Bir nevi sadisttir. melankoliyi sever ama depresyona girmez, çünkü kendisine saygılıdır. insanlar ona depresif gözüyle bakar ama aslında o melankoliktir ve diğer insanlar bunun farkını genelde anlamazlar. geçmişe ya da geleceğe odaklanmaktan çok o anın ne kadar güzel ya da kötü olabileceğine odaklıdır. "ya bu son yudum şarabımsa?" diye düşünür mesela. her şeyi boşvermis gibi görünür ama aslında her şeyin aşırı farkındadır, zaten bu yüzden kaygılıdır ya. herkes gibi yaşamak istemez mesela, farklılık ona zevk verir. bu yüzden genelde yalnızdır. ölümün fazlasıyla farkındadır. belki de bu yüzden dünyayı, insanları daha derinden okuyabilir(bkz: yengeç burcu kadını). derin düşünür ve hayattan da derin izler taşır. yani bu hali rastlantı değildir. aslında yalnız da değildir, tarih onun gibi sanatçılar barındırmıştır (bkz: nietzsche). son olarak;

"melankoli, hüzünlü olma mutluluğudur”
-victor hugo
Whatever It Takes

şu parçanın girişi gibi adamı alıp yerden yere çırpacak, gelmişini geçmişini sorgulatacak, alnıyın çatından vuracak bir melankolik derinliğe sahip parça tavsiyeleriniz varsa başlık altında toplanalım efem, ihtiyaçtır dalga geçmeyelim.