kırmızı pazartesi

Kolombiyalı yazar gabriel garcia marquez’in büyülü gerçekçilik akımının etkilerini satır aralarına serpiştirdiği yapıtı.

1 Mayıs 1981’de yayınlanan kitap ilk bakışta basit bir cinayet romanıymış izlenimi verse de esasında toplumsal yozlaşmaya karşı sert bir eleştiri niteliği taşıyor. Bir töre cinayetine kurban edilen Santiago Nasar karakteri kitabın başından sonuna değin “suçlu mu yoksa masum mu?” ikileminde yürütülüyor. Fakat yazar bu ikilemin yarattığı durumun bile esasında ne kadar gereksiz olduğunu yüzümüze vuruyor gizliden gizliye. Çünkü hangi seçenek doğru olursa olsun bir cinayeti hiçbir neden haklı göstermez. Nasar suçlu da olsa masum da olsa bu vahşice öldürüldüğü gerçekliğini değiştirmiyordu.
nasar'ın öldüreleceğini herkes bilir fakat kimse bir şey yapmaz.

marquez kitabın ilk cümlesinde bu bilgiyi vererek sizi de bu suça ortak eder.
gabriel garcia marquez okumaya başlamak için güzel bir kitap
marquez sana aşık olabilirim. yazdığın her şeye de öyle.

“kendimi sanki aynadan dışarı çıkmışım gibi hissettim.”
okurken, aslında kitabın sonundan başladığınız bir kitaptır kırmızı pazartesi. yazım stilini farklı bulacağınız bir yazardır garcia. bu eserini de mutlaka okumanızı tavsiye ederim.