp canlandırıyor,cem yılmaz ise yıllardır rakipsiz bir komedyen lakin o yetmeyip komedi oyunculuğu da yaparak bu alanda en iyi gişe yapan şahanla yarışıyor ve gayet zekice bir komedi sunuyor, şahan genelde aksiliklerin yol açtığı yüzeysel komedi yapıyor anlık güldürüyor ama cem yılmazın komedisi ilk izleyişte detaylarda kalabiliyor,şahan kadar gişe yapamiyor oluşu bu yüzden, her iki alanda da çok iyi iş çıkaran cem yılmazın şahanla karşılaştırılması anlamsızdır, ülkenin mizah anlayışının gelişmesini ümit ediyorum
gerçekten gerçeklik diye bir olgu var mı? yoksa sims'in geliştirilmiş bir versiyonunda yaşayan kodlardan mı ibaretiz? kendi irademize sahip miyiz? vereceğimiz tepkilerin doğruluğunu görüp kendi yaşantılarına bunları uygulamak üzere bizi yaratmış kişiler var mı? kendi simülasyonumuz içinde yaşıyor olabilir miyiz? kendi düşüncelerimizle yapay bir evrende kendimizi yeniden yaratıp en doğru kararlar için kendimizi izler miydik?

düşünün. yeni iphoneların yüz tanıma teknolojisi hakkında düşünün. google'da arattığınız her kelimeyi düşünün. telefonununuz yanınızdayken konuştuğunuz her şeyi... person of interests'deki gibi bir yapay zeka gerçekten var olsaydı onun sizi tanıması ne kadar zor olurdu? yüzünüzü kameradan tanıyıp olaylar karşısında vereceğiniz tepkileri ölçebilen, konuşmalarınızdan kişiliğinizi anlayıp o gün yiyeceğiniz yemeğe kadar tahmin edebilen bir makine gerçekten var olabilir mi? peki kafanızın içindeki bilgilerin hepsine sahip bir makinenin bir oyun yaratıp kendi "zeka"sında yarattığı sizi o oyunun içine koyması? hiç de zor görünmüyor değil mi? peki bunu ister miydiniz? yapacağınız hataların binlerce ihtimalinin değerlendirmesiyle her şeyin yolunda olmasını?

düşünün. yaşadığımız üç boyutlu evreni kendi başlarına gelecek felaketleri önlemek için aynı toplum yapısıyla yaratıp ihtimalleri değerlendiren boyutlu varlıklar olabilir mi? ya da leonard susskind'in dediği gibi evren iki boyutlu bir evrenin üç boyutlu bir holografik yansıması olabilir mi? yani kozmolojik ufukta iki boyutlu canlılar olabilir miyiz?

hadi (bkz: bilal'e anlatır gibi anlatmak) modeline geçelim.

iki boyutlu kodlamalarla üç boyutlu hologramlar yaratıp o hologramları görebiliyoruz. gerçekte de bu olabilir miyiz? gözlemlenebilir evrende bizim görebildiğimiz üç boyuta bildiğimiz zamanı da eklersek dört boyut var. fakat bundan da emin değiliz çünkü her evrenimiz zamanı da boyutları arasına alan varlıkların simülasyonu olabilir. hatta o evren de bizim bilmediğimiz başka bir boyuta daha sahip olan beş boyutlu varlıkların simülasyonu. hatta onlar da... cümleyi tahmin etmiş olmalısınız. iç içe geçmiş sonsuz simülasyon evrenlerinden birinde birer kod veya yapay zeka olarak yaşıyor olabiliriz.

düşünün. yaşadığımız üç boyutlu evrende görebildiğimiz her şey iki boyutlu. beş boyutlu evrende yaşayan varlıklar da zamanla birlikte dört boyut hissedecekler.

bunu bir kenara koyup teknolojinin bizi tanımasına dönelim.

yıllar sonra bir işe girişeceğinizi ele alalım. bu işle ilgili binlerce ihtimal olacaktır. peki tüm insanların bilgilerine sahip bir makine bu işle ilgili olan ihtimallerin her birini değerlendirip bu işe girip girmemeniz gerektiğini size söylese ne kadar güzel olurdu değil mi? değerlendirme yöntemi de simülasyonlar, yani sizin zihninizi sanal ortamda kullanmak, olurdu.

kafalar karıştı değil mi?

yaşadığınız evren gerçek sizin hatta bir başka birinin elindeki telefonun içinde olabilir. yaşadığınız evren sizden daha fazla boyutu hissedebilen varlıkların yarattığı evrenlerden birisi olabilir. ve bu şekilde milyonlarca evren ve milyonlarca siz milyonlarca ihtimal için yaratılmış kodlardan ibaret olabilirsiniz.

bence var olmaktan daha olası.
Abartı gibi görünse de gerçek olan bir durum. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda 5 büyük şehirden biri olan Sivas Türkiye'nin en çok göç veren şehridir.
Dünyanın en büyük asma köprüsüdür. 1991 metre uzunluğa sahip köprü 282 metre yüksekliğe ulaşır. Ölmeden önce görülmesi gereken mühendislik harikası köprü Japonya'da bulunur.
turkiye' nin en fazla gezen insanlarından biridir. gezginler derneği kurucudur.

sigaraya karşı savaş açmıştır.