İlk kez 1999 yılında unesco tarafından farkındalık yaratmak amacıyla ilan edilen gün. Yani bugün, 21 mart. Kutlu olsun!
istanbul beyoğlu arap camii mahallesine ismini veren cami.

Emevî Kumandanı Mesleme b. Abdülmelik tarafından 97-99 (716-717) yılları arasında yapılmış. daha sonra katoliklerin,sonrasında Dominiken tarikatının mescidi olmuştur.
fetihten sonra camiye çevrilmiştir.
İspanya’daki Benî Ahmer-Benî Nasr İslâm Devleti’nin 1492’de sona ermesi üzerine, oradan göç eden müslümanların bu cami çevresine iskân edilmeleri üzerine burası Arap Camii adını almış ve esasının müslüman Araplar tarafından fetihten evvel kurulduğu efsanesi buradan doğmuştur.

kaynak: tdv islam ansiklopedisi
orjinali Galata Kulesi civarında olan yapı. 1940 yılında yıkılmış yerine otopark yapılmıştır.1990 larda orjinaline uygun olarak galata konak kafe'nin oradaki dört yolda göreceğiniz üzere tekrar inşa edilmiştir.


konum
Okuyucuda estetik duygular uyandırmayı hedefleyen yazın türü. Düz yazı olmayan yazınlara şiir denir fakat mensur şiir bu kalıbı kırarak düz yazıya yakın bir yazım şekli belirler. Fakat şiirler genelde uyaklı, ahenkli ve bir ilhamla yazılmaktadır. Yine de şiir için kalıplar koyulmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü anlatım gücünü sınırlar bu. Düş gücünü kullanarak dilin içinde yeni bir dil yaratır şairler. Yazma yönümü keşfetmemi sağlayan lisede yazmaya başladığım şiirler olmuştur.
makbul ibrahim paşa camii - kaplumbagaterbiyecisi-j8bdv

tek kubbeli, kare şeklindedir.kanuni'nin adına inşa ettirilip neden ibrahim paşa'nın adıyla anıldığı bilinmemektedir.
Sabahattin Ali'ye şair gözüyle bakamıyorum bir türlü. Muazzam bir şarkı sözü yazarıymış gibi geliyor. Herhalde bestelenen şiirlerinin kalitesinden kaynaklı. Besteciler şiirlerin ruhunu tam manasıyla yakalayabilmişler.

Aldırma Gönül, eşkiya dünyaya hükümdar olmaz, benim meskenim dağlardır, leylim ley, dağlarda kartal gibiydim, geçmiyor günler geçmiyor ilk aklıma gelenler...
dinleyip ne güzel şarkı dediğimiz çoğu bestenin şarkı sözlerini oluşturan dizeler aslında şiirlere ait olabiliyor. ülkemizde bu durumun en bilinen örneklerine imza atan kişi ise ahmet kaya. kendisi özellikle attila ilhan, can yücel ve yusuf hayaloğlu'nun şiirlerini besteleyerek topluma mal olan şarkılar haline getirmiştir. ilk aklıma gelenler: acı ninni, mahur beste, an gelir, böyle bir sevmek. bu şiirler attila ilhan'a ait. kaptan'dan bu kadar örnek verdikten sonra son şarkı/şiiri can yücel'e bırakıyorum.
(bkz: sevgi duvarı)

ahmet kaya-sevgi duvarı

"sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
salonlar piyasalar sanat sevicileri
derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni
yakanda bir amonyak çiçeği
yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi

kumkapı meyhanelerine dadandık
önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi
aramızda görevliler ekipler hızır paşalar
sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
çöpçülerin elleriyle okşardın beni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi"

can yücel