bir ortaokul yazında sahil şeridinde yürünmektedir. önde yürüyen baba elindeki pet şişeyi çöp kutusuna atar, çöp kutusundan sekip geri gelen şişeyi arkasına bakmadan yavaş bir topuk hareketiyle çöpe tekrar sokar. dumur olmuş bizlerin bakışları arasında bozuntuya vermeden yürümeye devam eder.
Kendilerini helen ırkının devamı olarak gören yunanların ülkelerine verdikleri isim. Pasaportlarında dahi hellas yazar.
virginia woolf’un kaleme aldığı bilinç akışı tekniğiyle yazılmış olan eser. Şu sıralar okuduğum kitap.
Toplum normlarını aile kavramı içinde yaşatan bireylerde gözlenen durum.

Aile kavramının zorunlulukları diye bir şey yoktur. İnsanlar aile çatısı altındaki bireylerden bir şey istediğinde bu talep mutlaka karşılanmalıdır düşüncesinde fakat bunun gerçek bir karşılığı yok. Kişinin hayır deme hakkının olduğu ve aileden öte bir birey olduğu önemsenmiyor.
yaşadığım şehir olan istanbul dışına biri bozcaada biride muğla olmak üzere yaptığım gezilerdir.
Tahmin edersiniz hepsi yaz dönemindeydi ve covid vakaları nispeten daha hafif ilerliyordu.
İftira atan insandır. Kendiyle ilgili yalan söyleyeni bile bir yere kadar anlayabilirim ama yalan başkalarının hayatını etkileyecek boyuttaysa bunun affı yoktur.