her nedense sanatın hedef kitlesi konusunda yalnızca sanat ve toplum işlenegelmiştir. sanat yalnızca sanat ya da toplum için midir? sanat en başta sanatçı için, onun egosu için değil midir? bana kalırsa sanat bir sürü ekonomik ve sosyal motivin yanında, "sanatçıyı sanatçı yapan iç basınçlar içindir" diyorum, bi yandan muzlu sütümü içerken...
tarihi moda iskelesiyle kurbağalıderenin arasında kalan her bir taşında toprağında yüzlerce hatırası olan seneler geçtikçe o eski halinden eser kalmayan şimdilerde ise sağdan soldan uzaklardan yeni yetme saçma salak insanların gelip sahiplendiği özgür ruhlu güzelim sahil.
-Bir kadinla tanismaya calisirsan abazasindir
-Evlenirsen eve bakmak zorunda olan sensindir
-Kadinin istegini yerine getiremiyosan sen suclusundur
-Aglayamazsin,duygularin olmamalidir
-Bir kadina yardim ettiginde hemen cikarci olursun,birsey bekliyo olursun.
Hep gezip, çalışıp , yiyip içip hatta yan gelip yatacak değiliz tabi.
Askerliğini henüz yapmamış taze gezginlere kısa dönem askerlik tavsiyelerini bu başlıkta topluyoruz

iki dönem içinde geçerli bir durum bence. Teslim gününden bir gün önce gidin duşunuzu alın keşif yapın ve yarını bekleyin :)
Kampa gitmeden evvel
Muhakkak yemegimi planladigim
Sosyal ag fenomenim.
kalbiniz kırılmışken, belki reddedilmiş, belki ayrılmışken, aklınızda hala hakkında çok pozitif şeyler düşündüğünüz, hüzünlü ve depresifken çıkılan yolculuktur. genelde nereye gidildiği bilinmez, çokta umursanmaz. belki ondan uzaklaşmaya, belki de iyice yaklaşmaya. motosikletle, arabanızla, belki otobüsle. yavaş seyahat etmeyi tercih edersiniz, etraf siyahtır, belki kalbiniz kadar değil, dikkat dağınık. zaten başka birşey düşünemezsiniz. gece yolculuğu tercih edersiniz, saklanmak istersiniz herşeyden. yıldızlar size güzel hatıralarınızı hatırlatır, belki ufakta olsa gülümsersiniz. arada bir sigara yakmak için durursunuz, mevsimin sonbahar, esen rüzgarın hüznünüzü de almasını dilersiniz. kulağınızdaki kulaklık, en yakın dostunuz olur biranda. biryerde durmak ister, katlanamayacağınızı düşünürsünüz ama duramazsınız, yol da aşktır çünkü. istediğiniz gibi biryer bulma çabası olmaz, olmak istediğiniz tek yer, gidemeyeceğiniz yerdir. ama bir noktada durmak gerekir. havaya bakıp, yolculuğun bittiğinde hissettiğiniz huzur ve acınız dans eder içinizde. ama sabaha, sadece birisi kalır.
Urfalı Ahmet Amca'nın memleket hasretini dillendirdiği ve sonucunda müdüründen bir de ege görevlendirmesi ile ödüllendirilecegini öğrendiği son yılların en samimi şiiridir. Buyrun ;

Bana gına geldi sizin fındıktan
Fıstığı isterim fıstığı gayrı
Usandım kaymaktan baldan balıktan
İsotu isterim isotu gayrı

Her gün kapalı nemli havalar
Her gün yağışlı sisli bulutlar
Sizin olsun dondurucu soğuklar
Güneşi isterim güneşi gayrı

Etrafı kaplamış yeşil ormanlar
Kıvranır gider dar uzun yollar
Geçit vermiyor ki dağlar kayalar
Düzlüğü isterim düzlüğü gayrı

Meşhurdur kara lahana dolması
Mısır unundan hamsi tavası
Leziz olsa da Akçaabat köftesi
Çiğköfte isterim çiğköfte gayrı

Çıkar denizden türlü balıklar
Taşar derelerden çağlayan sular
Gökyüzünü süslese de Martılar
Turnayı isterim turnayı gayrı

Yaylada çalınır oynak havalar
Havaya renk katar gelinler kızlar
Mest etse de kemençeli horonlar
Zurnayı isterim zurnayı gayrı

Kaçak çayımızdan farklıdır çaylar
Mırrayı özletir meyveli sular
Damağa uymuyor sizin tatlılar
Künefe isterim künefe gayrı

Burda her şey taze yoktur hiç bayat
Mavi gözlülerle tatlıdır hayat
Sizin sarışınlar güzeldir fakat
Esmeri isterim esmeri gayrı

Her tarafta deniz ırmak ve dere
Gökten su dökülür adeta yere
Bütün bu sular kalsın sizlere
Toprağı isterim toprağı gayrı

Kafası sert insanlarla tartıştım
Yüreği mert uşaklarla tanıştım
Sanki Yurdun kuzeyine yerleştim
Güneyi isterim güneyi gayrı

Günlerdir alımla uğraştım durdum
Fındıkları depolara doldurdum
Nihayet sılaya bir bilet buldum
Urfa’yı isterim Urfa’yı gayrı

Ahmet ATÇI