cinnet geçiren bir öğretim görevlisinin, dekanın odasını basıp, dekanı bulamayınca orada olan 4 kişiyi öldürmesiyle vuku bulan olay. son yıllarda kanımı donduran olaylardan. bir öğretim görevlisi elini kolunu sallaya sallaya bunu nasıl yapabiliyor? hani ohal falan?
Absürt komedi şaka değil gerçek cevap niteliğinde aynı yazArın onlarca entrysi olabiliyor bir başlıkta .(ADmin editör moderatör YÖK mü arkadaş) Daha (bkz: sözlük formatı)nı çözememişler ondan kaynaklıdır bende uyuyordum herhalde ekşiden farklı yarı sözlük yarı form olacak diye lakin amaç “kendi fikrini zorla kabul ettirmek”ten ibaret olduğunu görünce durdum. Yavaş yavaşta sildim bir çoğunu .

Çok acil bu işe el atılmalıdır kendi fikrim yavaş yavaş değer kaybı Yaşar. Ve en acilinden sözlük formatına bir manifesto girilmelidir. Uzun bir manifesto.
Uçuyoruz

Evet ülkede gördüklerim arasındaki en eğlenceli olay :
Müslüman ülke
Türk ülke
Bu iki olgu artık gitti . 20 yıldır hızla değişen din/ahlak/kültür ile artık Türklük/Müslümanlık, müslüman Türklük değişti. Tarihe bakıldığı takdir hiç bir Türk devleti böyle skandallar yaşamamıştır. Her zaman töresine özüne dinine sahip çıkmıştır. Neyse: Helal olsun tosuna beline kuvvet .

Edit:sözlük kafayı yemiş başlığı ben açtım başlığı aynı başlığa taşımışlar gündüz içmek bünyeye at nalı etkisi mi yaratıyor yav
artık gerçekleşmesi gerektiğini düşündüğüm zorunluluk. sözlük sıkmaya başladı. sol frame'de aynı başlıklar var üremiyo. belki vakit geçircek ilgi çekecek yeni bir şey çıkmış olur ortaya.
üzerinden 16 yıl geçmiş, ama bugün gibi hatırlıyorum. üniversitenin 3. günü, zaten heyecanlı öğrencilerden başka gelen giden pek kimse yok okula, oturmuş etrafı kesiyorum, yüzler tanımaya çalışıyorum. ne de olsa önümüzdeki 4 yıl hep beraber dirsek çürüteceğiz... işte o etrafı keserken, hemen yanımdaki masada kafasını masaya koymuş, belli ki sabah uyanmakta zorlanmış o yüzden hala uyuma isteği duyan ancak bir yandan da yanındaki arkadaşına bir şeyler anlatan birini görüyorum. sarışın, tamamen ortalama bir görünüşe sahip bir insan...

ama kalp işte, bir anda nasıl da küt küt çarpmaya başlıyor ağzımda. bundan sonrası okulda kendisini her gördüğümde vücudumdaki tüm kanın yüzüme yüzüme çıkması ve kıpkırmızı olmamla, onunla tanışmak için deli gibi fırsat kovalamakla geçiyor...

derken biz, kocaman bir arkadaş grubunun iki üyesi, iki arkadaş oluyoruz, tabii ben platonik aşık, o bihaber...

iki yıl sonra başlıyor ilişkimiz, iki yılda yaşadığım iğrenç arabesk dolu, içmeli, sıçmalı, şarkı dinletmeli, özelden çaldırıp kapatmalı günleri anlatmak istemiyorum. 14 yılı beraber geçirdik, 4 yıldır da evliyiz, yani benim ilk görüşte aşkım mutlu sona kavuştu :)
japonya'nın tokyo'dan sonraki en büyük şehridir. nüfusu 17 milyon civarındadır. Şehrin en uğrak noktası dotonbori olaran bilinen bölgedir. bu şehrin ilginç bir özelliği ise, hatırı sayılır miktarda türk nüfusunun olmasıdır. dolayısıyla anadolu mutfağından pek çok lezzeti burada da bulabilirsiniz. bab-ul hayat, istanbul hanedan ve nazar restaurant bunlardan birkaçı olarak öne çıkmaktadır.
gezilecek yerleri ise kısaca şöyle özetleyebiliriz; american village (giyim için), den den town (elektronik ürünler ve otaku), dotonbori (şehrin kalbi), namba (her türlü alışveriş), shinsaibashi (lüks ürünler ve mağazalar), umeda (tiyatro, giyim vb)
osaka, gezilmeyi hakeden farklı bir rota. tavsiye olunur.
paraşütle atlama sanatıdır. genellikle uçaktan bir eğitmene bağlı olarak atlayış gerçekleştirdiğiniz, eğer gerekli eğitimleri alırsanız kendi başınıza da atlayabileceğiniz bir çeşit sportif havacılık faaliyetidir. bu aktiviteye alternatif olarak yamaç paraşütü de değerlendirilebilir.
gezmeye gittiğin yerde aşık olup, döndüğünde oradaki anıları hatırlayarak gelen hazin'e sebep olan şeydir. benim başıma doğu ekspresi için gittiğim erzurum'da gelmiştir. arkadaşımla birlikte gitmiştik ama örtülü kuşetli'den aldığımız için 2 tane de çocuk bileti alıp odayı kapatmıştık, baktık hoşlanıyoruz birbirimizden onu da aldık odaya(görevliye ekstra para ödedik tabii). o erzurum'da okuyordu ve ankara'dan uçakla geri erzurum'a döndü, ben de istanbul'a döndüm. sonrasında yollar aşkımıza gölge düşürdü...
japonya'daki dört büyük adadan biridir. en büyük şehri sapporo'dur.
Arnavutluk'un göl kenarında bulunan hayran kaldığım bir şehri.hayran kaldığım nokta ise insanları.birbirlerine bu kadar saygılı, sıcak kanlı bir toplum görmedim sanırım.
göl kenarında kamp sandalyenizle bir tutam huzur alabilirsiniz ve şiddetle tavsiyemdir.insanlarıylada tanışmaktan çekinmeyin eğer yolunuz düşerse ne demek isteiğimi anlıyacaksınız.